Beşiktaş bugün sezonun en önemli maçına çıkıyor. Bu maç sadece bu sezonu ilgilendiren bir kupa yarı final karşılaşması değil elbette. Yaz döneminde yeniden kurgulayacağınız takımda elinizi en çok güçlendirecek donelerden bir tanesi kupayı almış bir takım olarak Avrupa Ligi biletini kapmış olmak. Bu durum, yapacağınız transferlerden, getirmek istediğiniz teknik direktöre kadar birçok faktörü etkileyecektir. Son dönemde Beşiktaş’ın kurmak istediği takımın, Galatasaray ve Fenerahçe’de bu sezon olduğu
Beşiktaş bugün sezonun en önemli maçına çıkıyor. Bu maç sadece bu sezonu ilgilendiren bir kupa yarı final karşılaşması değil elbette. Yaz döneminde yeniden kurgulayacağınız takımda elinizi en çok güçlendirecek donelerden bir tanesi kupayı almış bir takım olarak Avrupa Ligi biletini kapmış olmak. Bu durum, yapacağınız transferlerden, getirmek istediğiniz teknik direktöre kadar birçok faktörü etkileyecektir. Son dönemde Beşiktaş’ın kurmak istediği takımın, Galatasaray ve Fenerahçe’de bu sezon olduğu gibi üst düzey isimlerden oluşacağı söyleniyor. Beşiktaş’ın maddi olarak böyle bir gücü yok şu anda ama sözleşmesi biten, maaşı yüksek tutulacak oyuncular üzerinden yürünecek sanırım. Gerçi devre arasında çuvalla para verilerek yapılan transferler yaz döneminde kulübün elini zayıflatacak. Bu konuda çok daha ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Kupa konumuza dönecek olursak, böylesine kötü geçen bir sezonda adını finale yazdırıp oradan kupaya uzanmak siyah-beyazlı armanın, hem yönetimine hem futbolcusuna, hem taraftarına, “Kendinize gelin, burası Beşiktaş” cümlesini hatırlatması olacaktır. Beşiktaş taraftarı, geçen hafta üstüne yazı yazdığım gibi; 180 dakika sahaya ruh, onur, gurur, mücadele koyulmasını bekliyor. Bu sezon tarihte görülmemiş kötü skorlara rağmen takımı yalnız bırakmayan taraftarların bu beklentisine cevap vermek de bu saatten sonra futbolcuların işi.
Öte yandan bir süredir Beşiktaş’ın gündemini Başkan Hasan Arat’ın Almanya ziyareti ve yaptığı görüşmeler belirliyor. Orada başta Nuri Şahin olmak üzere bazı temasları oldu Sayın Arat’ın. Ancak bu konudaki motivasyonunu, ikna edilme kriterlerini ve ikna ediliş şeklini henüz kendisinden dinlemedim. Yani Süper Lig’in ortamı ve dinamikleri belli iken, bir anda genç ve pek bilinmeyen bir ismi Sportif Direktör, daha önce kısa bir yardımcı antrenörlük dışında teknik direktörlük tecrübesi olmamış bir ismi teknik adam olarak düşünmesi için çok sağlam ve geçerli donelerle ikna edilmiş olması lazım. Ben ikna olmadığım için üzerine yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim. Ama Beşiktaş’ın asıl gündemi kupa olduğu için, bu teknik direktör yazısını bir sonraki haftaya bırakıyorum.