İran da kazandı Trump da

04:0013/01/2020, Pazartesi
G: 13/01/2020, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

İran ile ABD arasında var olan gerilim, Süleymani’nin oto ile seyir halindeyken ABD tarafından bir füze saldırısı sonucu öldürülmesiyle doruğa ulaşmıştı. Bu saldırı 3’üncü dünya savaşı mı başladı yorumlarıyla dünyada tedirginliğe neden olmuştu. İran’ın devlet içi ve dışı aktörlerinin özellikle Devrim Muhafızlarının komutanı Kasım Süleymani’ye Bağdat’ta gerçekleştirilen suikast’ emrini bizzat Trump’un verdiği Pentagon tarafından açıklanmıştı. DEAŞ lideri Bağdadi’den sonra daha önemli bir terörist

İran ile ABD arasında var olan gerilim, Süleymani’nin oto ile seyir halindeyken ABD tarafından bir füze saldırısı sonucu öldürülmesiyle doruğa ulaşmıştı. Bu saldırı 3’üncü dünya savaşı mı başladı yorumlarıyla dünyada tedirginliğe neden olmuştu. İran’ın devlet içi ve dışı aktörlerinin özellikle Devrim Muhafızlarının komutanı Kasım Süleymani’ye Bağdat’ta gerçekleştirilen suikast’ emrini bizzat Trump’un verdiği Pentagon tarafından açıklanmıştı. DEAŞ lideri Bağdadi’den sonra daha önemli bir terörist olarak nitelendirdiği Kasım Süleymani’yi de ortadan kaldırarak bir yandan ‘azil sürecine’ meydan okuyan Trump kamuoyu desteğini artırırken, 2020 Kasım ayında yapılacak seçimlerde önemli bir avantaj yakalamıştı.

İran’da 2018 yazından itibaren başlayan gösteriler, geçtiğimiz ay 800’den fazla insanın öldürülmesine yol açan kargaşa ve KAOS mollaların tahtını ve rejimi sarsarken Süleymaniye yapılan suikast rejimi ciddi anlamda güçlendirmişti. Kasım Süleymani ve Ebu el Mehdi Mühendisi’nin cenazelerinin İran’a getirilmesinin ardından, çeşitli eyaletlerde yapılan cenaze törenlerinde bir araya gelen kalabalıklar ve atılan sloganlar, Kasım Süleymani’nin İran toplumunda önemli bir karşılığı olduğunun canlı göstergesi olarak değerlendirildi. İran ABD’nin bu beklenmeyen saldırısına karşı, “vekalet unsurlarıyla cevap verecektir” şeklindeki tüm beklentileri aşarak, ABD’nin Irak’taki Ayn el-Esed üssüne Kirmanşah bölgesinden ateşlediği balistik füzelerle cevap verdi. İran haber ajanslarının verdiği bilgilere göre bu saldırılarda İran’ın kısa ve orta menzilli füzelerinden olan Fatih-313, Zülfikar ve Kıyam füzeleri kullanıldı. Bu saldırıların başlamasının ardından, Kasım Süleymani’nin cenazesi Kirman’da daha önceden belirlenen yere defnedildi ve rejim bu saldırıyla toplumsal alanda oluşan “intikam” beklentilerine belli bir oranda cevap vermiş oldu. ABD Başkanı Trump’un İran’a yönelik yeni bir askeri müdahale yapılmayacağı ancak yeni yaptırımlar uygulayacağına yönelik açıklamaları, çok sağduyulu ve kontrollü bir duruş sergilediği yorumlarına neden olmuştu. Trump’un bu kararı almasında en büyük etken ABD’de Kasım 2020 Başkanlık seçimleri olsa gerek!

İran’ın dini lideri Hamaney, hadiseyi, “dünyayı sarsan, tarihin akışını değiştiren gelişmeler” diye tanımlayarak, ABD’ye tokat attıklarını iddia etmesi her iki ülkenin de gerilimi tırmandırmama stratejisi olarak görüldü.

SÜLEYMANİ’Yİ OBAMA BÜYÜTTÜ TRUMP YOK ETTİ

Irak’taki İran varlığı ve nüfuzunun büyük ölçüde Obama dönemindeki ABD’nin İran’a hediye ettiği bir durum olduğu apaçık bir gerçek. ABD’nin baştan beri düşman bellediği İran’a bile isteye bir alan açmış olmasının arka planı mezhepsel çatışmaları körüklemek için olsa gerek. Zira ortadaki gerçek, İran’ın Irak’a neredeyse kendi vilayetlerinden biri gibi davranabilmesini temin eden alanın tamamen ABD tarafından açılmış olduğudur.Zaten Kasım Süleymani’nin öldürülme bağlamı da Irak’la ilgili, öldürüldüğü yer de Bağdat. Zira, kendisi ABD’nin düşmanı olarak, ABD işgalinden ve bu işgalin açtığı kapılardan girerek yerleştiği Irak’ta tam bir eyalet valisi gibi bütün Irak topraklarında tam yetkili olarak dolaşma imtiyazı ve gücünü kullanabiliyordu. Bu esnada Kasım Süleymani’nin örgütlediği Haşdi Şabi güçleri, Kudüs Gücü vs. Irak yönetiminden ziyade doğrudan kendisine bağlıydı ve aslında bakarsanız, şimdiye kadar ABD güçleriyle doğrudan karşı karşıya gelmiyordu. Bu güçlerin Irak’ta sürdürdükleri mezhepçi faaliyetlerle Irak’ı yaşanmaz hale getirmiş olduğunu herkes gibi ABD de görüyordu, ama müesses nizam’dan bir talimat gelmediği için müdahale de edilmiyordu.

ABD’nin Irak siyasetinde İran’la ilişkisinde böyle bir kırılma noktasına gelmesinde yine de Trump faktörünün önemli bir rol oynadığını göz ardı etmemek lazım. Ezberleri bozan, teamülleri yıkan yanıyla Trump, Irak sahasında da İran’la alışılagelmiş siyasette çıtayı beklenmeyen bir seviyede yükseltti. Süleymani’yi etkisiz hale getirerek İran’ın Irak’taki, hatta bütün Ortadoğu’daki elini-ayağını kesmiş oldu. Trump’un bu faliyetleri şüphesiz Müesses nizamdan bağımsız olamaz. Bu durumun şimdiye kadarki bütün ilişki biçimini kökten değiştiren yeni bir düzene zorlayan sonuçları olacağı kesin. Şimdilik İran-ABD geriliminden sağduyu hakim olduğu için İran’da Trump’ta kazanmış görünüyor.

#İran
#Kasım Süleymani
#Donald Trump
#Irak