Uğur Dündar’ı kim tehdit etti?

04:0012/06/2019, Çarşamba
G: 12/06/2019, Çarşamba
Bülent Orakoğlu

YSK kararı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi 23 Haziran’da yenilenecek. Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun televizyonda ortak canlı yayında karşı karşıya gelmesi konusunda her iki parti ve toplumda konsensüs oluşması şüphesiz İstanbul seçimini Türkiye’nin bir numaralı gündemi yaparken dış dünyada da dikkatlerin bu seçime odaklanmalarını sağlamıştı.FETÖ, PKK, DHKP/C ve DEAŞ terör örgütleri de Türkiye’nin iç istikrarını bozmak 23 Haziran sonrasında ülkemizde kutuplaşmalar yaratacak

YSK kararı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi 23 Haziran’da yenilenecek. Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun televizyonda ortak canlı yayında karşı karşıya gelmesi konusunda her iki parti ve toplumda konsensüs oluşması şüphesiz İstanbul seçimini Türkiye’nin bir numaralı gündemi yaparken dış dünyada da dikkatlerin bu seçime odaklanmalarını sağlamıştı.



FETÖ, PKK, DHKP/C ve DEAŞ terör örgütleri de Türkiye’nin iç istikrarını bozmak 23 Haziran sonrasında ülkemizde kutuplaşmalar yaratacak terör eylemleriyle Türkiye’de siyasal bir iç kargaşa ve çatışma ortamı yaratmak amacıyla dikkatlerini İstanbul seçimlerine yöneltmişlerdi. Türkiye’nin terör ile mücadelede en başarılı olduğu bir süreçte milli ve yerli mühimmat, SİHA’lar, yeni nesil tank ve balistik füzeler ile teröristlere göz açtırılmayarak terör odaklarına inlerinde darbeler vurulmuştu. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı, Pençe askeri harekatlarıyla Fırat’ın batısında Kuzey Irak’ta özellikle Kandil bölgesinde yuvalanan terörist gruplar etkisiz hale getirildiği bir konjonktürde, Ak Parti adayı Binali Yıldırım’dan müthiş stratejik bir atak geldi. Yıldırım canlı yayını yönetmesi için Uğur Dündar’ı tercih ettiğini açıklamıştı. Bu açıklamadan en fazla menfi olarak etkilenen grup CHP üst yönetimi ve CHP adayı İmamoğlu olmuştu. Zira Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu, CHP’nin yıllardır kurguladığı ‘şehir efsanesine’ güvenerek ‘Ak Parti’liler tartışmaktan kaçıyor’ düşüncesiyle Binali Yıldırımın da tartışma programına katılmaktan imtina edeceği düşüncesiyle Binali Yıldırım’a meydan okumuşlardı. Yılların tecrübeli politikacısı devletin en üst katlarında yıllarca görev yapmış bir devlet adamı olarak Binali Yıldırım’ın canlı yayına katılmayı kabul etmesi üstelik uzun süreden beri CHP’yi ve son dönemde İmamoğlu’nu Sözcü Gazetesi’ndeki köşesinde ideolojik olarak destekleyen Uğur Dündar’ı moderatör olarak önermesi CHP kanadını şok etmişti. Başlangıçta kendisinin övülerek böylesine önemli bir canlı yayını yöneteceğinden aşırı memnuniyet duyduğu anlaşılan Uğur Dündar sürpriz bir kararla ve ne dediği anlaşılamayan bir açıklama ile moderatörlükten çekildiğini açıklamıştı. Uğur Dündar’ın böylesine önemli bir gazetecilik olayından kaçmasının nedenleri üzerinde çok duruldu. Birçok köşe yazarı köşelerinde Uğur Dündar’ın neden bu önemli canlı yayını gerçekleştiremediğine yönelik kanaatlerini açıkladılar.

Binali Yıldırım Dündar’ın moderatörlükten çekilmesi ile ilgili olarak CHP’den Uğur Dündar’a vazgeçmesi için telefon geldiğine dair sosyal medyada, çeşitli yerlerde laf dolaşıyor. Bu çok vahim durumdur. Dündar, CHP adayından ve yönetimden gelen baskılara dayanamayarak moderatörlük görevinden çekildi. Mazeret olarak iki adaya ve demokrasimize zarar gelebileceği gibi anlamsız bir sebep sundu. Yıldırım ise haklı olarak bu gerekçeyi anlamadığını, soru-cevap yapılacak bir yayının ne zararı olacağını sordu. Keşke Dündar, açık gönüllülükle “CHP’nin adayı, Yıldırım’dan çekindiği için bu yayına izin vermiyor” diyebilseydi. 8 Haziran sabah saatlerinde Dündar kendisinin çeşitli yöntemlerle moderatörlükten çekilmesi için yapılan baskılara papuç bırakmayacağını, çıkıp bu yayını aslanlar gibi yöneteceğini kamuoyu ile paylaşmıştı. Ancak gece yarısına doğru attığı twit’te moderatörlükten çekileceğini açıklaması Uğur Dündar’ın neden kimler tarafından tehdit edildiğinin araştırılmasını elzem kılıyor.

CHP’NİN SIR DOLU TOPLANTISI

Sosyal medyada Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun bu yayını yapmaması yönünde Uğur Dündar’a baskı yaptıkları iddia ediliyor. Uğur Dündar’ın ise kendisine yapılan bu baskıya neden boyun eğerek moderatörlükten çekildiği ise aydınlatılması gereken önemli bir duruma işaret ediyor. Bu işin içindeki bit yeniği ise yine bazı iddialara göre Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye ait bir televizyon kurmak için faaliyete geçtiği yıllarda bazı CHP’li belediyelerden toplanan milyonlar yatıyor. Peki o dönemde paralar kime emanet edildi? Şu anda paralar kimde? Biraz geçmişe gidersek CHP lideri Gezi’den önce TEST yayınına geçen CHP’nin yeni kanalını inşa etmek için İstanbul’daki Çatalca ve ve Adalar dışındaki tüm CHP’li belediye başkanlarını İstanbul Maslak Sheraton Oteli’nde toplamıştı. Amaç Uğur Dündar’ın başına geçip profesyonel bir ekiple yöneteceği + 1 kanalının alt ve üst yapısını tamamlamaktı. Herkesin ne kadar maaş alacağı bile masada konuşuluyordu! Kemal Bey ve kurmayları bir araya gelip İstanbul’daki belediyeler üzerinden TELEVİZYON KANALINI ayağa kaldıracaklar ve böylece iktidara yürüyeceklerdi! Kemal Bey ve ekibinin BAŞKANLARA talimatı sonrası, kumanda Erdoğan Toprak Bey’e geçti! Erdoğan Bey’in LEVENT’teki ofisi KARARGAH oldu! Maslak Sheraton’daki toplantıda hazır bulunan bütün BAŞKANLAR tek tek Erdoğan Bey’in ofisinin yolunu tuttu! KADIKÖY, BAKIRKÖY ve BEŞİKTAŞ gibi büyük ilçelerin BAŞKANLARINDAN 500’er bin dolar alınacaktı! ATAŞEHİR ve SARIYER’den ise 2’şer milyon dolar. Yaklaşık 20 milyon dolardan bahsediliyor. Belediyelerden toplanan haraçların akibeti ve emanetçi konusunda adli tahkikat başlatılırsa emanetçi sürpriz isimle birlikte Kılıçdaroğlu ile DHKP/C arasında irtibatı sağlayan isim de ortaya çıkarılabilecek. Zira emanetçi ile DHKP/C irtibatını sağlayan aynı kişi!!!

#YSK
#Uğur Dündar