NATO karargahları FETÖ’nün ini mi?

04:009/12/2019, Pazartesi
G: 9/12/2019, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

NATO’nun kuruluşunun 70’inci yıldönümü nedeniyle Londra zirvesinde buluşan liderler NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayınca NATO’dan ayrılma /çıkarılma tartışmasının büyük bir balon olduğu ortaya çıktı. Londra Deklarasyonu’nda terörizmin tüm üyeler tarafından daimi bir tehdit olarak algılanması yapılırken PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerinden bahsedilmemesi Ankara’nın 70 yıllık ittifakın ’’Güncellenerek Korunması’’ önerisi hakkında farklı yorumların yapılmasına neden olmuştu. Liderler zirvesinden

NATO’nun kuruluşunun 70’inci yıldönümü nedeniyle Londra zirvesinde buluşan liderler NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayınca NATO’dan ayrılma /çıkarılma tartışmasının büyük bir balon olduğu ortaya çıktı. Londra Deklarasyonu’nda terörizmin tüm üyeler tarafından daimi bir tehdit olarak algılanması yapılırken PKK/YPG ve FETÖ terör örgütlerinden bahsedilmemesi Ankara’nın 70 yıllık ittifakın ’’Güncellenerek Korunması’’ önerisi hakkında farklı yorumların yapılmasına neden olmuştu. Liderler zirvesinden önce NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Trump ve Erdoğan arasında ikili görüşmeler gerçekleştirilmişti. Bu görüşmelerde genel kanaat Türkiye’nin bilhassa YPG ve FETÖ konusundaki hassasiyetlerinin önemli ölçüde giderileceğine yönelik bazı sözler verilmiş olabileceğiydi. Zira Erdoğan daha önce veto edeceğini açıkladığı Baltık bölgesinin “Kademeli Savunma Planına” zirvede bu nedenle onay vermiş olabilirdi.

PENTAGON- CIA-MOSSAD-YPG- FETÖ ortaklığı sanıldığından daha derin ve kapsamlı. FETÖ militanları sadece Türkiye’de devletin kritik kurumlarına sızmakla kalmadı. Bu terör örgütü yurt dışında da sinsi sinsi yapılandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturmalarda FETÖ’nün ‘’yurt dışı yapılanması’’deşifre edildi. Bu soruşturmalara göre FETÖ’cü hainler Türkiye’nin milli ve yerli dış politikasını sabote etmek ve casusluk yapma amacıyla BM, NATO ve AGİT gibi uluslararası organizasyonlara sızmak için özel kadrolar hazırlamışlardı. Özellikle ataşe vs. kadrolarıyla yurt dışına giden FETÖ militanları Türkiye’de olduğu gibi ‘’Mahrem Hizmetler-TSK’’ismiyle kadrolaşmışlardı. ABD’ye giden yurt dışındaki görevli kadrolarda, “Hava, Deniz, Kara” şeklinde birimlere ayrılmış FETÖ’nün sözde askeri hizmetleri vardı.NATO bünyesindeki kadrolara sızdırılan örgüt mensuplarının ise “Mahrem Hizmetler” adı altında sivil abi kadrolarına bağlandığı belirtildi. Deşifre olmamak için zaruri olmadığı sürece örgüt mensubu ve sorumlu abi’lerin görüşmediği yine FETÖ’cülerin örgüte ait kurumlara ziyarette bulunmadığı belirtilmişti.

15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından TSK’da terör örgütüne yönelik birçok tasfiye yaşandı. Yapılan soruşturmalarda NATO Karargahları’nın FETÖ’nün yuvası(ini )haline geldiği ortaya çıktı. FETÖ ile bağı olduğu tespit edilen 200’ü firari 237 NATO subayı ve 165 askeri ataşe hakkında adli ve idari işlem yapıldı. Bu isimlerin neredeyse tamamı Türkiye’ye dönüp yargıya teslim olmak yerine bulundukları ülkeye iltica etmeyi tercih etmişti. Çeşitli rütbelerdeki firari FETÖ’cüler, Türkiye’ye teslim edilmedikleri gibi kendilerine oturma ve çalışma izni verilerek NATO’daki eski görevlerine devam etmeleri dahi sağlanabiliyordu.

FETÖ-PKK/PYD-PENTAGON - NATO İŞBİRLİĞİYLE TÜRKİYE ALEYHİNE KAOS FAALİYETLERİ

Rus savaş uçağının, Türk ordusu içine sızmış FETÖ’cü pilotlar tarafından düşürülmesi, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’un, FETÖ’cü kripto bir polis tarafından suikast sonucu öldürülmesi, Pentagon ve NATO’nun ajite ettiği iki önemli terör saldırısıydı. Amaç Türkiye ve Rusya arasında gerginlik ve hatta savaş çıkarmaktı diyebiliriz. Ancak Putin’in eski Rus gizli servisi KGB ve Rusya Federal Güvenlik Servislerinde (FSB) deneyim ve tecrübesi, Erdoğan’ın basiretli ve dirayetli bir şekilde krizi yönetmesi sonucu NATO ve ABD umduğu sonucu elde edememişti.

FETÖ’nün başarısızlıkla sonuçlanan 7 Şubat 2012 MİT, 17/25 Aralık yargı ve polis darbeleri, 15 Temmuz kanlı darbesi veya kalkışması sonrasında yapılan soruşturmalarda arka planda azmettirici gücün NATO ve ABD(CIA/Pentagon) olduğu yadsınamaz bir şekilde ortaya çıkmıştı.

NATO ittifakı içinde Türkiye ile birlikte yer alan ABD, Almanya ve Yunanistan’ın müştereken yaptıkları “Doğu’daki düşmana karşı” Artemis saldırısı olarak isimlendirilen füze tatbikatında Türkiye NATO’nun yeni potansiyel düşmanı ilan edilmişti.

Norveç’teki Trident Javelin Tatbikatı’nda Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedefe alındı. Norveç’te NATO’ya bağlı “Müşterek Harp Merkezi’nde” görevli firari 4 FETÖ’cü askerin gerçekleştirdiği organize terör eylemi ABD ve NATO’nun derin işbirliğini gözler önüne serdi.

S-400, F-35 ya da Türkiye aleyhine bütün kararlar Temsilciler Meclisi ve Senato’dan oluşan Kongre’de alınıyor. Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerine sürekli Türkiye aleyhine bilgi akışını sağlayanlar da 15 Temmuz kalkışması sonrasında firar ederek NATO, ABD ve Avrupa’ya sığınan ve bu ülkelerde koruma altına alınan FETÖ’cü üst düzey askerler. Bu hainlerin büyük bir bölümü daha önce NATO’da görev yaptığı için S-400 ve F 35’ler konusunda yeterli bilgi ve donanıma sahip olarak Kongre üyelerini Türkiye aleyhine kışkırtmada bir zorluk çekmiyorlar.

#NATO
#Londra
#FETÖ
#YPG
#PENTAGON