Ergenekon, Balyoz hiç yoktu fikrine katılmıyorum

04:0010/12/2018, Pazartesi
G: 10/12/2018, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

Soru üzerine Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin kararını değerlendiren Erdoğan, “Bu yargıyla alakalı bir konu. Konuların sulandırılması doğru olmaz. Ama mesela ben bu konuda Sayın Başbuğ konusundaki itirazımda, yargılanacaksa Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini daha o zaman söylemiştim. Bu Ergenekon’da da Balyoz’da da, kimileri haklı olarak yargılandıysa da elbette haksızlığa uğrayanlar da oldu” diye konuştu. “Ergenekon veya Balyoz gibi örgütler yoktur denemez mi demek istiyorsunuz?” sorusu

Soru üzerine Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin kararını değerlendiren Erdoğan, “Bu yargıyla alakalı bir konu. Konuların sulandırılması doğru olmaz. Ama mesela ben bu konuda Sayın Başbuğ konusundaki itirazımda, yargılanacaksa Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini daha o zaman söylemiştim. Bu Ergenekon’da da Balyoz’da da, kimileri haklı olarak yargılandıysa da elbette haksızlığa uğrayanlar da oldu” diye konuştu. “Ergenekon veya Balyoz gibi örgütler yoktur denemez mi demek istiyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Adı tam öyle midir değil midir ayrı konu. Ama ortada hiç bir şey yoktu fikrine de katılmıyorum. Zaten ortada bir şeyler de olduğu için yaşandı tüm bu sıkıntılar. Önemli olan, hakkın er ya da geç tecelli etmesidir. Zulmetmiş olanlar varsa, onlar da layıkları ne ise onu bulmalı” diye konuşmuştu.



Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında Ergenekon davasına yeniden bakan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Hacısalihoğlu, Ergenekon yoktur iddiasında bulunurken, ’’Özden Örnek’e ait günlüklerde ifade edilen Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve Eldiven isimli darbe planlarının varlığını kabul ettiği mütalaasında, Ancak yazılanların dosyaya ve iddiaya konu terör örgütü ile irtibatının maddi delillerle ilişkilendirilemediği değerlendirmesinde bulunmuştur. İrtica ile mücadele eylem planına ilişkin hazırlanan raporların elde edilişinin ve aramaların hukuka uygun yapılmadığı belgeleri ele geçirenlerin de FETÖ’den yargılanması nedenleriyle bu belgelere de itibar edilemeyeceği kanaatini ifade etmiştir. İnternet andıcı olarak bilinen faaliyetin de cebir ve şiddet içermediği kaydedilerek hükümet karşıtı mitingler ve toplantılar düzenleyen bazı dernek ve komitelerin söylemleri ise ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmiştir. Görülüyor ki savcı hazırladığı mütalaasında Ergenekon davasından yargılanan sanıklar lehinde oluşabilecek donelere daha fazla ağırlık vermiştir. Savcının bu yaklaşımında FETÖ’nün Ergenekon davasını sulandırarak Türkiye’nin derin yapılar ve darbeciler ile hesaplaşmasını engelleme stratejisi içinde suçsuz birçok askere kumpas kurarak mağduriyetlerine yol açması etkili olmuştur sanırım. Ancak, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın Ergenekon yoktur mütalaasının mahkemece tüm sanıklar açısından kabul edilerek bu yönde beraat kararı verilmesi 22 ayrı iddianameden oluşan bu önemli davada suçsuzların yanında suçluların da aklanmasına yol açabilecektir. Bu durum şüphesiz adaletin tecelli etmesini engellerken kamu vicdanını da önemli bir ölçüde sarsacaktır. Zira Cumhuriyet Mitingleri devlet içindeki derin yapılanmaların (Ergenekon)hükümet aleyhine harekete geçirilerek ‘ordu’nun göreve çağrıldığı darbe girişimlerinin ilk işaret fişekleriydi diyebiliriz.

ERGENEKON VE GLADYO AYNI ÖZELLİKLERE SAHİP

ABD ve İsrail’ın gerek devlet içi gerekse devlet dışı birimlerinin organize ettiği körfezde oluşan şer cephenin Kaşıkçı suikastı sonrasında Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine hız vererek ülkemizi hedef alacak şekilde başta FETÖ PKK/YPG olmak üzere terör örgütleri üzerinden milli güvenliğimize tehdit oluşturabilecekleri yönünde çeşitli duyumlar medyada dillendiriliyor. Şüphesiz devletimiz bu şer cepheye karşı gerekli önlemleri alıyordur. Ancak bizim için en önemli iç tehdit Amerika/İsrail ve İngiltere’nin güdümünde hareket eden Gladyo yapılanması sanırım. Gladyo ve Ergenekon aynı özelliklere sahip iki yapı. Bu yüzden Ergenekon’u, devleti komünizmden ziyade siyasal İslam ve ayrılıkçı hareketlerden koruyan Gladyo’nun 21. yüzyıl versiyonu olarak değerlendirebiliriz. Gladio tipi yapılanmaların, NATO ülkesi olan Türkiye’de de 1960 ihtilalinin hemen akabinde kurulduğu anlaşıldı. NATO’nun gizli ve gölge ordularının, Avrupa Müttefik Kuvvetler Baş Karargahı’nın, Gizli Koordinasyon Komitesi’nin şemsiyesi altında illegal faaliyetlerini sürdürdüğü bilinen bir durum.

Gladyo yapılanmalarının isim babası Pentagon’dur. Gladyo’nun ABD kontröllü bir yapı olduğu,NATO’ya giriş ile birlikte Türkiye’de derin devletin ortadan kalktığı Gen.Kur. raporlarına yansımıştır. Soğuk savaş döneminde TSK’nın içinde Özel Harp’te örgütlenen Gladyo unsurları 1990’lı yıllarda Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın yeniden teşkilatlandırılması üzerine millileştirilerek ABD kontrollü yapı tasfiye edilmiştir. ABD bu kez Gladyo gömleğini kendi kontrolündeki etki ve nüfuz ajanları FETÖ’ye giydirmiştir.

NATO üyesi ülkelerde kurulan bu gizli ve gölge ordular, kurulduğu ülkelerde o ülkelerin milli isimlerini aldılar. Fransa’daki ismi Rüzgar Gülü’ydü, Almanya’da Anti Komünist Saldırı Birliği, İsviçre’de Gizli Müdafaa Örgütü, Hollanda’da Operasyon ve Keşif Örgütü, Yunanistan’da Şheepskin, Türkiye’de Ergenekon, İtalya’da Gladio. NATO’nun Türkiye’deki gizli ve gölge ordusunun adının ERGENEKON olduğu konusunda, İtalya’da yapılan Gladio operasyonlarında bir İtalyan devlet yetkilisi, Türkiye’de üst düzey bir görevlinin kulağına Türkiye yapılanmasının ismini Ergenekon olarak fısıldamıştı.

Türkiye’de birçok siyasi cinayetlerde Gladyo B’nin izleri açıkça görülmesine rağmen failler derdest edilip yargı önüne çıkarılamamaktadır. Bu konuda soruşturmalar sorgulanması gereken şüphelilerin firarda olmasından tıkanmaktadır.

#ABD
#İsrail