Gençlik: Umutlar ve tehditler

04:007/10/2018, Pazar
G: 7/10/2018, Pazar
Ergün Yıldırım

Gençlik toplumun umududur, geleceğidir, kıymetidir. Bu kıymeti görmek ve onu korumak hepimizin mesuliyeti. Kanı deli akan, gözünü kırpmadan risklere atılan, ideallerin peşinde koşan, protest bilinciyle ayakları yerden kesilen, arayışlarıyla ufuklara yelken açan, kan ve kemikleri ateşle coşan bir sosyolojidir. Bu sosyolojiyi bekleyen tehditler ve tuzaklar da büyük. Uyuşturucu çeteleri, ideoloji cambazları, batıl inançların “yalancı peygamberleri”, terör şebekeleri... Hepsi de gözünü gençliğe diker.

Gençlik toplumun umududur, geleceğidir, kıymetidir. Bu kıymeti görmek ve onu korumak hepimizin mesuliyeti. Kanı deli akan, gözünü kırpmadan risklere atılan, ideallerin peşinde koşan, protest bilinciyle ayakları yerden kesilen, arayışlarıyla ufuklara yelken açan, kan ve kemikleri ateşle coşan bir sosyolojidir. Bu sosyolojiyi bekleyen tehditler ve tuzaklar da büyük. Uyuşturucu çeteleri, ideoloji cambazları, batıl inançların “yalancı peygamberleri”, terör şebekeleri... Hepsi de gözünü gençliğe diker. Çünkü onun ateşinden, deli akan kanından, cesaret ve idealizmden sömürmek isterler. FETÖ de bunu yaptı, DEAŞ da. Bundan dolayı gençlerimize “göz kulak” olmak mesuliyetimiz var. Onları tanımalıyız, yönelimlerini bilmeliyiz, sorunlarını görmeliyiz, güzelliklerini ve umutlarını paylaşmalıyız. Bunun yolu da onlarla ilgili araştırmalar yapmaktır, onlar üzerine düşünmektir, onları konuşmaktır.



İşte İki gün boyunca Sultangazi Belediyesi öncülüğünde Uluslararası Gençlik Sempozyumu bunu yaptı. Dünyanın farklı toplumlarından gelen araştırmacılarla beraber gençlik konuşuldu. Yapılan araştırmalar sunuldu. Çeşitli kavramlar eşliğinde gençliğin sorunları, yaşadıkları değişmeler ve gelecek umutları paylaşıldı. Gençlerin girişimciliği, sekülerleşmesi, kimlik krizleri, akademik alandaki beklentileri, küresel dünyada yaşadıkları konular üzerinde duruldu.

Sempozyumun en önemli boyutlarından birisi İstanbul Gençlik Araştırması’nın sunumu ve değerlendirmesiydi. Araştırama bize epeyce bulgu sunuyor. İstanbul büyük bir kent. Türkiye’nin bütün renkliliğini taşıyor. Dünyanın ve küreselleşmenin etkileşimine sahip. Dinamik, değişken ve hareketli bir yaşam alanı. Yüzlere varan üniversiteleri ile zaten büyük bir gençlik eğitim dünyası. Türkiye’de gençli anlamak, hatta dünyadaki gençliği anlamak için İstanbul çok önemli bir sosyal laboratuvar. Argetus araştırma şirketi, İstanbul Gençlik Araştırması’nı 15-29 yaş aralığındaki gençler üzerinde uygulamış. İstanbul’un en yoğun nüfusuna sahip 26 ilçesinde araştırma gerçekleşmiş. İstanbul gençliği anlamak için yeterli büyüklük ve genişlikte. Araştırmada gençler kimlik, değer, gelecek algısı, yanlış alışkanlıklar, siyasal katılım ve gönüllülük açısından ele alınıyor. Hem sorunlara, hem de katkılara dikkat çekiliyor. Hem tehditlere hem de umutlara ışık tutuluyor.

Uzun süredir bir deizm tartışması sürüyor. Gençlerimizin dinden tamamen koptuklarını ve bunun suçunu da Ak Parti iktidarına atanlar var. Muhafazakarlar panik içinde. Laikçiler ise suçluyor. İstanbul Gençlik Araştırması piyasada süren bu spekülatif tartışmalara bir açıklık getiriyor. Somut verileri ortaya koyuyor. 26 ilçede yapılan bir araştırma bu. İşte din konusunda hem muhafazakarları hem de laikçileri yanıltan sonuçlar: “Dine inanıyorum, ibadetleri kısmen yerine getiriyorum” diyenler %52. “Dine inanıyorum ve ibadetlerimi tamamen yerine getiriyorum” %8.9. “Dine inanıyorum, ama ibadetlerini yerine getirmiyorum” %28.5. Dine karşı ilgisiz, inanmayan ve karşı olan gençlerin toplamı ise %4.3 oranında. Peki neden bu kadar gürültü koptu? Çünkü siyasal rekabet yoğun bir biçimde kültür ve din üzerinde yapılıyor. Gençlerin tutumları da bu rekabetin bir parçası haline geliyor.

Araştırmanın bu iyi “gençlik haberleri” ile beraber bir de “düşündürücü haberleri” var. Siyaset ile gençlik ilişkisinde sorunlar gözüküyor. Çünkü siyasete katılım düzeyinde belirgin bir düşüşle karşılaşıyoruz. Gençler siyasete karşı soğuk gözüküyor. Araştırmaya göre gençlerin %56.5’i siyasete ilgi duymadığını söylüyor. %12.1 “sevmiyorum”, %6.4 “güvenmiyorum”, %3.7 “korkuyorum” diyor. Bu oranları topluca değerlendirdiğimizde gençlerde büyük bir siyasi ilgisizlikte ortaya çıkıyor. Oysa Ak Parti iktidarı ile 18 yaşına gelen gençlere seçilme ve seçme hakkı tanındı. Onların siyasette yer alma alanlarını genişletti. Buna göre siyasete katılım ilgilerinin daha yüksek olması gerekir. Yakınlaşan yerel seçimler için büyük bir seçmen kitlesini oluşturan bu gençlik popülasyonu çok önemli. Hangi siyaset gençliği siyasete daha fazla ilgili hale getirmeyi başarırsa sonuçlarda başarıyı da o yakalayacak gibi.

Gençlik, çok hareketli ve çok ateşli bir sosyoloji. Günümüzün hızlanan küresel akışkan hayatı ile beraber bu hareketlilik daha da artıyor. Farklılaşma çoğalıyor. Bu da gençlere hem yeni imkanlar sunuyor hem de onları yeni tehditlerle yüz yüze bırakıyor. Örneğin sigara-nargile kullanma ( 25-29 yaş grubunda %52 düzeyinde) ve alkol alma ( 25-29 yaş grubunda %36.5-, bağımlılık ise %12) oranları kaygı vericidir. Ancak yine de bu tehditlerle umutsuzluktan uzak durmalıyız. Gerçeklerin üzerine araştırarak, düşünerek ve çözümler üreterek gitmeliyiz. Uluslar arası Gençlik Sempozyumu da bunu yaptı.

#Gençlik
#Umut
#Tehdit