Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşması, Doğu Akdeniz’de tüm dengeleri değiştirmişe benziyor. Çünkü bu anlaşma ile Türkiye, Doğu Akdeniz’de diğer ülkelerle deniz sınırlarını belirlediği gibi yeni haritayı da dünyaya ilan etmiş oldu.Tam bu anlaşmanın Türkiye’ye sağladığı deniz sınırları yani mavi vatan konuşulurken başta Yunanistan, bölge ülkeleri ve bu ülkeleri destekleyen güçlerin karşı hamle yapmak için farklı girişimleri oldu.Geçen hafta Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan
Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşması, Doğu Akdeniz’de tüm dengeleri değiştirmişe benziyor. Çünkü bu anlaşma ile Türkiye, Doğu Akdeniz’de diğer ülkelerle deniz sınırlarını belirlediği gibi yeni haritayı da dünyaya ilan etmiş oldu.
Tam bu anlaşmanın Türkiye’ye sağladığı deniz sınırları yani mavi vatan konuşulurken başta Yunanistan, bölge ülkeleri ve bu ülkeleri destekleyen güçlerin karşı hamle yapmak için farklı girişimleri oldu.
Geçen hafta Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan sözde münhasır ekonomik bölge anlaşması (MEB) yok hükmünde olmasına rağmen kendilerine göre belirledikleri yeni bir harita ortaya çıkardı.
Yunanistan bir yandan Türkiye ile anlaşmazlığı olan Mısır ile sözde münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşması imzalarken diğer yandan Doğu Akdeniz’de başta GKRY ile beraber Kıbrıs açıklarında tartışmalı alanlarda çıkarılacak doğal gazın Mısır üzerinden AB ülkelerine taşınması konusunda provokatif bir sürece giriyor.
Mısır, Yunanistan ile yok hükmündeki MEB anlaşmasından AB’nin özellikle de Fransa’nın Yunanistan’ı cesaretlendirdiği anlaşılıyor ve son dönemlerde Doğu Akdeniz’deki görünürlüğü de aslında bunun bir işareti. Çünkü Almanya, Türkiye’nin Meis adası açıklarındaki sismik araştırmaların ertelenmesi konusundaki arabulucu rolüne rağmen Yunanistan’ın Mısır ile anlaşması bunu gösteriyor.
Diğer yandan, hiçbir hukukiliği olmayan Mısır-Yunanistan MEB anlaşması ile kendince adaları ana kara gibi kullanarak Türkiye’yi Antalya ve İskenderun Körfezi’ne sıkıştırarak nefes aldırmamayı denemesi, Türkiye’nin kabul etmeyeceği bir durumu ortaya çıkarıyor ve dolayısıyla Doğu Akdeniz’de suların ısınmasına neden oluyor. Yunanistan ateşle oynadığının farkında değil.
Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasına rağmen Yunanistan, Mısır ve GKRY’nin kendilerine göre sözde sınırlarını belirlemeye çalışmaları, deniz sınırları konusunda zaman kazanma peşinde olduklarını gösteriyor.
Mısır, Yunanistan ile arasındaki yok hükmündeki MEB anlaşması ile Türkiye ile yapacağı olası anlaşmadan daha az deniz sınırına sahip oluyor. Mısır’ın Türkiye düşmanlığı kendi deniz sınırlarını Yunanistan’a hediye etmesine neden oluyor. Bu da Yunanistan’ın daha da provoke olmasını sağlıyor.
Doğu Akdeniz artık Türkiye’nin sahip olduğu ve geniş sınırlarının olduğu önemli bir vatan parçası. Doğu Akdeniz’in ekonomi, siyasi, askeri açıdan stratejik önemi dolayısıyla vazgeçilmezliği vardır.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikası, deniz sınırlarını belirlenirken artık birilerinin bize deniz sınırları dayatamayacağı, kendilerine göre sınırlar belirleyemeyeceği ve yeni haritaları empoze etmeyeceği bir politika.
Hep söylüyoruz, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin deniz sınırları içindeki olası keşfedilecek kaynaklar yani doğal gaz ve petrol kaynakları Türkiye’nin geleceğidir. Doğu Akdeniz’in enerji kaynakları, enerjide dışa bağımlı olmayı bitirmek için 100 yıl sonra Türkiye’nin ayağına gelen en büyük imkandır.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de bu hakkını korumak ve kullanabilmek için askeri, ekonomik ve siyasi açıdan en güçlü döneminde olduğunu ifade etmekte fayda var.
Dolayısıyla Türkiye, Doğu Akdeniz’de başlattığı sismik araştırmalar ve sondaj çalışmalarını ertelememeli, daha da hız vermeli ve bundan da vazgeçmemelidir. Türkiye arabulucular ile masaya otururken ve sismik araştırmalara karar verirken, Yunanistan’ın Mısır ile anlaşma yapması, fırsat bulduklarında Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhine neler yapacaklarını görmek açısından önemli bir uyarı.