Küresel finans sistem, ekonomik büyümeyi sürdürmek, düşük enflasyon hedefine ulaşmak ve finansal istikrarı korumayı temel hedef olarak belirlemektedir.Peki, birbirleriyle çelişebilecek vemakro ekonomik performansın en önemli göstergelerinden olan ekonomikbüyümenin sürdürülebirliği, düşük enflasyon hedefi ve finansal istikrar üçlemiaynı anda gerçekleşir mi?SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİK BÜYÜMEKovid-19 öncesi dönemde, finansal sistemin önemliaktörlerinden alan bankalar ekonomik büyümeyi sürdürmek, istihdamı
Küresel finans sistem, ekonomik büyümeyi sürdürmek, düşük enflasyon hedefine ulaşmak ve finansal istikrarı korumayı temel hedef olarak belirlemektedir.
Peki, birbirleriyle çelişebilecek ve
makro ekonomik performansın en önemli göstergelerinden olan ekonomik
büyümenin sürdürülebirliği, düşük enflasyon hedefi ve finansal istikrar üçlemi
aynı anda gerçekleşir mi?
SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİK BÜYÜME
Kovid-19 öncesi dönemde, finansal sistemin önemli
aktörlerinden alan bankalar ekonomik büyümeyi sürdürmek, istihdamı artırmak ve arz talep dengesinden kaynaklanan
fiyat artışlarını önlemek için üretimin arttırılması yani ekonomik büyümenin sağlanması için düşük faiz oranlarıyla bunu gerçekleştirmeye çalıştılar.
Ancak, Kovid-19 ile başlayan
süreçte para politikasında daha da artan gevşeme, enerji fiyatlarında ve lojistik maliyetlerindeki artışlar
fiyat artışlarında sürekli bir hal oluşturdu. Bu da enflasyonun, dünyanın meselesi haline gelmesine neden oldu.
DÜŞÜK ENFLASYON İÇİN YÜKSEK FAİZ ORANLARI
Biliyoruz ki tüm dünyada merkez bankalarının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak yani düşük enflasyonun gerçekleşmesi için gerekli olan para politikası araçlarını kullanmaktır.
Son dönemlerde de merkez bankaları enflasyonu düşürmek için faiz artış yarışına girdiler.
Merkez bankalarının arttırdığı faiz oranları enflasyon artış trendini zayıflatmaya çalışırken hem ekonomik büyüme olumsuz etkilendi hem de uzun süredir düşük faiz oranlarına alışan bankaların artan faz oranları ile finansal açıdan zor duruma düşmelerini de beraberinde getirdi.
Şu anda ABD’de yaşanan banka iflasları ve dalgalanmanın temel nedeni de tam da uygulanan bu politikaların sonucudur.
FİNANSAL İSTİKRARIN SAĞLANMASI
Finansal istikrar, makro ekonomik istikrarın temel şartlarından belki de en önemlisidir.
Özellikle de 2008 küresel ekonomik kriz sonrasında finansal istikrarın sağlanması, merkez bankalarının en önemli amaçlarından birisi haline geldi.
Çünkü,
merkez bankaları tarafından uygulanan para politikalarının etkin olması ancak finansal istikrar ile sağlanacağı öngörülmektedir.
Bu nedenle, merkez bankalarının temel amacı olan fiyat istikrarı ile finansal istikrar hedefleri bir arada değerlendirilmektedir.
Finansal istikrarın çok önemsendiği ve merkez bankaları tarafından finansal istikrarın bu kadar kabul gördüğü bu dönemde,
Amerika’da bankaların iflası ve bu bankalar ile ticari ortaklığı olan Avrupa’daki bankaların da olumsuz etkilenmesi ve halen bu dalgalanmanın bankaları nasıl etkileyeceği konusunda farklı senaryolar
finansal istikrarın tehdit altında olduğu konusunda beklentiler mevcuttur.
Bu nedenle, küresel finans sistemin makro ekonomik göstergelerinden olan ekonomik büyümenin sürdürülebirliğini sağlamak, düşük enflasyon hedefine ulaşmak ve finansal istikrarı sağlamak gibi üç önemli hedefi bir arada gerçekleştirmek büyük bir meydana okumaya dönüştü.
Yeni dönemde üzerinde durulacak en önemli konuların başında da bu
üçlem
#Ekonomi
#Finans
#Enflasyon
#Faiz
#Para politikası
#Küresel finans sistemi
#Erdal Tanas Karagöl