Hrant Dink’in öldürülmesiyle başlayan, 15 Temmuz darbe girişimine kadar uzanan süreçte topluma ve sosyal yapıya darbenin haklılığını inandırmaya yönelik eylemler yapıldı. Bu şekilde organize ettikleri huzursuzluk ortamı ile darbeye müsait ortam oluşturulmaya çalışıldı. Bu amaçla kaos timi DHKP/C terör örgütüne FETÖ’nün hedefleri doğrultusunda kurduruldu. Kaos timinin yapacağı eylemler ile ülkede kargaşa ortamı yaratma hedeflendi.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın FETÖ ile DHKP/C’nin “ortak kaos planı” davası ile ilgili iddianamede FETÖ militanı Ali Fuat Yılmazer’in DHKP/C’ye sızdırdığı elemanları kullanarak DHKP/C terör örgütünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Başbakan olduğu süreçte suikast planladığına inandırmak için kurguladığı kumpas açıkça anlatılıyor. Bu tür algı operasyonlarıyla FETÖ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı adeta gözlem altına almaya çalışarak bu sayede devlet sırlarına erişerek Türkiye aleyhine casusluk yapmak amacındaydı. FETÖ militanı Yılmazer, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve tasarlayarak öldürmeye yardım etme” suçlarından sevk edildiği İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı. Tutuklama kararında ise Yılmazer tarafından kurulan C5 bürosu vurgusu dikkat çekti. Hakim kararında “C5 bürosunun İçişleri Bakanlığı’nın oluru ile 23 Kasım 2012’de yasal mevzuata bağlı olarak çalışmaya başladığı, burada, öncesinde kanun ve mevzuat dışı gizlice oluşturulan bir birim olarak yapılması planlanan Dink, Rahip Santoro, Zirve Yayınevi cinayetleri ile Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların alt yapısının hazırlandığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
2007 tarihinde Emniyet İstihbarat Dairesi içinde FETÖ’nün illegal veya örtülü faaliyetleri için kurulan C5 Timinin İDB içinde yalnızca Yılmazer’in veya Daire Başkanının inisiyatifi ile kurulduğunu düşünmemiz saflık olur. 17/25 Aralık Operasyonlarının sürdüğü bir süreçte polis ve yargı içindeki FETÖ’cülerin ağır bir darbe yediği ortamda olsa olsa FETÖ ve DHKP/C ortak kaos timinin Şehit Savcı Selim Kiraz’a yönelik eylemin arkasında planlayıcı ve azmettirici CIA ve Pentagon’u aramamız gerekir diye düşünüyorum. Zira o dönemi hatırlarsak FETÖ’cü polis müdürlerinin CIA ajanı FETÖ’cü polislerle birlikte 17/25 Aralık dava dosyalarını ABD’ye kaçırdıklarını ve ABD’de Türkiye aleyhine Zarrab davasının açılmasına neden olduklarını biliyoruz. Ancak Kiraz Savcının şehit edilmesi olayında FETÖ ve DHKP/C terör örgütlerinin medyasıyla siyaset mekanizmalarıyla organize bir şekilde iş birliği içinde teröristleri asla eleştirmeden hatta överek devletin savcısının öldürülüşünü davul zurnayla ilan ederek röportajlar yaparak gövde gösterisi yaptıklarını Türkiye olarak şahit olduk.
Şehit Savcı Selim kiraz 31 Mart 2015’te DHKP/C’li teröristlerce katledilmişti. Şehit savcı rehin alındığında teröristlerin kimlikleri bilinmiyordu. Rehin alınma olayının ilk dakikalarında Teröristlerin ismini ilk kez FETÖ’den ihraç edilen polis amiri Kadri Cemil Yiğit sosyal medyadan duyurdu. Halen FETÖ tutuklusu polis amiri ‘’Yüzü maskeli teröristi gözlerinden tanımış’’.
Savcı Kiraz’ın şehit edildiği saatlerde adliyede elektrikler kesilmişti. FETÖ’nün firari kalemşörlerinden Önder Aytaç, Kiraz savcının şehit edilmesinden 26 dakika önce attığı Tweet’te “Elektrik yokken öldürülen herkesten iktidar sorumludur” demişti. Savcıyı alçakça şehit eden teröristleri koruyan bir tweet sanırım. Bazıları sosyal medyada terör faaliyetini 2013 yılında Gezi’de başına fişek isabet etmesi nedeniyle vefat eden Berkin Elvan soruşturmasını yavaşlattığı için Kiraz savcının öldürüldüğü yalanına sarıldılar. Zira Kiraz savcıdan önceki 4 savcı da FETÖ’cüydü. Soruşturmayı yavaşlatmak bir yana tıkamışlardı
CHP’ye yakın yayın organları ve yazarlar da boş durmadılar bu süreçte. Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet Şık teröristlerin sözcüsü olmuştu. Ahmet Şık rehine eylemi sürerken teröristlerle röportaj yapmakta ve onların propagandalarına alet olmak ötesinde teröristlerin avukatlığına soyunmuş sanki!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, elektrik kesintisi nedeniyle önce iktidarı sonra da MİT’i suçlamıştı. Mirgün Cabas ve Banu Güven attıkları tweet’lerde açık açık Berkin Elvanın rövanşı ve karşılığı olduğunu savunmuşlardı. Firari FETÖ’cü Uslu’nun açıklaması ise 17/25 Aralık sonrasında polis şeflerinin tasfiye edilmelerinin bu tarz saldırıların önünü açtığı şeklindeydi.
Dikkatinizi çekmiştir sanırım. Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere Tweet ve açıklamalarını kaleme aldığım hiçbir zat şehit savcımız ile ilgili bir başsağlığı dilediğinde bulunmadı. Savcı Selim Kiraz’ı evet FETÖ DHKP/C ortak kaos timi katletti. Ama bu cinayeti kınamayan baş sağlığı dilemeyenler de en az teröristler kadar bu cinayete ortaktırlar. Terörü kutsayan DHKP/C ve FETÖ’nün legal-illegal unsurlarıdır. Hangi terör eyleminde bu kadar tesadüfler bir araya gelmiştir düşünün bakalım. Yargıya ve MİT’e düşen görev DHKP/C’nin medya ve siyaset mekanizmalarındaki kriptolarını orta çıkarmaktır. Bu konuda önce CHP içindeki emanetçiyi ortaya çıkarmak yeterli olacaktır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.