MİT’e ait SİHA’yı düşüren ABD Türkiye’ye ne mesaj verdi, Türkiye’nin cevabı ne oldu?

04:009/10/2023, Pazartesi
G: 9/10/2023, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

PKK/PYD terör örgütünün sözde Ölümüzler Taburu’na bağlı intihar timinin Suriye’den illegal yollarla Ankara’ya gelerek İçişleri Bakanlığı’na iki canlı bomba ile saldırması, daha sonra PKK’nın sözde askeri kanadı HPG’den yapılan açıklamada TBMM üzerinden devleti hedef alan tehditkar ve alçakça açıklamaları YPG/ PKK terör örgütü için bardağı taşıran son damla olmuştu. Çünkü bu terör saldırısını kahraman iki polis cevval ve kendi hayatlarını tehlikeye atarak etkisiz hale getirmeseydi sonuçları çok vahim

PKK/PYD terör örgütünün sözde Ölümüzler Taburu’na bağlı intihar timinin Suriye’den illegal yollarla Ankara’ya gelerek İçişleri Bakanlığı’na iki canlı bomba ile saldırması, daha sonra PKK’nın sözde askeri kanadı HPG’den yapılan açıklamada TBMM üzerinden devleti hedef alan tehditkar ve alçakça açıklamaları YPG/ PKK terör örgütü için bardağı taşıran son damla olmuştu. Çünkü bu terör saldırısını kahraman iki polis cevval ve kendi hayatlarını tehlikeye atarak etkisiz hale getirmeseydi sonuçları çok vahim olabilirdi. Eğer teröristler İçişleri Bakanlığı’na girselerdi içeride katliam yapabilir, rehin alabilirlerdi. Kahraman iki polisin teröristleri kısa sürede etkisiz hale getirmesi aynı zamanda terörist saldırıyı sönükleştirmişti. Hatta Fransa PKK’nın Türkiye’de eylem kabiliyetini kaybettiğini bile gündeme getirmişti. Aslında Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğünü parçalayarak siyasi yapılarını da değiştirmeyi amaçlayan, Türkiye’yi de içine alan çok ciddi anlamda tehdit eden bir proje yürütülüyordu. ABD ve bazı kolonyalist Avrupa ülkeleri, Süleymaniye merkezli KYB’yi de işin içine katarak bu iki yapıyı birbirine entegre etmeyi başarabilirlerse bu projeden şu ana kadar uzak duran Barzani’yi de baskı altına alarak bu kaos projesine dahil etmeye çalışıyorlardı.

Türkiye ısrarla bu konuyu takip ediyor, etmekte de zorunda anlaşılan. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü parçalayarak siyasi veya ideolojik yapısını değiştirmeyi amaçlayan terör örgütünün başat unsur olduğu bir oluşumu ortaya koyarak Türkiye’yi ulusal güvenliğini hedef alan bir tehditle karşı karşıya bırakmaya çalışan güç odakları ile mücadele şimdilerde yapılıyor. Şu an mesela terörle mücadele bu işin içinde var ama bu bir jeopolitik karşılık aslında. Türkiye bu konuda şunu söylüyor: “Burada Türkiye ye karşı kurulan jeopolitik tuzakları entrikaları gördüm, buna karşılık veriyorum.” Şimdi bu noktada ortaya çıkan irade önemli! Neden bahsediyoruz? Sadece SİHA ve savaş uçaklarının etkisi çok farklı bir süreci tetikledi. Biz buraya önce SİHA’lar ile girdik. Bu ne anlama geliyor? Bizim irademizi test ettiler. Sonra SİHA’mızı düşürdüler. ABD’nin SİHA’mızı düşürmekle aslında bize verdiği mesaj netti: “YPG’yi ben burada koruyorum, himaye ediyorum lojistik destek ve eğitim veriyorum, yönetiyorum ve yönlendiriyorum. Bu nedenle sen YPG’yi vuramazsın.” Bu tehdide karşı 5 Ekim gecesi saat 23.00’ten itibaren 50 Km derinlikte Suriye’yi savaş uçaklarıyla vurmaya devam etmesi öncelikle Türkiye’nin etkisini arttıran önemli bir nedendi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” düsturu ile kollar halinde jetlerimiz ve akıncı taaruzi İHA’nın da aralarında bulunduğu insansız hava araçlarımız, Tel Rıfat, Cizre ve Derik’teki terör hedefleri bir yıl içinde ikinci kez vurmuş oldu. Cezire Kampı olarak bilinen alanda Haseki’nin üstüne kadar inerek Abdülaziz ve Karaçok Dağları da vuruldu. Bu kez terör örgütünün kullandığı petrol kuyuları depolama tesisleri de hedef alındı. Suriye sınırının 40-50 kilometre derinliğindeki hedefleri F 16’larımız kullanılamaz hale getirdi. Operasyonlarda yerli milli mühimmat kullanıldı. Şu ana kadar 65 hedef imha edildi. Amerika’ya cevap böyle verildi, verilmeye de devam ediliyor. Türkiye 1 Ekim’den itibaren günlerdir Suriye ve Irak’ın kuzeyinde hava harekatlarıyla terör örgütü YPG/PKK’ya topyekun imha harekatı başlattı.
Sürdürülen askeri harekatlar o terörist saldırısına bir cevap. Yetkililer, bu harekatla, ülkeye yönelik tehdidi ortadan kaldırmanın amaçlandığını bildiriyorlar. Washington Türkiye’nin kendisini savunma hakkı bulunduğuna dair açıklama yaptı. Düşürülen SİHA için özür dilenmedi belki ama benzer bir olayın bir kez daha yaşanmayacağı yönünde güçlü sinyal alındığı söylenebilir.
Çatışmasızlık hattında koordinasyonun artırılması gereği ortaya çıktı. Deyim yerindeyse şu anda kimse kimseye her zamankinden daha fazla kızıyor ya da tepkili değil. ABD yaptığı açıklama ile düşürme gerekçesini ortaya koydu. Türkiye de bir anlamda yine “ben operasyon yaparken senin ne işin var orada, sizi ikaz etmiştik” dedi.

‘TEK BİR TERÖRİST KALMAYINCAYA KADAR DEVAM EDECEK’

Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin ve milletimizin beka ve güvenliği için terörle mücadeleye tek bir terörist kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Türkiye artık oynanan küresel oyunları çok iyi görüyor ve oyunu ona göre oynamaya çalışıyor. Mesele terörle mücadele değil. Burada jeopolitik bir kurgu oyun ve tuzaklar var. Türkiye bütün bu tehditlerle mücadele ederek karşı karşıya kaldığı ulusal tehdidi savuşturmaya çalışıyor. Son terörist kalıncaya kadar terör örgütü ile mücadele edeceği iradesini ortaya koyuyor. Suriye ile Irak sınırı arasında kalan El bu Kaim sınır kapısındaki PKK/YPG terör örgütü mensupları derinlik olarak neredeyse en uç noktada yer alıyorlar. Başkan Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada “Öncelikle 30 Km derinliği kontrol altına aldıktan sonra kademeli olarak gerekirse El bu Kaim sınır kapısına kadar inerim” açıklamasında bulunmuştu. Son YPG’li teröristin karasal anlamda karşılığı bu sanırım. El bu Kaim sınır kapısında uluslararası anlamda bir hasasiyetin istismarı var. DEAŞ ile mücadele ediyor kisvesi altında terör örgütü palazlandırılıyor. En önemlisi de burada üretilmiş maskenin mazaret olması sanırım!

#MİT
#SİHA
#Terör
#Politika
#Bülent Orakoğlu