11 Mayıs 2013 tarihinde Suriye gizli Servisi El Muhaberat’a bağlı ajanlar tarafından gerçekleştirilen Reyhanlı katliamı öncesinde Emniyet ve yargıya sızmış FETÖ militan’larıyla kanlı eylemi günler öncesinden ihbar eden MİT’çiler arasında ciddi istihbarat savaşları yaşandı. MİT’in bütün gayretlerine rağmen MİT TIR’ları İhanet dosyasının baş sanığı FETÖ’cü Savcı Özcan Şişman’ın Reyhanlı Katliamı soruşturmasını yürütmesi ve iddianameyi hazırlaması, Hatay Emniyet Müdürlüğü içindeki üst düzey FETÖ’cüler ile kurulan irtibat ve işbirliği nedeniyle neredeyse tüm detaylarıyla bilinen katliam önlenememişti.
İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun düzenlediği rapor doğrultusunda Hatay Savcılığınca hazırlanan iddianamede; İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç başta olmak üzere Hatay istihbarat ve Terör müdürleri, Reyhanlı İlçe Müdürü’nün MİT’ten gelen detaylı ihbarı değerlendirmedikleri için 53 kişinin ölümüne 249 kişinin yaralanmasına sebebiyet verdikleri suçlamasıyla cezalandırılmaları istendi. İddianamede MİT’in 10 Mayıs 2013 tarihli notundan da bahsedildi ve şöyle denildi: “Bomba yüklü araçların tescil ve plaka bilgisinin yer aldığı 10 Mayıs 2013 tarihli MİT notundan sonra ilçeler telsiz anonsu veya telefonla uyarılmadı. 11 Mayıs 2013 günü, 8 Mayıs tarihinde başlamış olan yol kontrollerine de devam edilmediğinden ve bu araçların bulunmasında aktif çalışabilecek trafik, asayiş gibi birimlerin de bilgilendirilmediğinden bahse konu bomba yüklü araçlar 11 Mayıs günü gündüz arka arkaya il merkezindeki ana caddeleri de geçerek Reyhanlı ilçesine ulaşana kadar herhangi bir kontrolle yakalanmadan kolayca hedefe varabildikleri ve patlamayı gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.” Muhtemelen bombalı araçlara FETÖ tarafından eskort ve güvenlik sağlanmış olma ihtimali güçlü bir olasılıktır.
İddianamede diğer çok önemli bir tespit’te; MİT tarafından Lazkiye’de yapılan başarılı bir operasyon sonucu yakalanıp Türkiye’de yargı organlarına teslim edilen Yusuf Nazik’in Reyhanlı Katliamı öncesinde Hatay Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi tarafından 2012 yılından itibaren teknik takibe alındığı, Reyhanlı katliamı sırasında da teknik takibin devam ettiğinin anlaşılmış olmasıydı. İddianamede Emniyet İstihbarat’ın dinleme yapmasına rağmen Katliamın baş sorumlularından Nazik’le ilgili bilgileri ve dinleme kayıtlarını Terörle Mücadele Şubesi’ne bilgi vermediği öne sürülmüştü.
Masum sivillere yönelik yapılan menfur saldırı tüm ülkede nefret ile karşılandı. Uluslar arası kamuoyu, saldırıyı kınarken, Suriye’deki iç savaş’ın Türkiye’ye sıçradığı yorumları yapıldı. Suriye Ulusal Konseyinin saldırıyı kınamasına rağmen, Bu kanlı terör eyleminin Reyhanlı Halkı’nın Suriyeli mültecilere yönelik öfkeyi de yansıttığı yönünde kışkırtıcı açıklamalar yapıldı .Ülkemizde olayın ardından sosyal medya başta olmak üzere inanılmaz ajitasyon (tahrik edici propaganda istihbaratı) ve dezenformasyon haberler üretilmeye başlandı. Hedef, Başbakan, AKPARTİ ve Suriyeli sığınmacılardı. Muhalefet partileri tarafından, hükümetin Suriye Politikası kıyasıya eleştirilerek AKPARTİ-CEMAAT, MİT-EMNİYET kavgası, iddiaları ortaya atılıyordu. Bu dönemde terörist faaliyetleri alenen ortaya saçılmamış Cemaat adıyla anılan devlete sızmış FETÖ militanlarıyla vatanperver devlet görevlileri arasında kıyasıya bir mücadele başlamıştı.
Reyhanlı katliamının gerçekleştirildiği Mayıs 2013 yılı FETÖ’nün 17/25 Aralık yargı ve polis örtüsü altında gerçekleştirmek istediği başarısız darbe girişiminin hazırlık dönemine işaret etmektedir. Reyhanlı Katliamı Suriye Rejimi Gizli İstihbarat Servisi El muhaberat / FETÖ ve Avrupa Gladyosu işbirliğiyle hazırlanmış uluslararası bir terör eylemidir. Türkiye ve Avrupa Gladio”su, ülkemizde ve Avrupa”da düzenlediği suikastlerde taktiksel olarak cezaevlerinde bulunan tetikçileri kullandı. Eylemleri gerçekleştirmek için, Gladio tetikçileri bir şekilde cezaevlerinden kaçırıldılar. Abdi İpekçi cinayet sanığı Mehmet Ali Ağca, Dev-Sol lideri Dursun Karataş, Özal suikastı sanığı Kartal Demirağ bu kategoriden yalnızca bir kaçı. THKP/C son Genel Başkanı Mihraç Ural”ında 1980 yılında Adana Cezaevinden firar etmesi sağlanarak, Suriye”ye kaçırıldı. Burada Muhaberat ile irtibata geçmesi sağlandı.
Suriye rejimi, Türkiye”de kaos ve istikrarsızlık yaratmak amacıyla, bir taraftan PKK”ya kendi topraklarında kucak açarken, diğer taraftan Hatay Kurtuluş Ordusu ve İskenderun Sancağını Kurtarma Halk Cephesini, 1986 yılında Mihraç Ural”a El-Muhaberat kontrolünde kurdurarak, Hatay”da Nusayri bir devlet kurma ve Hatay”ı Suriye topraklarına katma hayalleri peşindeydi. 19 yıllık Öcalan ve Ural dostluğunun temeli her iki terörist başının El-Muhaberat tarafından yönetilmeleriydi. Devam edeceğiz.(Terörist Mihraç Ural’ı Soçi Kongresine kim davet etti?)
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.