Dünyanın gizli gündemi

MHP lideri Devlet Bahçeli, İstanbul’da 23 Haziran seçimi çalışmaları kapsamında muhtarlar buluşmasında yaptığı konuşmada “İstanbul denildi mi bizim aklımıza ihtişam, başkalarının aklına da intikam gelir.

Dünyanın gizli gündemi İstanbul’daki seçimin akıbetinin ne olacağıdır. İstanbul hem Türk ve İslam kenti hem de bir dünya markasıdır. Yolların kesiştiği, umutların buluştuğu kentin adı İstanbul’dur. Tüm gözler buradadır, tüm dikkatler buraya çevrilmiştir. Mücadelemiz İstanbul’un geleceğinin yabancı başkentlerde belirlenemeyeceğini göstermek, İstanbul’un geleceğini güvence altına almak içindir. PKK, İstanbul’a istikamet veremez, FETÖ söz söyleyemez. Mehmetçik katilleri İstanbul’da belediye yönetimini etkileyemez. İstanbul’un talihi terör yuvalarından gelen talimatlarla tayin edilemez. İnanıyorum ki, İstanbullu kardeşlerim de bizimle aynı duyuş, seziş, şuur ve kararlılıktadır” dedi.

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimlerine FETÖ tarafından şaibe ve hile karıştırılmasının ardından YSK İBB Başkanlığı seçimlerini 23 Haziran’da tekrarlama kararı aldı. Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ve Millet İttifakı’nın proje adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçecek yarışta bazı araştırma şirketlerine göre Cumhur İttifakı adayı Yıldırım yaklaşık 2 puan farkı ile yarışı önde götürüyor. Kanaatim odur ki 16 Haziran’da İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde yapılacak canlı yayında Binali Yıldırım her olaydan mağduriyet yaratmaya çalışan proje aday İmamoğlu’nu 23 Haziran seçimlerine bir hafta kala kesin tuş edecekti. Ancak buna gerek kalmadı. Zira İmamoğlu kendi kendini diskalifiye etti diyebiliriz. Zira Ordu Valisi’ne hakaret eden ancak televizyon görüntülerine rağmen küfür ve hakaret olayını Türk milletinin zekası ile alay edercesine yalan söyleyerek inkar eden İmamoğlu’nun savunması ise tam bir skandal niteliğinde! Meğer İmamoğlu Ordu Valisi’ne hakaret etmemiş yalnızca basit(?) derken bas diyememiş it kelimesi ağzından dökülmüş. İmamoğlu sen bu kaypak halinle hangi görüşten olursa olsun milletin gönlünden kovuldun. TV görüntülerinde devletin valisine hakaret ederken görüntülerin boy boy arzı endam ederken, hakaret ettiğini duyan rütbeli bir emniyet görevlisi ve olay yerinde bulunan diğer polislerin ifadeleriyle devletin valisine hakaret ettiğin kesin olarak ortaya çıktı. Üstüne üstlük FETÖ ve PKK terör örgütleri için terörist dediğine kamuoyu şahit olmadı. Devletin FETÖ ve PKK terör örgütleri ile en sıkı bir şekilde mücadele edildiği şehitler verildiği bir süreçte bu terör örgütlerinin desteğini neden kabul ettin? Bu defolarla İstanbul gibi dünyanın gözdesi bir şehrin belediye başkanı olma şansın hiç mi hiç yok. Devleti bilmeyen, devleti tanımayan bir proje aday olarak Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış devletin en üst katlarında görev yapmış Binali Yıldırım karşısında bir şansın olmadığı açıkça ortada.

Alt katı ahır olan 60 metrelik evde büyüdüm açıklamasıyla mağdur ve gariban pozlarına bürünen CHP adayı İmamoğlu iddialara göre emlak kralı çıktı. Mal varlığı için mahkemeden ‘gizlilik’ kararı aldıran İmamoğlu servetini neden kamuoyundan saklıyor? Bu etik mi? Bir de İmamoğlu’nun, dedesi Mevlüt Müdafa’nın ‘İstiklal Madalyası‘ sahibi bir gazi olduğuna yönelik beyanları bazı gazeteciler tarafından araştırılmış. Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarında bilinen soyadı ile Mevlüt Müdafa isminde istiklal madalyası sahibi bir gazi yok. Cumhuriyet döneminde gazilere ödenen “tütün hakkı” kayıtlarında da böyle bir isme rastlanmıyor. Bu konuda gerek Milli Savunma Bakanlığı gerekse İmamoğlu’nun açıklama yapması elzem görünüyor.

İmamoğlu bombasının ters teptiği kendi kalesini vurduğu artık apaçık ortada. Bu durumda İstanbul seçimlerinde başta terör örgütleri ve destekçisi ülkelerin mağlup olması Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın kazanması Bağımsız Türkiye’nin 2023 idealleri açısından ayrı bir öneme sahip görünüyor. Son söz milli ve yerli İstanbulluların.