UEFA Uluslar Ligi’nde geride kalan maçlarda dişimize göre rakipler bulduğumuzu söyleyebiliriz. Zaten bu maça kadar da topladığımız 7 puan ve oturduğumuz liderlik koltuğu bunun ispatıydı. Ancak İzlanda deplasmanında şartlar anormal bir hal aldı. Hem uzun yolculuk, hem de zemin nedeniyle maçın oynanıp oynanmayacağı tartışmaları konsantrasyonu etkileyecek bir durum. Bir de bunun yanında teknik bir takıma sahip olduğumuz düşünürsek işler bizim için daha da zor olacaktı. Montella, maçın başında golü bulup sonra kontrollü oyuna dönmeyi planlamış olacak ki, ilk düdükle birlikte kendimizi rakip yarı alanda bulduk. Ancak İtalyan Hoca adeta vur deyince öldürüyor. Tercih ettiği oyunların hiç dengesi yok. Ya fazla savunmacı ya fazla risk içeren hücumcu... Montella’nın tarzını düşündüğümde maçın başında böyle bir gol yiyeceğimize asla ikna olmazdım. Bütün takım rakip yarı alanda yakalandı. Abdülkerim’in soluğu yetmedi. Yediğimiz gole rağmen çok uzun süre ev sahibi bizmişiz gibi denedik ama Karadağ maçı gibi açmakta zorlandık. İşte bu anlarda en meşhur konumuz olan orijinal 9 numara meselesi akıllara geliyor. İzlanda da golü erken bulmaktan olsa gerek adeta kalesinin önüne duvar ördü. Doldur boşaltlardan sonuç alamayınca İrfan Can çıktı sahneye ve kalitesini konuşturup, şahane şutuyla rakibi açtı. 3 puan istiyorduk ve durmadık. Yan toptan; önce penaltı, sonra gol çıkardık. Beraberlikte pes etmedik. Sökerek hak ettiğimiz maçı aldık... 2 maçtır Milli Takım izlemekten çok keyif alıyorum. Nasıl almayayım ki; teknik, fizik ve skor olarak rakiplere üstünlük koyarak yürümeye devam ediyoruz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.