'Kara Propaganda' yöntemleriyle ortaya atılan asparagas iddialar o derece akıl almaz boyutlara ulaştı ki üst düzey yetkililerin açıklamaları bile görmezden gelindi. Psikolojik harp ve harekat yöntemleri alenen uygulandı. Devletin üst katlarının açıklamaları, cümleler üzerinde oynanarak, saklanarak, anlamları saptırılarak veya değiştirilerek hedefe kondu. Eleştiri ve saygı kurallarını aşan hakaretamiz bir dille kaleme alınan köşe yazılarıyla alenen tahkir ve tezyif suçu işlendi.
Bu iddialara göre güya, ''kendilerine vatandaşlık hakkı verilen 3-4 milyon Suriyeli sığınmacının" 2019'daki üç seçime yeni seçmen olarak katılımı seçmen dengelerini değiştirecek. Ak-Parti'ye ''Başkanlık'' yolunu açacaktı. Sığınmacıların ağırlıkla Doğu-Güneydoğu illerinde yerleştirilmeleri sonrasında Kürt nüfusun dengelenmesi, demografik yapının, Suriyeli, Iraklı Arap mültecilerle mevcut durumdan dönüştürülmesi sağlanacaktı. Sığınmacılar arasına karışmış çok sayıda teröristin uzun yıllar Türkiye'de KAOS ve İstikrarsızlık yaratacak terör eylemleri ile ülkeyi karıştırmaya devam edecekleri, Suriye'den Türkiye'ye devamlı terör ihraç edecekleri ifade edildi edilmeye devam ediyor.
Oysa gerçekler çok farklı. Tüm sığınmacılara Türkiye'de vatandaşlık hakkı verileceği iddiası yalan ve yanlış bir duruma işaret ediyor. Suriye ve Iraklı sığınmacıların bu aşama veya konjonktürde tamamına ''Türk Vatandaşlığı ''verilmeyecek. Suriyeliler vatandaşlığa peyderpey alınacak. İlk etapta aranan mesleki nitelikler göz önünde bulundurularak 30-40 bin kişi vatandaşlığa alınacak. Genelde toplam 300 bin kişinin Türk vatandaşı olması hedefleniyor. Diğer sığınmacılar için şimdilik eski statüleri devam ettirilecek. Ancak Türkiye küresel emperyalist ülkelerin Ortadoğu'da oyunlarını bozan(Cerablus, Mare Azaz hattı) ve oyun kurucu olma yolunda ilk adımlarını atan bir ülke olarak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü 2011 Suriye iç savaşı çıktığından günümüze değin savunagelmişti. Ortadoğu'da son dönem yaşanan gelişmeler ABD ve Rusya'nın, Suriye'yi parçalamak için anlaştıkları gerçeğini gözler önüne sermişti. Akit Gazetesi'nde yer alan bir analize göre Suriye'nin parçalanması durumunda Türkiye'nin hedefi öncelikle Halep ve Türkmen bölgesini Türkiye toprakları içine katmak olacaktı. Bu durum gerçekleşirse Türkiye, Türk Vatandaşlığına kabul edilecek 300 bin kişi dışındaki sığınmacılara da Vatandaşlık hakkı vererek bu bölgelere yerleşimini sağlayacaktı. Türkiye'nin son dönem dış politikada Rusya ve İsrail ile aradaki buzları eritmesi, Mısır ve Suriye ile yapılması muhtemel girişimleri de bu hedefe ulaşmada bir basamak olarak görmek lazım.
Türkiye ve AB ülkelerinin en önemli bir sorunu haline gelen, Suriyeli sığınmacılar meselesi dünya gündeminde önemini korurken, Reyhanlı'da sığınmacı maskesi altında Suriye'den Türkiye'ye sızan (X) terör örgütüne mensup iki terörist suikast için araçlara monte edilen uzaktan kumandalı bomba imal ederken, bombaların patlaması sonrasında hayatlarını kaybettiler. 2 teröristin muhtemelen Reyhanlı ilçesinde mukim Özgür Suriye Ordusu asker ve yöneticilerine suikast düzenleme amaçlı eylem hazırlığı içinde oldukları yönünde elde edilen deliller ışığında güvenlik güçlerince olayın tahkikatı çok yönlü olarak sürdürülmeye devam ediyor. Ancak 2013'te Suriye Muhaberatı ve Mihraç Ural tarafından düzenlenen çifte bombalı saldırılar ve Atatürk Havalimanı saldırılarıyla bu patlama arasında bir bağ bulunmuyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.