Cumhur İttifakı ve Ak Parti’nin mesuliyeti

04:0031/10/2018, Çarşamba
G: 31/10/2018, Çarşamba
Ergün Yıldırım

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin büyük müdahalelerle karşılaştığı bir güvenlik bunalımı döneminde doğdu. FETÖ darbe teşebbüsü, PKK’nın çukur eylemleri ve Suriye’deki çatışmayla yaşanan gerginlikler bu güvenliğin en önemli boyutlarıydı. Bir de bu süreçte Türkiye başkanlık sistemine yürüyerek köklü bir değişime gitti. Ak Parti ve Erdoğan hem içeride hem de dışarıda büyük bir taarruzla karşılaşmıştı ve bu da yeni ittifaklara ihtiyaç gösterdi. Sonuçta bu ittifakın temeli güvenliğin merkezileştiği şartlarda

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin büyük müdahalelerle karşılaştığı bir güvenlik bunalımı döneminde doğdu. FETÖ darbe teşebbüsü, PKK’nın çukur eylemleri ve Suriye’deki çatışmayla yaşanan gerginlikler bu güvenliğin en önemli boyutlarıydı. Bir de bu süreçte Türkiye başkanlık sistemine yürüyerek köklü bir değişime gitti. Ak Parti ve Erdoğan hem içeride hem de dışarıda büyük bir taarruzla karşılaşmıştı ve bu da yeni ittifaklara ihtiyaç gösterdi. Sonuçta bu ittifakın temeli güvenliğin merkezileştiği şartlarda yükseldi. Ak Parti iktidarı da FETÖ ile mücadele başta olmak üzere terörle başa çıkma ve kalkınma siyasetlerini yürüttü.



Ak Parti, bir siyasettir. Kendine has kurucu ilkeleri ve bundan da öte dayandığı sosyolojinin talepleri var. Bu sosyolojik talepler demokrasi, yani siyasal katılım ve hukuk devleti, adalet, dini özgürlükler ve refah toplumudur. Türkiye’yi yeni yapmak vardır. Yani daha saygın, daha müreffeh daha adil bir Türkiye’nin inşa edilmesi. Çoğulculuğa saygılı ve eşit vatandaşlığı gerçekleştiren bir devlet. Cumhuriyeti grupsal, elitist ve sert ideolojik yapısından demokratik niteliklerine taşımak. Çünkü büyük orta sınıf sosyolojisi böyle bir siyasetle bütünleşir. Merkez sağın Milli Görüş’le birleşerek meydana getirdiği Ak Parti bu sosyolojinin siyasetidir. Yüzyıllık sert ideolojiden çıkarak ferahlanan bir toplumu tasavvur eder. Milletin ve çevrenin devlet katında muteber olmasını anlatır. Farklı etnik kökenli olması ve farklı dilleri kullanması onun eşit vatandaş yapmaktan koparmamayı tahayyül eder. Hukuk

devletine karşın paralel devletlerin resmi-gayri resmi, cemaatçi-seküler, sivil-askeri biçimlerinden kurtulmayı vaat eder. CHP’nin tek parti ruhunu taşıyan anayasadan yeni anayasaya geçmeyi umut eder.

Yeni Türkiye tahayyülü, Türkiye’nin yüzyıllık kurgu toplumundan, ayrımcı siyasetten, tekçi ideolojik kalıplardan kurtuluşu selamlar. İslam alemine “Araplar bizi arkadan bıçakladı” tabusunu aşarak hareket etmeyi anlatır. Herkesin düşmanımız olduğu masalından kurtulmayı muştular. Herkes düşmanımız ve beka birinci sorunumuz! Yüzyıldır bu siyaset ütopyası ile yaşıyoruz. Bütün özgürlüğümüze, haklarımıza ve adaletten eşit pay alma hakkımızdan bunun için her on yılda bir feragat etmemiz isteniyor. Türk milleti özgür, adil, saygın, eşit yaşamayı hak etmiyor mu? Bunların yerine devletin kutsallaştırılması ve onunla özdeşleşen elitlerin tabulaştırılması geçince millet saygınlığı (insan saygınlığı da) beka meselesi karşısında rehin alınıyor.

Türkiye’nin bir dünya devleti olması için yüzyıl içinde ürettiği beka meselesinden kendisini köklü bir biçimde kurtarması gerekir. Yüzyıl geçmesine rağmen hala bir beka sorunumuz varsa işler hiç de yolunda gitmemiş demektir. Ortadoğu’da ve İslam dünyasında oyun kurucu aktör olmak istiyorsak güvenlikçi siyasetin ötelerine geçmemiz gerekir. Çünkü güvenlikçi siyaset bizi Anadolu’ya da hapseden bir olgu. Kullandığımız dil ile çevremize dokunmamız mümkün değil. Bizim uzantımız olan unsurlar bile bize düşman olarak yapılanarak güvenlik olgusuna dönüşüyorlar.

MHP’nin tahayyül dünyasında nasıl bir Türkiye var? Eğitim, ekonomi ve Ortadoğu üzerinde ürettiği siyasetler nelerdir? MHP siyasal projeleri ve pozisyonuyla bahsettiğimiz Yeni Türkiye’ye yeniden kaldığımız yoldan devam etmek için nasıl bir durum arz ediyor? Cumhur İttifakı’nın siyasal anlamı normalleşen güvenlik ile beraber bu defa hangi parametrelerle devam edecek? Bu soruların cevabı önemli. Siyaset elbette konjonktür ve aktörlerle yapılır. Liderler kurucudur. Ancak tabanların sosyolojik talepleri, heyecanları, umutları çok önemli. Çünkü seçime hava veren, renk katan, rekabette üstünlük sağlayan ve iktidarı ayakta tutan şey budur. Özellikle yerel yönetimler için bu daha da mühim.

Ak Parti’nin temsil ettiği siyaset ve Erdoğan liderliği bütün anasırı İslam’a hitap etmesiyle mühim. Yine Türkiye’nin her tarafından oy alması da Türkiye’ye siyasal aidiyet ve merkezileşme için önemli. Siyasal merkezilik liderlik kadar liderliğe yönelten duygu, inanç ve taleplerle beraber sağlanır. Bu açıdan Ak Parti siyaseti, Türkiye’nin geleceği için hayatı önem taşımakta. Ak Parti, Cumhur İttifakı’nda bu sosyolojisiyle siyaset yaptığı zaman mesuliyetini, anlamını ve heyecanını sürdürebilir. Hem Türkiye’nin yol yürümesinde hem de Ortadoğu da önemli rollerde bulunur. Reformcu ve inşacı siyasetin adresi olur.

#Cumhur İttifakı
#Ak Parti