1950 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamladı. 1968 yılında Polis Koleji, 1971’de ‘Polis Akademisi’nden mezun olduktan sonra yaklaşık 7 yıl muhtelif illerde Terör ve İstihbarat müdürlüğü yaptı. 1987-1997 yılları arasında sırasıyla, Giresun, Hatay, Niğde il Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 28 Şubat Sürecinde cunta tarafından Mamak Askeri Cezaevine kapatıldı. 56 Gün Cezaevinde kalan Orakoğlu, Dz. K.K Askeri Mahkemesi ve Ankara 2’nolu DGM’den PVSK 7 maddesi gereği kanuni görevini yaptığı için beraat etti. Halen SDE Başkan Danışmanlığı görevinde bulunan Orakoğlu’u 3 çocuk ve 5 torun sahibi. Deşifre, İhanet Çemberi ve Ankara’da Gölge Oyunları isimli yayınlanmış 3 kitabı bulunuyor.
İbranice yayın yapan medya, yaklaşık bin İsrail Hava Kuvvetleri pilotu ve yedek askerinin Gazze'de devam eden savaşı sert bir dille eleştirdiğini ve savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunduğunu belirterek savaşın sürdürülmesinin, esirlerin hayatlarını tehlikeye atmak ve Netanyahu'nun kişisel çıkarlarına hizmet etmek anlamına geleceğini vurguladıklarını aktardı.
İşgal medyası, İsrail Hava Kuvvetleri'ndeki yaklaşık bin pilot ve yedek askerin, Perşembe sabahı İsrail gazetelerinde yayınlanan bir kamu duyurusunda, Gazze'ye karşı savaşın devam etmesini protesto ettiklerini dile getiren bir itiraz dilekçesine imza attığını bildirdi. Bu haberlere göre, dilekçe, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, askeri emirlere uyulmaması durumunda ortaya çıkacak sonuçlar konusunda yaptığı uyarılara rağmen imzalandı ve savaşın devamına ve bunun ardındaki nedenlere yönelik sert eleştiriler içeriyor. Bu dilekçede şu ifadeler yer alıyor: Biz, İsrail Hava Kuvvetleri'nin eski askerleri ve yedek güçleri olarak, bedeli savaşı durdurmak olsa bile Gazze'deki İsrailli esirlerin herhangi bir gecikme olmaksızın derhal geri dönmelerini talep ediyoruz.
Dilekçede ayrıca şunlar vurgulanıyor: Savaş, İsrail'in güvenlik çıkarlarından çok, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun siyasi ve kişisel çıkarlarına hizmet ediyor. Bu savaşı sürdürmek belirtilen hedeflerimizden hiçbirine ulaşmamızı sağlamayacaktır. İsrail Hava Kuvvetleri pilotları ve yedek subayları ayrıca şunları vurguladı: Geçmişte de kanıtlandığı üzere, Gazze'deki tutukluların güvenli bir şekilde geri dönmesi ancak bir anlaşmayla mümkün olabilir ve askeri baskılar çoğu zaman onların ölümüne yol açarken, İsrail güçlerinin hayatlarını da tehlikeye atıyor.
Bu dilekçede ayrıca: ‘Tüm İsraillileri, savaşı durdurmak ve esirleri hemen geri vermek için her yerde ve her türlü mümkün araçla harekete geçmeye çağırıyoruz. Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatları her geçen gün tehdit altına giriyor ve onları serbest bırakmakta tereddüt edilen her an onlar için utanç kaynağı oluyor’ ifadeleri yer aldı.
Dilekçenin yayımlanmasının ardından İbranice gazete Ma'ariv, İsrail ordusunun dilekçeyi imzalayan askerlerin kimliklerini araştırmak için soruşturma başlattığını ve bu askerlerin Hava Kuvvetleri'nde artık görev yapmalarına izin verilmeyeceğini belirtti.
İşgal rejimi medyası, İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı'nın böyle bir dilekçeyi imzalamayı askeri kuruma ihanet olarak gördüğünü belirtti. İsrail Hava Kuvvetleri komutanları da protestoya daha fazla hava kuvvetleri personelinin katılmasından endişe ediyor.
Ana muhalefet lideri ve Yesh Atid Partisi (Gelecek Var) genel başkanı Yair Lapid, başlangıçta Başsavcının duruma yakından ilgilenmesini istedi. Demokrat Parti lideri Yair Golan da, şüphelilerin bu konuda "ihanet" işlemiş olabileceğini söyledi ve Netanyahu ile tüm ofis personelinin sorgulanmasını talep etti.
Ancak Demokrat Parti Knesset üyesi Gilad Kario, başsavcının kararını memnuniyetle karşılayarak, bunun Netanyahu ve müttefiklerinin "Katar ile anlaşması olan herkese karşı zehir püskürtme makinesini tüm gücüyle harekete geçirmesinin" nedenini gösterdiğini söyledi. Soruşturmayı memnuniyetle karşılayan Yönetim Kalitesi Hareketi" olarak bilinen bir örgüt de olaya karışan herkesin Başbakanlık Ofisi'ndeki görevlerinden derhal uzaklaştırılması çağrısında bulundu.
Netanyahu liderliğindeki Likud partisi ise konuya sert tepki göstererek, gerekçelerinin siyasi olduğunu savundu. Likud, açıklamasında Netanyahu'nun yolsuzluk davalarındaki yargılama sürecine değinerek, bu davalardaki hukuki zaafların ortaya çıkmasının ardından, bu sahte davaları hazırlayanların kişisel çıkarlarının kamuoyunu başka bir yöne doğru yönelttiğini ileri sürdü.
Hiç şüphesiz bu dava, kamuoyunun dikkatini İsrail, Katar ve Başbakan Netanyahu'nun yakın çevresindeki üst düzey yetkililer arasındaki karmaşık ilişkilere çekecektir ve sonuçları potansiyel olarak İsrail Başbakanlık Ofisi'nde daha fazla suçlamaya ve personel değişikliğine yol açabilir. İsrail yargısı gibi organların bu davaya müdahil olması, İsrail'de 7 Ekim 2023 olayı ve diğer konular gibi oluşturulan soruşturma komitesinin kurulması yönündeki toplumsal beklentilerin artmasına yol açabilir.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İsrail askeri savaşamaz, onlar sadece çocukları öldürür. Bunlar dünyanın en aşağılık yaratıkları.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.