Haklı bir tepki nasıl provokasyona dönüştürülür, Gezi Parkı gösterilerinde çok net gördük. İnsanların Gezi Parkı"na AVM istememeleri çok haklı. Buna kimsenin itiraz ettiği yok. Ancak Cuma akşamından beri olay Gezi Park"ı eyleminden çıkıp tipik bir AK Parti karşıtlığına döndü.Hükümetin icraatlarını beğenmemek, tepki koymak herkesin hakkı. Ancak iş öyle bir noktaya geldi ki, göstericiler işi çığırından çıkardılar. Haklı oldukları bir konuda haksız duruma düştüler. Niye mi? Çünkü eski sol jargonlara
Haklı bir tepki nasıl provokasyona dönüştürülür, Gezi Parkı gösterilerinde çok net gördük. İnsanların Gezi Parkı"na AVM istememeleri çok haklı. Buna kimsenin itiraz ettiği yok. Ancak Cuma akşamından beri olay Gezi Park"ı eyleminden çıkıp tipik bir AK Parti karşıtlığına döndü.
Hükümetin icraatlarını beğenmemek, tepki koymak herkesin hakkı. Ancak iş öyle bir noktaya geldi ki, göstericiler işi çığırından çıkardılar. Haklı oldukları bir konuda haksız duruma düştüler. Niye mi? Çünkü eski sol jargonlara bel bağladılar ve işi darbe kışkırtıcılığına kadar götürdüler. Hele sosyal medyada yaratılan ortam ve yalan yanlış bilgiler işin tuzu biberi oldu.
Polisin aşırı orantısız güç kullanımını onaylamak mümkün değil. İnsanların üzerine gaz sıkmak, vurmak, kafa göz yarmak vicdanı olan kimsenin kabullenebileceği bir şey değil. Ama bu eylemi organize edenler amacından saptılar. İşi hükümet düşmanlığına vardırdılar. Bunu da bilerek yaptılar.
Peki bunu kim organize etti? 2007 Cumhuriyet mitinglerinde de Türkiye"nin iki üç şehrinde büyük kitleler toplandı. Hemen akabinde seçimler oldu. Sonuç AK Parti yüzde 47 oy aldı. 2010"da CHP"de kaset skandalından sonra Tamer Korkmaz"ın deyimiyle üst yapı Kemal Kılıçdaroğlu"nu göreve getirince de benzer bir dalga oldu. Hatta bir kısım medya işi öyle abarttı ki, sanki ilk seçimde CHP yüzde 50 oy alacak, tek başına iktidara gelecekti. Sonuç ne oldu? 2010 referandumunda Evet diyenler yüzde 58 aldı, 2011 seçimlerinde yüzde 50 aldı. Olay bu kadar basittir.
Gezi Parkı"nı, alkol yasasını bahane edenler bu eylemlerle hükümeti yıkamazlar. Hükümetin oy kaybetmesi için ekonominin kötü gitmesi lazım ki, bu da AK Parti"nin en iyi olduğu alan. Elbette herkes şikayetlerini söyler ve ne olursa olsun demokrasiden sapmamak lazım.
Cuma gecesi özellikle Taksim"deki yaşanan olayları ve yabancı medyanın hareketlerini iyi incelemek lazım. BBC durduk yere görüntü istiyor. Reuters yaşananları canlı olarak tüm dünyaya duyuruyor. Rupert Murdoch"un medyası olayı abartıyor. Hatta yeni Tahrir mi yorumları yapılıyor.
Amerikan büyükelçisi eyleme destek verdiğini söylüyor, Norveç gösteriyi destekliyoruz diyor. Yani tüm dünyaya aynı anda olay yeni bir devrim havasında servis ediliyor. Gayet iyi niyetle başlayan eylem, gizli ellerin devreye girmesiyle başka boyut kazandı. O yüzden de başarılı olamadı.
Amerikan, İngiliz medyası bizi eleştiriyor ama kendi devletlerinin yediği haltları görmüyorlar. Irak"ta, Afganistan"da, Guantanamo"da, Somali"de insanlık dışı işlere gıklarını çıkarmıyorlar. Pentagon –CIA"in istemediği bir haberi hadi çıkarın New York Times"ta da görelim.
Sosyal medyada birileri 27 Mayıs darbesini hatırlattı. Tayyip Erdoğan"ı Menderes"le kıyaslayanlar oldu. Hatta sizin polisiniz varsa, bizim askerimiz var diyenler türedi. Askerler gaz maskesi dağıtıyor diyenler oldu. Hükümet istifa etti, diyenler belirdi. Darbe çağrısı yapanlar oldu. Bunların hepsi organize işlerdi.
IMF"ye borçlar ödenmiş, yeni havaalanları, köprü inşaatlarının temeli atılıyor ama birileri sanki Türkiye"de kriz varmış gibi gösteriyor. Saf ve iyi niyetli vatandaşlara bir sözümüz yok ama art niyetliler ortada geziniyorlar.
Ayrıca sanki Türkiye bu eylemi umursuyormuş gibi hava yaratıyorlar. Türkiye"nin, Anadolu"nun umurunda değil bu eylem. Olması da mümkün değil. Kimler mi?
AK Parti"nin bu döneminde istediğini alamayan liberaller, işsiz kalan loser ve kötü niyetli gazetecileri, üçüncü sınıf dizi ve filmlerin beşinci sınıf oyuncuları, siyaseten iflas etmiş müflis kişiler. Bir de bu işi halk hareketi eylemiymiş gibi gösteriyorlar. Hatta birileri gaza gelip erken seçim bile olacağını iddia ettiler. Bütün bunlar Türkiye dinamiklerini bilmemekten kaynaklanıyor.
Başbakan dün geri adım atmayacağını açıkladı. Topçu Kışlası"nı yapacağını söyledi. Dediğini de yapacaktır. Öte yandan TKP-CHP yandaşları, DHKP-C sempatizanları, aşırı uç sol marjinal gruplar eyleme iyice gölge düşürdüler. Çünkü amaç icraat değil, darbe ortamı yaratmak. Siyaseten yenemeyeceklerini bildikleri AK Parti"yi illegal yollardan devirmeye çalışıyorlar. Kusura bakmayın, kimse bu numaraları yetmez.
AK Parti"yi sevmeyebilirsin, politikalarını onaylamayabilirsin. Demokratik tepkiyi ortaya koymak en tabii hak. Bir partiye verilecek en iyi ders seçimler ve sandıktır. Demokrasiden başka çare yoktur. Taksim"de toplanan kitle hepi topu 500 bin kişi olsa bile Türkiye siyasetine etki edemez. Tekrar ediyorum, bu eylem Türkiye"nin çoğunluğunun umurunda değildir.
28 Şubat"ta da, 28 Mayıs"ta da halk var dendi. Halbuki halk bu darbelere hiçbir zaman destek vermedi. Asla halk hareketi değillerdi. Şimdi aynı oyunu oynuyorlar. Kusura bakmayın biz bu oyunu çok gördük. Aynı filmi defalarca izlemeyi kimse istemez.
Twitter.com/cemkucuk55