|
Öcalan’ın mektubu kamuoyuna neden geç açıklandı?

Bilindiği gibi 31 Mart seçimlerinde FETÖ, Kandil, HDP ve bileşenleri ‘Millet İttifakını’ açıkça desteklemişlerdi. PKK ile organik ilişki içinde olan HDP’nin ve FETÖ’nün verdiği destek sayesinde CHP adayı İmamoğlu kıl payı seçimi kazanmıştı.



Pentagon’un desteklediği terör örgütleri ile Türkiye arasında devam eden mücadele bu kez Pentagon ve CIA tarafından 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine taşınmış görünüyor. Pentagon’un kontrolünde olan Kandil ve HDP 18 Haziran’da Öcalan tarafından avukatlarına verilen ve 23 Haziran seçimlerinde dengeleri değiştirmesi kuvvetle muhtemel mektubu kamuoyu ile paylaşmayarak Öcalan’a karşı gelmişlerdi. Teröristbaşı, HDP’nin Amerika tarafından istismarına müdahale etmek, hatta önüne geçmek maksadıyla bu mektupta tarafsızlık çağrısı yapmıştı. Aslında mektubun içeriği HDP’nin kuruluş felsefesini ifade eden 3’üncü yol düşüncesinin hayata geçirilmesinden ibaretti. İkiye bölünmüş ve kutuplaşmış Türk siyasetinde hiçbir kanatta yer alınmaması yönünde HDP ikaz ediliyordu. Açıkça HDP’nin CHP adayı İmamoğlu ile AK Parti adayı Yıldırımın desteklenmemesi adına sandığa gidilmemesi yönünde talimat veriliyordu. Öcalan’ın Asrın Avukatları Bürosu ve HDP yönetimi 23 Haziran seçimlerini etkilemesi kuvvetle muhtemel bu mektubu Öcalan’ın talimatlarını gözardı ederek saklamışlardı. Bu nedenle mektup kamuoyuna geç açıklandı. Bu durum PKK terör örgütündeki kırılmayı çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Öcalan 20 Haziran’da İmralı’da kendisine ziyaret izni verilen Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan’a verdiği ikinci mektup sayesinde kamuoyu Öcalan’ın yazdığı mektubun içeriği hakkında bilgi sahibi olmuştu. Bu gelişmeler üzerine Başkan Erdoğan canlı yayında şu açıklamayı yapmıştı: ‘’Burada bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında, tabii HDP-PKK kanadında yaşanan bu savaş, Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Hatta daha da ileri gideyim dağ da bu işin içinde. Ben bunu biraz daha ileri taşıyorum, Avrupa da…’

Öcalan’ın “tarafsızlık” çağrısına karşılık Kandil/HDP yönetiminin CHP adayında ısrarı Öcalan için açıkça bir başkaldırı anlamını taşırken örgütün emperyalist küresel güçlerle ilişkisi hakkında ipuçlarını vermektedir. Cumhurbaşkanımız’ın dediği gibi bu kavga Öcalan ile Demirtaş arasındaki bir iktidar kavgasıdır. Lakin unutulmasın ki Cumhurbaşkanımız’ın Demirtaş derken kastettiği ABD güdümündeki Kandil’in kendisidir. Şimdi merak edilen konu şu: HDP’li Kürtler yıllar yılıdır “Serok/Başkan” olarak kabul ettikleri Öcalan’ı mı dinleyecekler yoksa Öcalan’a komplo kuran ve onu yaşayan bir ölüye dönüştüren Kandil/HDP yönetimini mi? Kanaatim o ki taban önemli oranda Öcalan’ı dinleyecektir. Her halükarda HDP içinde bundan sonra ciddi bir ayrışma ve tartışma yaşanacaktır. Öcalan CHP’ye karşı AK Parti’yi, AK Parti’ye karşı CHP’yi destekleyin çağrısında bulunmuyor. Tam tersine Kürtleri CHP’nin payandası kılmaya ve kendini de İmralı’ya gömmeye çalışan ABD projesine dikkat çekerek bu oyunu tarafsız kalarak bozmaya çağırıyor. Bence HDP’ye oy veren Kürtler tam da bu kritik süreçte AK Parti’yi destekleyerek yeni bir siyasi sürecin açılmasına katkı sağlayabilirler.

Öcalan’ın Asrın Avukatları yaptıkları açıklamalarda Öcalan’ın İstanbul seçimi ile ilgili herhangi bir yorum yapmadığını vurgulasalar da, kamuoyunda yeniden başlatılan görüşmelerin İstanbul’da ilk raundu kılpayı kaybeden AK Parti’nin, Kürt oylarını yeniden kazanma hamlesi olduğuna yönelik muhalefet gazeteleri ve sosyal medyada inanılmaz iddialar ve ithamlar ortaya atılıyor. Bu iddialara karşı Cumhurbaşkanlığı’nca yapılan açıklamalarda “Bir mektup üzerinden, Sayın Cumhurbaşkanımız’a yönelik ortaya atılan ahlaksız ithamları şiddetle reddediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan her türlü kirli oyunlardan, gizli ortaklıklardan uzaktır, sadece milletin hür iradesine sırtını dayayarak mücadele eder“ ifadeleri kullanılmıştı. Esasen Öcalan yaklaşık 8 yıl aradan sonra Mayıs ayında avukatlarıyla iki kez görüşmüştü. Bu konu ile ilgili olarak Abdullah Öcalan’ın açıklamalarının ilki 6 Mayıs’ta, ikincisi ise 26 Mayıs’ta kamuoyuna duyuruldu. Öcalan ilk açıklamasında, “İçinde geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır” demiş ve “Suriye’de Türkiye’nin hassasiyetlerine de duyarlı olunması gerektiğini” söylemişti.

Pentagon ve CIA 23 Haziran İstanbul seçimlerinde oy kullanacak Kürt kökenli vatandaşlarımızı Kandil ve HDP’li üst düzey teröristlerce manipüle ederek CHP adayı İmamoğlu’nun kazanması yönündeki psikolojik harp faaliyetlerine karşı Türkiye’nin de terörist başı Öcalan’ı devreye sokarak ABD’nin adayını zayıflatmaya yönelik müdahalesini hiç kimse tenkit edemez. Zira Kandil’den defalarca yapılan telsiz konuşmalarında Öcalan’ın mektubunun PKK’nın direnişini kırdığı ve örgütü birbirine düşürerek zayıflattığı yönünde anonsların yapılması Türkiye’nin terörle mücadeledeki haklılığını ve başarısını gözler önüne sererken, caydırıcı gücünü de ortaya koymaktadır. Dosta düşmana duyurulur!

#31 Mart
#CHP
#FETÖ
#Kandil
#HDP
#Ali Kemal Özcan
#Abdullah Öcalan
#Mektup
5 yıl önce
Öcalan’ın mektubu kamuoyuna neden geç açıklandı?
Uyanıklığa övgü
Yapay zeka bizi nasıl işsiz bırakır?
Perdeler çok kalınlaşmış
Doğrudan yatırım doğudan gelir
Temmuz sonrasında memurların bilmesinde fayda olan pratik güncel mali bilgiler