1950 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamladı. 1968 yılında Polis Koleji, 1971’de ‘Polis Akademisi’nden mezun olduktan sonra yaklaşık 7 yıl muhtelif illerde Terör ve İstihbarat müdürlüğü yaptı. 1987-1997 yılları arasında sırasıyla, Giresun, Hatay, Niğde il Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 28 Şubat Sürecinde cunta tarafından Mamak Askeri Cezaevine kapatıldı. 56 Gün Cezaevinde kalan Orakoğlu, Dz. K.K Askeri Mahkemesi ve Ankara 2’nolu DGM’den PVSK 7 maddesi gereği kanuni görevini yaptığı için beraat etti. Halen SDE Başkan Danışmanlığı görevinde bulunan Orakoğlu’u 3 çocuk ve 5 torun sahibi. Deşifre, İhanet Çemberi ve Ankara’da Gölge Oyunları isimli yayınlanmış 3 kitabı bulunuyor.
FETÖ tarafından zehirlenerek öldürüldüğü iddia olunan Aytunç Altındal 2009 yılında kaleme aldığı ‘’Türkiye ve Dünya’da Casuslar‘’ isimli kitabında; resmi kaynaklara göre Türkiye’de en az 3500 ajan muhbir, casus ve istihbaratçı olduğunu belirtmişti. Bu sayıya din adamı, araştırmacı sivil toplum üyesi (NGO)kisvesi altında çalışan ajanlar dahil değildi.
Aytunç Altındağ’ın kitabında ve bazı televizyon programlarında deşifre ettiği gibi misyonerlik faaliyetleri Batı emperyalizminin, toplumumuzun değerler bütününün en temelinde yatan dini inancında bir farklılaşma meydana getirerek, onun tarihi, dini, milli ve kültürel birlikteliğini ve bütünlüğünü bozup, parçalamayı amaçlamaktadır. Misyonerliğin masum bir din tebliği veya din hürriyetini kullanımı hadisesi olmadığı, aksine siyasi amaçları olan son derece planlı birlik ve beraberliğimizi tehdit eden bir hareket olduğu açıkça görülmektedir.
Terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla 35 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan, ABD Başkanı Trump ile Erdoğan arasında sorun yaratan sözde ABD’li din adamı! Papaz Brunson’un CIA ajanı olduğu İzmir Cumhuriyet Savcılarınca belgeli ve delillerle ortaya çıkarılmış bulunuyor. Türkiye’de misyonerlik faaliyetleri kisvesi altında ülkemizde yıkıcı bölücü ve 5’inci kol faaliyetlerinde bulunan Brunson terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek suçlamasıyla yargılanıyor. Gözaltına alınana kadar FETÖ’den bihaber olduğunu savunan ajan papazın bu yalanı güvenlik güçlerince ‘FETÖ’nün sözde yöneticileriyle ilişkisini kanıtlayan HTS raporlarıyla çürütüldü. Brunson’un din adamı görüntüsü altında terör örgütleri PKK ve FETÖ adına suç işlediği ve bu örgütlerin genel stratejileri kapsamında eylem birlikteliği içinde olduğu, bu örgütlerin amaçlarını bilerek ve isteyerek iş birliği yaptığı iddianamede öne sürülmüştü.
İzmir’de FETÖ’ye finansal destek sağlanmasına yönelik hazırlanan iddianamede, örgüt aleyhine kitap yazan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal gibi gazeteci yazarların şüpheli ölümlerine de yer verilmiş ve FETÖ’ye işaret edilmişti. Altındağ FETÖ hakkında pek çok bilgi ve belgeye sahip olan ve en yoğun mücadele eden araştırmacı bir kişiliğe sahipti. FETÖ elebaşı Gülen’in neden hacca gitmediğini de araştıran Aytunç Altındal, Gülen’in 23 Şubat 1998’de gizli kardinal olduğunu tespit etmişti. Altındağ 23 Mart 1998’de Yeni Şafak’a yazdığı “Papa’nın ‘gizli’ kardinalleri” başlıklı yazısında, Vatikan’a çalışan fakat kendi ülkesinde kimliğini gizleyen başka dine mensup 2 kişinin Vatikan’da kardinal yapıldığını yazdığı ve tehlikenin büyüklüğüne dikkat çektiği görülüyordu. FETÖ tehdidini ve sanki 20 yıl önce 15 Temmuz ‘u haber vermişti. 1999’da Vatikan’ın Gülen’e verdiği kardinallik belgesini deşifre ederek kamuoyu ile paylaşan Altındal, Gülen’le birlikte Kasım Gülek ve Demirel’e de dikkat çekmişti. Ayrıca Gülen’in, ABD’deki çok gizli bir teşkilatın 157 numara ile kayıtlı üyesi olduğunun da belgesine sahipti. Yanında çalışan bir FETÖ’cü tarafından kendisine kanser hücresi bulaştırılarak öldürülen araştırmacı yazar Aytunç Altındal’ın ölümünün üzerindeki sır perdesi FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınan 30 yıllık Jandarma İstihbaratçı İ.Ç’nin itiraflarıyla aralanmıştı. Altındal’ın asistanı FETÖ’cü B.Ş’nin Altındal’a kanser hücrelerini enjekte eden kişi olduğu ve sonrasında firar ettiği iddia edilmişti.
Aslında Aytunç Altındağ vefatından kısa bir süre önce verdiği bir röportajında; 2 ay önce yapılan kontrollerde biyopsilerin temiz çıkmasına rağmen birden bire tüm vücudu saran bir kanser olayı ile karşılaşılmasını “Fransa’da Nükleer Tıp Merkezi’nde yetkili doktorların bile burada bir gariplik var. Vücudunuza verilmiş kanserli hücreler olabilir” uyarısında bulundukları şeklinde açıklamıştı.
Karşımızda İnsanlıktan nasibini almamış halk düşmanı şerefsiz hain katillerden oluşan bir terör örgütü var. FETÖ’nün Türkiye genelinde işlediği tüm cinayetleri tek merkezden araştırabilecek savcı, hakim ve güvenlik ve istihbarat birimlerinden oluşan yeni bir birim kurulması elzem.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.