Afla gelecek tehditler

04:0030/09/2018, dimanche
G: 30/09/2018, dimanche
Ergün Yıldırım

Avrupa Konseyi ile Lozan Üniversitesi tarafından 2016 yılında suç üzerine ortak bir rapor hazırlandı. Türkiye’nin de içinde yer aldığı bu rapora göre en fazla işlenen suçların başında hırsızlık %18.9 ile birinci ve %17.5 ile de uyuşturucu ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de İçişleri Bakanımız Soylu’nun geçen ay yaptığı bir açıklama da suç oranları ve cezaevleri konusunda epey bilgi veriyor.Özellikle UYUMA projesi kapsamında uyuşturucu belasıyla nasıl karşı karşıya olduğumuza ilişkin çok dikkat

Avrupa Konseyi ile Lozan Üniversitesi tarafından 2016 yılında suç üzerine ortak bir rapor hazırlandı. Türkiye’nin de içinde yer aldığı bu rapora göre en fazla işlenen suçların başında hırsızlık %18.9 ile birinci ve %17.5 ile de uyuşturucu ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de İçişleri Bakanımız Soylu’nun geçen ay yaptığı bir açıklama da suç oranları ve cezaevleri konusunda epey bilgi veriyor.



Özellikle UYUMA projesi kapsamında uyuşturucu belasıyla nasıl karşı karşıya olduğumuza ilişkin çok dikkat çekici veriler sundu. Buna göre uyuşturucu suçu “2017’nin aynı dönemine göre yüzde 66 oranında artış gösterdi. Seneye hızlı başladık, bu seneyi çok hızlı bitireceğiz inşallah. Gözaltı sayısı yüzde 55 arttı. Şu anda uyuşturucudan cezaevinde yatan insan sayısı inanamayacağınız bir rakam, 50 bin. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. FETÖ’den yatan insan sayısı da 50 bin, uyuşturucudan yatan insan sayısı da 50 bin. Herkes elinden geleni, gücü yettiğince ortaya koymaya çalışıyor. Gözaltı sayısı ilk 15 günde geçen yıla oranla yüzde 55 arttı”. FETÖden yatanla uyuşturucudan yatan aynı oranda. Demek ki iki büyük tehdit ile yüz yüzeyiz. FETÖ ve uyuşturucu.

Bütün bu veriler büyük bir uyuşturucu suç çetesi ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Elbette buna organize suçlar, hırsızlık gibi dünyada birinci sırada alan suçlar da eklendiğinde çok ciddi bir tehdit ortaya çıkıyor. Her yıl katlanarak artan bu suç çeteleri üzerine ciddi araştırmalar yapmak gerekir. Neden bu kadar suç artışı var? Özellikle uyuşturucu suçu niçin bu kadar artıyor? Gençlerimizi zengin-fakir, dindar-dinsiz, doğu-batı demeden zehirleyen bu suçla nasıl baş edeceğiz? Bir taraftan bunu düşünmeliyiz. İçişleri bakanlığı da büyük bir çaba gösteriyor. Ancak bütün toplum olarak buna seferber olmalıyız.

Suçun ve hapishanelerin uyuşturucu bağlamı bile af konusunda oldukça tedbirli olmamızı gerektiriyor. Son altı ayda bile 15 bin insan uyuşturucudan tutuklanıyor. Düşünün bunun 13 bini torbacı, iki bini lider, örgütleyen ve şebeke içinde yer alıyor. Bu suç grubu bile başlı başına büyük bir ordu neredeyse. Af meselesini sadece bu bağlamda ele aldığımızda bile büyük bir sorun ortaya çıkıyor. Çünkü uyuşturucu ordusunun ezici çoğunluğu dışarı çıkacak. İki açıdan büyük bir vebal ortaya çıkacak. Birincisi ailelerin gençlerini daha çok zehirleyen bu adamlar birden af edilecekler. Bu aileler buna nasıl bakacak? Nöbetler geçiren, ölen, tedavi gören, büyük masraflarla sıkıntı çeken insanların vebali ne olacak? İkincisi, toplum içine bir suç ordusu dönecek. Daha bilenmiş, daha pervasız ve daha cesur davranacaklar. İçeride yeterli düzeyde ıslah olup olmadıklarına bakılmaksızın bunların af edilmesi ile beraber topluma maliyeti büyük olacak. Milletini seven bir siyasetin buna dikkat etmemesi düşünülemez.

Adalet Bakanlığı’nın sunduğu verilere göre (15 Haziran itibarıyla) cezaevlerinde 224 bin 878 kişi var. Bütün cezaevlerinin kapasitesi 202 bin 676 kişi . Bu durumda büyük bir sıkışıklık ortaya çıkıyor. Bakanlık, bir mahkumun (2016 yılı itibarı ile) devlete günlük maliyetinin 78 TL olduğunu söylüyor. Bu durumda cezaevlerindeki 224 bin mahkûmun devlete günlük maliyetinin 17 milyon 540 bin TL, yıllık giderinin ise 6 milyar 402 milyon olduğu ortaya çıkıyor. Bu bakış açısıyla hareket ettiğimizde tutukluluk konusunda yeni bir açılım da şart. Hem maliyet hem de insani şartlar açısından bu gerekli. Ancak bunun yolu af olmaktan öte belki tutuklu sayısını azaltmanın başka yolu olmalı. Öncelikle hırsızlık, adam öldürme, uyuşturucu, organize suç dışında yer alanlar tutuksuz yargılanmaya tabi tutulabilirler. Bunların bence siyasi olmasının da bir önemi yok. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi devlet kendisi affedebilir. Ancak uyuşturucu, hırsızlık, organize suçlar ve çetecilik gibi doğrudan özel mülkiyeti ve kişiyi ilgilendiren konularda karar verirken büyük bedellere mal olabilir. Özellikle seçimlerin yaklaştığı bir dönemde sadece bir partinin isteği olarak algılanması da en fazla Ak Parti tabanında rahatsızlık yaratabilir.

Toplumsal yapımızda ortaya çıkan bu suçlar üzerine derin derin düşünmeliyiz. Suçu örgütleyenlerin, suçu üretenlerin ve suçu yönetenlerin ağlarına karşı ortak tavır almalıyız. Milletin sosyolojik bağışıklığını darmadağın eden suç şebekelerinin af ile beraber yeniden güçlenmesine izin vermemeliyiz.

#​Avrupa Konseyi
#Lozan Üniversites
#Af