FETÖ: Yanılgılar ve İftiralar

08:053/10/2018, Çarşamba
G: 3/10/2018, Çarşamba
Ergün Yıldırım

Bugün artık şunu anlıyoruz ki devlet içinde örgütlenen paralel yapı, bütün gücünü devleti taklit ederek inşa etmiş. İstihbarat içinde istihbarat kurması, devletin doğrudan silahlarını kullanması, askeri yapı içinde darbe geleneğine bakarak darbe girişimlerinde bulunması… Hepsi sonunda devletin gözü önünde oluyor! Dağa çıkıp isyan eden bir yapı değil. Bu açıdan da büyük bir şok içindeyiz. Dindar, asker, hakim, savcı, polis gördüğümüz insanlar birden büyük bir şebekenin cani parçaları olarak ortaya

Bugün artık şunu anlıyoruz ki devlet içinde örgütlenen paralel yapı, bütün gücünü devleti taklit ederek inşa etmiş. İstihbarat içinde istihbarat kurması, devletin doğrudan silahlarını kullanması, askeri yapı içinde darbe geleneğine bakarak darbe girişimlerinde bulunması… Hepsi sonunda devletin gözü önünde oluyor! Dağa çıkıp isyan eden bir yapı değil. Bu açıdan da büyük bir şok içindeyiz. Dindar, asker, hakim, savcı, polis gördüğümüz insanlar birden büyük bir şebekenin cani parçaları olarak ortaya çıkıyorlar.




Burada iki biçimde yanılıyoruz. Devlet içinde oldukları ve din içinde oldukları için yanılıyoruz. Çünkü topluma en fazla güven veren bu iki yapı. Neredeyse ikisi de milletin gözünde kutsal. FETÖ, bu kutsallık zırhlarına bürünerek büyük bir toplumsal kesimi aldattı. İnsanlar çocuklarımız alkolizm ve uyuşturucu belalarından uzak dursun; güvenli ve inançlı yerlerde okusunlar diye dershanelerine, yurtlarına ve okullarına hücum etti. Aydınlar, Türkiye’yi dünyada “güler yüzlü ve hizmet odaklı” tanıtıyorlar diye çalışmalarına destek çıktılar. Ak Parti ehli kıble ve hizmete kendini adamış adamlar olarak onları devlet bürokrasisinde gördüğü için yaklaştı. Ak Parti Ankara’ya gittiği zaman (İstanbul’da doğdu), neredeyse bütün Ankara bürokrasisi mürteci diye ötekileştirme peşinde koşarken onları bulmuştu. Özellikle vesayetçi odakların dışlayıcı ve tehdit edici tutumları karşısında Gülen yapısı kendisini alternatif olarak sunmuştu. Sonra Gülen yapısı kendi derin vesayetçi yapısıyla ejderha gibi ortaya çıktı.

FETÖ, Arap Baharı ile bütün dişlerini göstermeye başladı ve cunta girişimlerinde bulundu. Pençesini meşru iktidara geçirmeye kalkıştı. İsrail ve ABD kapısında köpekleşti. Yalanları ile uyuşturduğu beyinleri, Erdoğan karşıtlığında harekete geçirdi. Beddua seansları düzenledi. Erdoğan “Yezit” ilan edildi. Gülen, kendisini kurtarıcı mesih havasıyla yeniden üretti. 15 Temmuzda Meclisimiz bombalandı, insanlarımız katledildi. Habis varlığıyla ülkemize suikastta bulundu.

Türkiye beş yıllık bir mücadeleden sonra önemli bir aşamaya ulaştı. Artık FETÖ bütün karanlık planları, ideolojileri ve ağlarıyla ortaya çıkarıldı. Toplum nezdinde bütün itibarını kaybetti. Toplumda kökleri olmayan bir yapı, topraktan yoksun kalan ağaca benzer. Artık sadece körleşen bir tayfa kendi aralarında hala sayıklıyor. Kimi yerlerde yeniden toplanıyorlar. Ancak geride bilinmeyen hiçbir şey kalmadı. Büyük oranda devlet de toplum da din de bu habis yapıdan temizlendi.

Şimdi mücadele için de başka bir habis doğdu. O da iftira habisi. FETÖ, bu biçimiyle bir iftira aracına dönüşüyor. Toplumu, muhafazakarları ve dindarları içten içe zehirliyor. Makamlara ve güce şehvetleriyle yönelenler, kendine engel gördükleri kişileri FETÖ iftirasıyla damgalıyorlar. Gözü para, menfaat, makam ve güçle perdelenenler en iyi iftira damgası olarak FETÖ’yu kullanıyorlar. Bir linç FETÖ damgası habis eller de başka bir görev icra ediyor. Akademide, medyada, siyasette ve ticarette rakiplerini alt etmenin en kolay yolu bu iftira kepazeliğinden geçiyor. Özellikle makam, para ve iktidarla daha fazla içli dışlı olan dindarlar, bu iftira kampanyalarında en büyük pay sahipleri. Dindarların düşüşüdür bu!

Devlet, hak ve hukuku teslim eden varlık. Adaletin başı. Kudretini eşkıyanın kudretinden ayıran temel özellik de adaletle hükmetmesidir. İnsanlarına iftira mekanizmaları üzerinden bakarak çıplak kudretini harekete geçirip bütün “ötekilerini” düzleyip geçerse yırtıcı bir varlığa döner. FETÖ’nün de çok istediği budur. Devlet, herkesi kendisine küskün hale getirsin. Millet birbirine düşman kesilsin. Devlet iftira çarklarına karşı adalet çarkını işleterek ve “muhayyel ötekilerini” içine katarak ömrüne ömür katar. Hatta affın konuşulduğu bu zamanlarda FETÖ ve iltisaklı ilişkisini yeniden düzenleyebilir. Mahrem imam olmayan, darbeye bulaşmayan, tepede yer almayan ve somut suça bulaşmayanları af kapsamına alabilir. Devlet kendisine yönelen suçu affedebilir. Böylece büyüklük de yapmış olur. Affetmek de cezalandırmak da büyüklüktendir! Yeter ki adalet taşısın içinde.

#Ergün Yıldırım