Yeni Şafak

Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin tüm boyutları ve ırkçı söylem

21:0013/07/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Cemile Bayraktar

Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesi meselesi gündeme geldiğinden bu yana ciddi tartışmalar ortaya çıktı.



Benim ve benim gibi düşünenler için mevzu net;

vatandaşlık verilmesi meselesini tartışabiliriz, verilmesinde bir beis de görünmemekte, Allah Rasûlü, Medine'ye hicret ettikten sonra, Medine'nin Mekke'den farklı olan demografik yapısını dert etmemiş, Yahudi ve Hristiyanların da çok sayıda olduğu Medine'de Ensar ve Muhacir arasında “kardeşleştirme” yapmıştı. Bu kardeşleştirme, o günün şartlarında bugünkü vatandaşlık verilmesi gibiydi, bu kardeşlik, miras hakkı dahil birçok hakkı kapsıyordu. Dolayısı ile, siyasi değil insani nedenler ile uygun şartlarda Suriyelilere vatandaşlık verilmesi bir problem teşkil etmiyor.

Ancak vatandaşlık verilmesi konusunda tereddüt duyan ve vatandaşlık verilmesine karşı olan iki kesim var. Tereddüt duyanların hassasiyetini anlıyorum, zira insani bir dille bunu ifade ediyorlar. Toplumsal açıdan sorun olacağına dair endişeleri var. Devletin, gerekli açıklamalar ile bu tereddütleri gidermesi gerekiyor.



Bir de ırkçı hasletleri sebebiyle Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşı olanlar var. Onlar tanıdığımız, bildiğimiz kitle: Türkiye muhalefeti. Türkiye'de, Esed Rejimi'ni savunmayı, hatta düne kadar karşı oldukları İran'ı savunmayı, Türkiye'de muhalif olmanın gereği görecek kadar aciz olan bir muhalefetten bahsediyorum. Bu muhalefet, ülkesindeki savaş ortamından kaçmak zorunda kalan insanlara sözlü ve fiili saldırılarda bulunmaktan çekinmeyen bir muhalefet. Aynı muhalefetin yayınlarının, hemen her gün dekolteli bir “Rus Kızı” görseli ile çıktığını, Rusya'daki ekonomik kriz nedeniyle Türkiye'ye gelen bölge insanlarını cinsel istismar açısından kullandıklarını ve “Git, ülkende çalış!” demediklerini gördük ama savaş ortamı nedeniyle ülkesinden kaçan insanlara “Git, öl!” dediğini gördük. Kaldı ki, Suriyeliler ülkelerinde kalsa onlara “terörist” buraya gelse “defol” diyebilecek bir kitle bunlar.

Önerim şudur ki, bu tip mantık ve vicdan kusurları ile yürüyen muhalefete hiç kulak asmadan, -zira onlar mevzunun hakkaniyet ölçüsünde tartışılması konusunda en büyük engeli teşkil ediyorlar- mutedil bir dil ile vatandaşlık verilmesini yönelik serzenişlere cevap verilmeli. Sanıyorum öyle de oluyor. Vatandaşlık verilmesinin ayrıntıları şöyle:



“-Suriyeliler vatandaşlığa peyderpey alınacak. İlk etapta aranan mesleki nitelikler göz önünde bulundurularak 30-40 bin kişi vatandaşlığa geçecek.



- Toplamda 300 bin kişinin Türk vatandaşı olması hedefleniyor. Varsa, bu kişilerin Türkiye'deki aile fertleri de vatandaşlık hakkı kazanmış olacak.



- Vatandaşlığa geçenler 1 yıl içinde yapılacak seçimlerde oy kullanamayacak.



- Mevcut hükümlere göre, vatandaşlık hakkı için yabancıların Türkiye'de 5 yıl kalmış olmaları gerekiyor. 5 yıldan az süre Türkiye'de olan Suriyelilerin de vatandaş olabilmesi için düzenleme yapılabilir.



- Vatandaşlığa alınacaklar için güvenlik soruşturmalarını MİT yapacak.



-Parası olan ve yatırım yapamayan Suriyeli işadamlarının önü açılacak.



- Rejim muhalifi olan bazı kritik isimlerin, 'vatandaşlık' yoluyla can güvenliği sağlanacak. Bu isimlerden, istihbari olarak da faydalanılabilir.



- Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda kamuoyunda oluşabilecek olumsuz algının giderilmesine yönelik çalışmalar da yürütülecek. Bu kapsamda, Suriyelilerin dedelerinin Çanakkale'de Türklerle omuz omuza savaştıklarını, yani 'Çanakkale Ruhu'nu öne çıkaracak bir kampanya yapılması da ihtimaller arasında.” Yeni Şafak



Dönelim, Ensar ve muhacir arasındaki “kardeşleştirmeye”…



Ensar, tarımdan anlayan bir topluluktu. Muhacirler ise ticaretten iyi anlıyorlardı. Mekke'de tefecilikleriyle ve hilekârlıklarıyla ünlü Yahudiler, pazarın tek sahibiydi, ticarette hile yapmayan, faizle uğraşmayan Muhacirler, ticaret konusunda Ensar'ın yardımcısı oldular. Muhacir ve Ensar arasındaki kardeşlik çerçevesinde gelişen küçük bir grup kısa zaman sonra Mekke'yi fethedecek bir güce dönüştü. 23 yıl gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde çok geniş coğrafyalara yayılan İslâm, hem Müslümanları hem de fetihlerle genişlediği coğrafyalardaki Yahudi, Hristiyan, Mecusi toplulukların hakkını gözetti. Irkçılık denilen zehrin yerine “kardeşliği” koydu. Örneğimiz burada durmaktadır, zulümden kaçanlara açılan kollar gün gelir zulmün kollarını da büker.

American Horror Story

ABD'de Alton Sterling ve Philando Castile adlı 2 siyahi gencin polis tarafından öldürülmesinin ardından, ülkenin farklı eyaletlerinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Gösteriler sırasında tutuklananların sayısı, polisin göstericilere yönelik orantısız şiddeti, ABD demokrasisi konusunda bir fikir edinmemizi sağlıyor. ABD demokrasisinin faaliyetleri bununla da sınırlı değil, Amerikan Washington Post gazetesinde yer alan polis şiddetine dair veri tabanına göre, son polis cinayetleri ile birlikte 2016 yılı içinde polis tarafından vurularak öldürülen kişi sayısı 505'e ulaştı.



American Horror Story, 5 sezondur gösterimde olan sıradan bir Amerikan yapımı dizi. Dizi her sezon başka bir “korku öyküsü” işliyor, dizinin 3. Sezonunda ise konu; “cadı avı ve siyahilere yönelik ırkçı şiddet”… ırkçı ve kötü kalpli bir karakteri canlandıran kadın, 1800'lerde ölmüştür. Dizi bu ya, 2000'lerde büyü ile dirilir. Kölelerine ettiği işkenceler ile tanınan malum kadının, bir sahnede televizyon ile ilk buluşmasını görüyoruz. Sahnede sırasında ekranda konuşan isim Siyahi Başkan Barack Obama, ırkçı kadın, bu sahneye dayanamıyor ve öfkeden hüngür hüngür ağlamaya başlıyor, tekrar ölmek istiyor zira bir siyahinin Amerika'nın başkanı olmasına dayanamıyor.

Bizim malum kadına, American Horror Story'nin yeni sezonunda ABD'deki siyahilere yönelik şiddetin devam ettiğini göstermenin vaktidir, asırlardır ırkçılık noktasında bir iyileştirme kaydedememiş bir Amerika örneği, eminim içini rahatlatacaktır. Kendisi, 2 asır öncesinin Trump seçmeni gibi görünse de, siyahi bir başkanı yüreği kaldıramasa da, en iyisi olan Obama'nın, başkanlığı döneminde siyahilere yönelik şiddet noktasındaki kayıtsızlığını görüp, bir daha seçilemeyeceğinden dolayı üzüntüye düşecek bir hale gelecektir.

Devam eden Amerikan korku öyküleri, daha uzun sezonlar bizimle olacak gibi; coming soon!
#Suriyeliler
#Vatandaşlık
#ABD
#Alton Sterling
#Philando Castile
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.