İklim değişikliği meselesi dünyanın en önemli sorunlarından birisi haline geldi. İklim değişikliği ile mücadelede özellikle 1990’lı yıllarda BM öncülüğünde başlatılan çalışmalar şimdi daha somut adımlar ile devam ediyor.
Bugüne kadar BM öncülüğünde 26 İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) düzenlenmiş ve bu konferanslar ile somut hedefler koyma ve bunları gerçekleştirmek için önemli bir yol haritası oluşturulmuş.
Önümüzdeki dönemi, iklim değişikliği sorunlarının üstesinden gelmek için uygulanması gereken zorunlu değişikliklerin hayata geçirme dönemi olarak adlandırabiliriz.
1992 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda imzaya açılan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımdır.
1994 tarihinde yürürlüğe giren BM-İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 196 ülkenin yanısıra Avrupa Birliği de (AB) taraf oldu.
Türkiye ise bu sözleşmeye 2004 yılında katıldı.
1995 yılında Berlin’de gerçekleşen 1. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP 1) ile başlayan ve her yıl düzenlenen bu zirvelerde alınan kararlar sayesinde iklim değişikliği sorunlarının önlenmesi için yol haritası belirlenmektedir.
Bu kapsamda, 1997 yılında gerçekleşen 3. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP 3) imzalanan Kyoto Protokolü ile çevre ile ilgili daha somut hedefler belirlenirken, 2015 yılında 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP21) imzalanan Paris Anlaşması bu alanda sağlanan en kapsamlı ve somut adım oldu.
Şimdi ise Glasgow’da devam eden 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP26) Paris İklim Anlaşması’nda alınan kararların değerlendirilmesi ve iklim değişikliği için yeni hedefler için önemli bir dönüm noktasındayız.
26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP26) tarafların küresel iklim değişikliği ile mücadelesi ve 1.5 derece küresel ısınma hedeflerine ulaşılması için atılacak adımlar yeniden masada yerini alıyor.
Özellikle de sera gazı salınımlarının azaltılması ve Paris Anlaşması’nda alınan kararların takibi, karbon piyasaları dolayısıyla iklim değişikliği ile mücadelede kullanılacak finansman COP26’nın ana gündemini oluşturuyor.
COP26 zirvesi, aslında ertelenen ve gittikçe artan maliyetleri nedeniyle iklim değişikliği sorunlarının çözümü için artık eyleme geçme zamanıdır.
Türkiye, 2015 yılından imzaladığı ama Meclis’te onaylamadığı Paris Anlaşması’nı COP26 zirvesi öncesinde Meclis4te onaylayarak, sera gazı salınımlarının azaltımı müzakerelerin tümüne resmi üye olarak katılma ve tüm konularda söz söyleme ve oy kullanma hakkına sahip olacak.
Bununla beraber, 2053 için karbon nötr hedefi olan Türkiye’nin COP26’da ya da hemen sonrasında sunacağı niyet edilen ulusal katkı hedefi ve bu hedeflere nasıl ulaşacağını açıklayan yeni strateji belgesi de gündemde olacak.
Dolayısıyla, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında hem dünyada hem de Türkiye’de bir çok alanda önemli değişimi başlatacak yeni bir dönem başlıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.