Bu sezon ligde şampiyonluğa oynayan takımlarla diğerleri arasındaki kalite farkı çok fazla. Yani yarışan takımların büyük maçlar dışında puan kaybetmeleri nadiren yaşanır. O yüzden derbilerin önemi daha çok artıyor bu sezon. Hem puan farkı hem de ikili averaj açısından sezon sonuna doğru bu maçlar hatırlanacak.
Fenerbahçe’nin evinde oynadığı maç kendisi açısından büyük önem taşıyordu. Galatasaray puan olarak önde geldiği deplasmanda, yenilse de ezilmediği sürece çok büyük problem olmazdı. Ama tam tersi; hem puan farkını 5’e çıkartacak hem de büyük beklenti oluşturan Mourinho için erken soru işareti anlamına geliyordu.
Keza ilk yarı tam da öyle oldu. Portekizli teknik adamın başlangıç tercihleri hatalıydı. Maçın başında bulunan pozisyonlar da hücum organizasyonundan değil tamamen Maksimin’in bireysel yetenekleri ve çabası ile oluştu. Galatasaray ise, bir planı işleten, ne oynadığını bilen taraftı. Hızlı çıkışlarda organize olan ve attığından fazlasını da tehlike olarak ürten takımdı. Nitekim, ilk yarı bir takımın oyun planının nasıl kusursuz işlediğini gördük. Fenerbahçe, En-Nesyri ve Amrabat gibi iki yüksek kalibreli transfer yaptı. Ancak savunma arkasına sarkma planı 38’lik Dzeko ileydi.
İkinci yarı da ise yine kargaşa şeklinde hücum eden bir Fenerbahçe, savunmayı önde kurup alanı daraltan ve dar alandan, geçiş oyunu çıkartan Galatasaray vardı. Mourinho’nun değişiklik ve diziliş konusundaki hamleleri de hatalıydı. Dolayısıyla maçın genelinde hem teknik direktör hem de takım konusunda Galatasaray çok ağır bastı. Bu haftaya kadar her maç sonu saha dışını da konuşan Mourinho, bu mağlubiyetle o söylemini kaybetti. Bundan sonra tek şansı takımını sahada konuşturmak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.