Uluslararası kurumların, uluslararası ilişkilerde ve ekonomik konularda başarısızlığı bu kurumlara olan güveni azaltmaktadır. Son yıllarda uluslararası ekonomi kurumlarının ekonomik krizler ile mücadelede yetersizlikleri, dünyaya yaşanan finansal krizleri eli kolu bağlı izlemeleri, Afrika kıtasındaki aşırı derecede borçlanmadaki sorumlulukları ve yoksullukla mücadelede başarısızlıkları bu kurumlara olan güveni azalttığı gibi bu kurumlar için reform talebini güçlendirmektedir. ULUSLARARASI EKONOMİ
Uluslararası kurumların, uluslararası ilişkilerde ve ekonomik konularda başarısızlığı bu kurumlara olan güveni azaltmaktadır.
Son yıllarda uluslararası ekonomi kurumlarının ekonomik krizler ile mücadelede yetersizlikleri, dünyaya yaşanan finansal krizleri eli kolu bağlı izlemeleri, Afrika kıtasındaki aşırı derecede borçlanmadaki sorumlulukları ve yoksullukla mücadelede başarısızlıkları bu kurumlara olan güveni azalttığı gibi bu kurumlar için reform talebini güçlendirmektedir.
Uluslararası ekonomi kurumlarından olan başta da IMF’nin ülkelerin ekonomik gücüne yani GSYH’ye göre ülke kotaları belirlenmelidir.
Ülke kotalarının yanında, IMF yönetiminin de artık iki ülke ABD ve Avrupa ülkelerinin dışına çıkarılması gerekiyor.
IMF başkanının Avrupa ülkelerinden ve Dünya Bankası başkanının da ABD’den olması geleneğinin artık sona ermesi tüm üye ülkeleri açısından önemli bir adım olacaktır.
Uluslararası ekonomi kurumlarının uyguladığı ekonomi reçetelerinin ülke koşullarına, kurumlarına ve sosyal dengelerine göre farklılık arz etmesi bu kurumların uyguladığı ekonomi politikalarına güveni arttıracaktır.
Dünya piyasalarında alınan bir kararın dünya ekonomisini derinden etkilediği bir dönemde olmamız nedeniyle, uluslararası kurumlara önemli sorumluluk düşmektedir.
Uluslararası kurumların yetkin ve etkin olmasıyla, birbiriyle bütünleşmiş dünya ekonomisinde olası meydana gelecek finansal krizlerin yönetilmesi ve krizlerin olumsuz etkisini en aza indirmek mümkün olacaktır.
Aksi halde bu kurumlar işlevsiz hale gelecektir.
Uluslararası kurumlar için son yıllarda oluşan olumsuz algılar, finansal krizleri önlemede ve bu krizlerle mücadelelerde başarısızlıkları ülkeleri yeni arayışlara, ittifaklara, birlik ve entegrasyonlara yönlendirmektedir.
Dünyanın birçok ülkesinde özellikle de gelişmekte olan ülkeler arasında başlatılan inisiyatifler ve birlikler hem bu kurumların eksikliğini tamamlama hem de bu kurumlara alternatif kurumlar oluşturma çabası olarak öne çıkmaktadır.
Ortaya çıkan birlik ve entegrasyonların ekonomik gücü, üye ülkelere katkıları, oluşacak olumlu algı ve geliştirecekleri yeni finansal kaynaklar uluslararası kurumlara olan ihtiyacı azaltacağı gibi uluslararası alanda da yeni bir dönem başlatacaktır.
