Birçok ülkede iç savaş ve darbelere destek olan, Gezi’nin finansörü George Soros’un Osman Kavala ile Gezi kalkışması için kurduğu Türkiye ağı ortaya çıkarıldı. Bilindiği gibi İstanbul’da başlayan ve ülke geneline yayılan Gezi Parkı odaklı eylemler 27 Mayıs ile 15 Haziran 2013 arasında yaşandı. Olaylarda 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi. Ayrıca 326 iş yeri, 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı. İstanbul Taksim başta olmak üzere birçok kentteki esnaf da eylem nedeniyle kepenk kapattığı için zarar gördü. Olaylarda, 697 güvenlik görevlisi yaralanırken, 1’i polis olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,4 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise yüzlerce milyar doları bulduğunu bildirdi.
Uluslararası spekülatör George Soros tarafından kurulan ‘Açık Toplum Enstitüsü’nün’ Türkiye’deki temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden İlk Gezi kalkışmasının organize edildiği, George Soros’un kalkışmanın yayılması ve yurt dışı desteğinin sağlanması maksadıyla özellikle Avrupa’daki kuruluşlarına talimatlar verdiği belirlenmişti. Gezi Kalkışması’nın Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği, bu kapsamda Kavala’nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması üzerinde oldukça etkili olduğu belirlenmişti. Soros açık Toplum Enstitüsü üzerinden Gezi Kalkışması için milyonlarca doları Türkiye’deki temsilciliğine gönderiyordu. Osman Kavala’nın Türkiye Temsilciliği’nde vakfın kurucu üyeliği dışında resmi bir görevi olmasa da tüm kararlar Kızıl Soros’a danışılarak alınıyordu. Gezi için vakfa gönderilen paralar milli güvenliğe karşı faaliyette olan PKK’ya yardım ettiği için kapatılan dernek ve vakıflara gönderiliyordu. En önemlisi de ‘’Teröristbaşı Fetullah Gülen’in onursal başkanı olduğu, kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na’’ yapılan yardımlardı. Gezi Kalkışması’ndaki Türkiye aleyhine faaliyetlerden dolayı yargılanan Osman Kavala bilindiği gibi serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra tekrar tutuklanmıştı. Bu tutuklamaya enteresan bir şekilde ABD dahil olurken Türkiye içinden de itirazlar yükselmişti.
Ancak son hafta içinde Boğaziçi Üniversitesi üzerinden yeni bir Gezi dalgası yaratmak isteyenlere karşı Türkiye devlet olarak bu kez hazırlıklıydı. Osman Kavala Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde ‘’anayasal düzeni bozmaya teşebbüs’’ ‘’siyasal veya askeri casusluk” suçundan tutuklanmıştı. Bir iki gün önce yapılan yargılamasında yargılandığı mahkemede tutukluğunun devamına karar verilmişti. Osman Kavala’nın bu yeni kalkışma teşebbüsünde cezaevine olması yeni Gezicileri başsız bırakmış ve hata yapmalarına neden olmuştu.
Boğaziçi Dayanışması’nın 12 Cumhurbaşkanımız’a Twitter üzerinden attığı açık mektup CHP /PKK-HDP’nin tezlerini savunuyor. Açık mektubun her kelimesinden PKK/HDP ve CHP fışkırıyor. Bu konuyu derinlemesine irdelemeden önce bu mektubu atanların kimler olduğunun ortaya çıkarılması gerek. Zira bu mektup Boğaziçi Üniversitesi öğrencisini ve taleplerini kesinlikle yansıtmamaktadır. Öğrenciyi istismar eden, terör örgütlerini masumlaştıran, LGBTİ yozlaşmasını meşrulaştıran bu metnin amacının rektör değişimi olmadığı açıktır. Açıklamada rektörlük atamasıyla birlikte, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve KHK ihraçlarının da gündeme getirilmesi dikkat çekicidir. Bu durum özellikle CHP’nin savunduğu argümanlara işaret etmektedir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “adalet arayışı” diye nitelendirdiği protestolardan dolayı Rektör Melih Bulu’yu istifa etmeye çağırdı. Son yaptığı paylaşımda da, öğrencilerin arasına sızan teröristleri savunarak, “Türkiye’nin evlatlarını serbest bırakın” dedi. CHP ve HDP’nin başını çektiği çevreler, sapkın marjinal vandal sokak hareketlerine Erdoğan nefretiyle sahip çıktı. Kâbe fotoğrafına LGBT+İ bayrağı montajlayarak ayaklar altına serip, açıkça İslam’a olan kinlerini kusanlarla ilgili ses çıkarmayan sözde muhalefet, Boğaziçi’ndeki terör destekli provokasyona tam destek verdi. Ancak gözaltına alındıktan sonra kim oldukları ortaya çıkan protestocularla ilgili son dakika ayrıntıları Kılıçdaroğlu’nun sahiplendiği isimlerin gerçek aidiyetlerini gözler önüne serdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal gözaltına alınanların 79’unun DHKP / C ve TKP-ML terör örgütü üyesi olduğunu açıkladı. Ünal, “Sanırım terör sevici Kılıçdaroğlu, evlatları olarak bunları kastediyor. Öğrencilerimiz ise Türkiye’nin evlatlarıdır ve teröre karşı yanlarındayız” ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise “Boğaziçi’nden yeni bir Gezi çıkarmak isteyenlerin tuzağına gençlerimizi düşürmeyiz. Üniversiteler, ideolojik kavgaların arenası değil bilimin ve araştırmanın merkezleridir. Biz üniversitelerin bu yapısını tahkim etmek için son 19 yılda çok büyük yatırımlar yaptık” değerlendirmesinde bulundu.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.