Barış Pınarları Askeri Harekatı’nda TSK ve ÖSO’nun kısa süre içinde YPG’yi silindir gibi ezerek sahadan silmesi üzerine ABD ve Rusya ile yapılan diplomatik görüşmelerde Türkiye tarih yazarak neredeyse arka arkaya iki mutabakata imza atmıştı. ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlarda Fırat’ın doğusunda Suriye’nin kuzeyinde sınır bölgesinde 440 km uzunluğunda 32 kilometre derinliğinde bir bölgenin YPG/ PKK’dan tamamen temizlenmesi yönünde alınan kararlar imza altına alınmıştı. Türkiye bu operasyonla
Barış Pınarları Askeri Harekatı’nda TSK ve ÖSO’nun kısa süre içinde YPG’yi silindir gibi ezerek sahadan silmesi üzerine ABD ve Rusya ile yapılan diplomatik görüşmelerde Türkiye tarih yazarak neredeyse arka arkaya iki mutabakata imza atmıştı. ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlarda Fırat’ın doğusunda Suriye’nin kuzeyinde sınır bölgesinde 440 km uzunluğunda 32 kilometre derinliğinde bir bölgenin YPG/ PKK’dan tamamen temizlenmesi yönünde alınan kararlar imza altına alınmıştı. Türkiye bu operasyonla emperyalist küresel güçlerin 1 asırlık sözde terör devleti kurma projesini (2’nci İsrail)engellerken Türkiye’yi çevreleyen terör koridorunu da paramparça etmişti. Türkiye terör koridoru yerine ‘güvenli bölge’nin sınırlarını çizmişti. Türkiye’nin ABD ve Rusya ile yaptığı anlaşmalar dünya basınında geniş yankı buldu. ABD medyası Erdoğan’ın Trump’a karşı zaferi manşetleri attı. Washington Post ve New York Times gazeteleri, Türkiye’nin istediğini aldığını haberini manşetlerine taşıdılar. Guardian ve France 24 ve Los Angeles Times: Türkiye istediğini aldı. Mutabakatın Türkiye’nin lehine olduğu görüşünü kamuoyu ile paylaştılar. Yunan radyo ve TV kanalları, yayın akışlarını keserek anlaşmanın detaylarını duyurdular. Türkiye’de ise bir kısım medya Barış Pınarları Askeri Harekatı sonrasında ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlar hakkında “Zafer mi hezimet mi? Güvenli bölge ‘YPG devleti’ için güvenlik koridoruna dönüşmek üzere, YPG terör örgütü değil, Yeni Çözüm Süreci mi geliyor? İktidar Esed ile anlaşsın” şeklinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’yi eleştiren yazılar ve yorumlarda bulundular. Şüphesiz, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarları Askeri Harekatları’nda savunma sanayisinde attığı dev adımlarla millilik ve yerlilik oranını artıran Türkiye, sınır ötesi operasyonlarında da bu sistemler ve silahlardan faydalanarak teröristleri ininde etkisiz hale getiriyor. Barış Pınarları operasyonunda Türkiye Suriye’de hem masada hem sahada var olduğunu bir kez daha ispatlamıştı. Türkiye bölgede bölücü terör tehdidini ortadan kaldırarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini garanti altına alma gayreti içindeydi. 16 Eylül’de yapılan Ankara Zirvesi’nde, Türkiye, Rusya ve İran Anayasa Komitesi’nin kuruluşunu ilan etmişlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Ekim’de komitenin ilk kez toplanacağını vurgulayarak, “Beklentimiz, Anayasa Komitesi’nin Suriyelilerin meşru ve haklı beklentileri çerçevesinde gerçek ve kapsamlı bir siyasi değişiminin önünü açmasıdır’’ demişti.
Ancak ABD’nin Türkiye’nin Güvenli Bölge sınırları dışına askerlerini çekmesi karşısında ABD’ye cephe alan YPG/PKK terör örgütü mensupları bölgeyi terk eden ABD’li askerlere tepki göstermişlerdi. Satıldıklarını iddia eden terör mensuplarına ABD Savunma Bakanı Mark Esper “NATO müttefiki olan Türkiye’ye karşı Kürtlere (YPG/PKK) yardım etmek için veya otonom bir devlet kursunlar diye görevlendirilmedik. Bu nedenle Türklerle savaşamayız. ABD’nin YPG/PKK ile işbirliği yapmasının temel nedeni DEAŞ ile mücadeledir” demişti. Ancak YPG/PKK içinde bazı unsurların rejim ve Rusya ile ilişki kurma teşebbüsleri karşısında ABD’li yetkililer birden ağız değiştirerek YPG/PKK terör örgütü ile Güvenli Bölge dışında tekrar birlikte çalışabilecekleri yönünde açıklamalar yapmaya başlamışlardı. YPG/PKK ile birlikte Fırat’ın doğusunda Güvenli Bölge sınırları dışında birlikte çalışmaya devam edeceklerini açıklayan ABD’li üst düzey yetkililer ve bir grup senatör bu amaçla YPG/PKK elebaşı Ferhat Abdi bin Halil’in yıldızını parlatmak amacıyla Mazlum Kobani, Şahin Cilo, Ferhat Abdi Şahin kod isimlerini kullanan terörist başını Washington’a davet ettirmek için ciddi bir çalışma yaptıkları biliniyor. Terör örgütü PKK/YPG’nin elebaşı ‘Şahin Cilo’ kod adlı terörist Ferhat Abdi Şahin’in ABD Başkanı Donald Trump ile telefonla görüştüğü ortaya çıkmıştı. Şahin Cilo daha önce de Birleşmiş Milletler ile masaya oturmuş, bir anlaşma imzalamıştı. Peki terörist başı Abdullah Öcalan’ın hakkında “manevi oğlum” dediği, emrini verdiği çok sayıda kanlı eylem nedeniyle Kırmızı Bülten’le aranan Mazlum Kobani ile ABD neden görüşmekte ısrar ediyor. Zira ABD istihbaratı Suriye’de Esed ile anlaşan terör örgütü YPG’nin CENTROM ve ABD Özel kuvvetlerinden edindiği bilgileri Şam ve Rusya ile paylaşmasından korkuyor.Türkiye ise Kod Mazlum Kobani’nin Trump ile görüşmek için ABD’ye gittiğinde çok sayıda cinayetin faili olan teröristin yakalanarak Türkiye’ye teslimini istiyor.