TSK ve SMO(Suriye Milli Ordusu) tarafından Fırat’ın doğusuna yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı başarılı bir şekilde devam ediyor. Harekat’ın 4’üncü gününde 459 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonlar kapsamında Fırat’ın doğusundaki terör hedeflerinin F-16 savaş uçakları ve topçu birlikleri tarafından vurulmasına devam edildiği yetkililerce açıklandı.TSK ve SMO mensup askerler tarafından başlatılan kara harekatında Rasulayn kent merkezi ve 18 köy ele geçirilirken YPG’nin kontrolündeki
TSK ve SMO(Suriye Milli Ordusu) tarafından Fırat’ın doğusuna yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı başarılı bir şekilde devam ediyor. Harekat’ın 4’üncü gününde 459 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonlar kapsamında Fırat’ın doğusundaki terör hedeflerinin F-16 savaş uçakları ve topçu birlikleri tarafından vurulmasına devam edildiği yetkililerce açıklandı.
TSK ve SMO mensup askerler tarafından başlatılan kara harekatında Rasulayn kent merkezi ve 18 köy ele geçirilirken YPG’nin kontrolündeki stratejik önemi haiz M4 karayoluna ulaşıldığı açıklanıyor. YPG’nin M4 karayolunu, terör örgütüne lojistik destek amaçlı kullanması da engellenerek lojistik desteği kesiliyor. Barış Pınarı Harekatı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadeleye yönelik kararları çerçevesinde meşru ve uluslar arası hukuk kuralları çerçevesinde başlatılmıştır. Bu askeri harekat ile PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütleri hedef alınmaktadır.Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği gibi bölgemizde tek meşru güç Türkiye’dir. Türkiye, sadece ülkesinin milli güvenliğini, komşularının toprak bütünlüğünü, bölgemizde barışı savunmaktadır. Suriye ile sınırı olmayanların; Ortadoğu’da Suriye’de ne işleri vardır? Hangi karanlık emel ve KAOS politikaları peşinde koşmaktadırlar. Barış Pınarı Askeri Harekatı’nın ilk ayağının Tel Abyad ve Rasulayn’dan başlatılması operasyonun 30 kilometre derinliğinde 120 Km uzunluğunda bir bölgeyi kapsaması gerektiği Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından açıklandı. Sayın Erdoğan ile Trump arasında Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon planlaması ve başlatılması bu haliyle bile gerek Trump’a yönelik gerekse Türkiye ve Başkan Erdoğan’a yönelik haksız eleştirilerin yapılmasına neden olmuştu. Trump azil sürecinin başlatıldığı bir dönemde ABD’nin bir asırlık plan ve projesini yerle bir ederek Obama döneminde PKK terör örgütü ile ABD’nin Türkiye aleyhine anlaşma yaptıklarını itiraf etmesi, gerek Kongre gerekse Pentagon’un baskılarına stratejik açıklamalarla direnmesi çok önemli bir duruma ve gelişmelere işaret etmektedir.
Bölücü küresel terör örgütünün, milliyetçi Kürtlerin iç dinamiklerinden mi oluştuğu, yoksa arka planda bu örgütü kurdurup, emperyalist amaçları için kullanan ve yöneten küresel bir gücün var olup olmadığı konusu, çeşitli platformlarda tartışılagelen ancak günümüze kadar da gizemini koruyan önemli bir sorun olarak gündemimizi işgal etmektedir. Bölücü terör örgütünün hangi amaçlar için kim veya kimler tarafından kurulduğunun aydınlatılması, PKK terörünün çözümüne önemli katkı sağlayabilecek potansiyele sahip göründüğünden irdelenmesi gerekir sanırım.
Bu konuda CIA’nın 1 Mart 1988 tarihinde hazırladığı ‘’çok gizli’’ dereceli rapor günümüze ışık tutacak mahiyette görünüyor. “Irak, Türkiye, İran Kürt Ayaklanmaları’’ başlıklı 32 sayfalık raporun, stratejik özelliğini kaybetmiş büyük bir bölümü, Bilgi Edinme Yasası kapsamında 2002 Ocak ayında uluslararası kamuoyuna açıklandı. Raporda üç ülkedeki Kürt hareketlerinin kuruluşu, gelişimi ve geleceği hakkında analizler yer alıyor. Ancak raporun Irak ve İran bölümünde PKK’nın kuruluşu ve gelişimi detaylarıyla yer alırken, Türkiye’yi en çok ilgilendiren PKK’nın ortaya çıkışı ve gelişimini anlatan 3 sayfanın neden ‘’ABD’nin ulusal çıkarlarına aykırı’’ görülüp tümünün karartılarak sansür edildiği, ABD’nin güvenilmez bir ülke olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Rapor, aynı zamanda bir dönem, savunma, güvenlik ve istihbarat alanlarında üst düzeyde stratejik ortağımız ve halen NATO müttefikimiz olan ABD’nin küresel bir terör örgütü olan PKK ile ilişkisinin hangi boyutlarda olduğunu da deşifre etmesi bakımından hayati önemi haiz görünüyor.
Günümüz konjonktüründe Barış Pınarı Harekatı hedef alınarak, Türkiye’nin Kürtleri öldürdüğü, Fırat’ın doğusunu işgal ettiği, sivilleri katlettiği yönünde psikolojik harp yöntemleriyle gerçekleştirilen algı operasyonları asparagas kara propaganda taktikleriyle sürdürülmektedir. Bilhassa Amerikan medyasını terör örgütünün propagandası için kullanan(!) PKK/YPG terör örgütleri militanlarının bu konuda Pentagon’dan destek aldığı güvenilir kaynaklarca iddia ediliyor. Bugün geldiğimiz noktada bir tek Amerika yok. Birbirleriyle mücadelede eden 3 güç odağı var. Beyazsaray, Kongre ve Pentagon. Devam edeceğiz.