Darbeden direniş ve dirilişe 15 Temmuz destanı

04:0016/07/2018, Pazartesi
G: 16/07/2018, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

15 Temmuz TSK içinde yuvalanan küresel güçlerin taşeronu CUNTA’cı hainlerin gerçekleştirdikleri bir darbe girişimidir. 15 Temmuz aynı zamanda FETÖ’cü hainlerin Türk milleti ve devletini topyekün hedef alan, şiddetin öne çıkarıldığı asimetrik bir terör saldırısıdır. 15 Temmuz bir yönü ile de ülkemizin birlik ve beraberliğini, kardeşliğini ve Beka’sını hedef alarak iç savaş çıkarmak suretiyle Türkiye’nin işgal edilmesini amaçlayan emperyalist güçlerin kontrolünde gerçekleştirilen küresel bir saldırıdır.

15 Temmuz TSK içinde yuvalanan küresel güçlerin taşeronu CUNTA’cı hainlerin gerçekleştirdikleri bir darbe girişimidir. 15 Temmuz aynı zamanda FETÖ’cü hainlerin Türk milleti ve devletini topyekün hedef alan, şiddetin öne çıkarıldığı asimetrik bir terör saldırısıdır. 15 Temmuz bir yönü ile de ülkemizin birlik ve beraberliğini, kardeşliğini ve Beka’sını hedef alarak iç savaş çıkarmak suretiyle Türkiye’nin işgal edilmesini amaçlayan emperyalist güçlerin kontrolünde gerçekleştirilen küresel bir saldırıdır. 15 Temmuz kalkışmasını planlayan küresel sistemin Türkiye’yi ‘Suriyelileştirmek’ adına çalışmalar yaptığını, Türkiye’nin birliğini hedef aldığını görüyoruz.


Eğer kanlı darbe girişimi başarılı olsaydı küresel sistem tarafından kurgulanan CUNTA’cı mankurtlar binlerce insanı öldürmek üzere programlanmışlardı. Türkiye’yi işgal girişiminin Hatay, Kilis ve Gaziantep illerimizin Suriye ile olan sınır bölgelerinden başlatılacağı hatta bu sınır bölgelerinde PKK ve FETÖ arasında darbe sözleşmesi yapıldığı ortaya çıkmıştı. PKK’nın üst düzey hainleri tarafından telsizde darbe öncesi ve darbe gecesi askerlere eylem yapmama talimatı verildiği anlaşılmıştı. Suriye sınırında bekletilen küresel sistemin kontrolündeki PKK/PYD, DEAŞ terör unsurları darbe girişiminin başarılı olması halinde Türkiye sınırları içine geçirilerek işgal hareketine zemin hazırlamak üzere iç savaşın başlatılacağına dair önemli bilgilendirmeler elde edilmişti. 15 Temmuz öncesi bu bölgeler başta olmak üzere KÜRT-TÜRK, ALEVİ-SÜNNİ çatışması ve kamplaşması yaratılmak istenmişse de Türkiye bu oyuna gelmemiş ve net bir şekilde cevabını alanlarda vererek kardeşliğine sahip çıkmıştı. CUNTACI mankurtların Türk milletini ve devletini hedef alan kanlı planları ve kalkışma hareketi devlet-millet işbirliği içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde, Türk milletinin firaseti ve darbecilere karşı meydanlara çıkması ve dik duruşları sayesinde engellenmişti. Erdoğan’ın hayati risk olmasına karşın İstanbul semalarında dolaşan silah yüklü FETÖ örgütü mensuplarının kontrolündeki jet’lere rağmen İstanbul’a inerek halkı direnişe, meydanlara çağırması sonucu milyonların bu çağrıya uyarak sokaklara çıkması sonucu Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en utanç verici rezil ve alçakça darbe girişimi ülke genelinde kontrol altına alınabilmişti. Ayrıca TSK içinde kalkışmanın başladığı saatlerde üst komuta heyetini derdest ederek ordu içinde belirsizlik ve KAOS ortamı yaratmaya çalışan FETÖ militanlarına rağmen inisiyatif alarak emir komutayı üstlenen Özel Kuvvetler, 1’nci Ordu, Ege Ordusu komutanları başta olmak üzere diğer birçok komutanın darbecilere karşı orduya liderlik etmeleri ve derdest edildiği halde FETÖ’cü hainlere ve kalkışmaya destek vermeyen üst komuta heyeti şüphesiz kalkışmanın başarısız olmasında önemli bir rol oynamışlardı. 15 Temmuz Kalkışmasının önlenmesinde veya başarısız kılınmasında en önemli olaylardan biri de 15 Temmuz kalkışmasına karşı direnişi kırmak ve sonlandırmak için devletin üst katları ve üst komuta heyetini önemli bakan ve bürokratları enterne etme faaliyetlerinde bulunan FETÖ CUNTA’sının kilit ismi Semih Terzi’yi hayatı pahasına etkisiz hale getiren Ömer Halisdemir’in kahramanlık destanıdır. 15 Temmuz Kalkışmasında şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken, binlerce gazimize de tekraren geçmiş olsun dileklerimle şükranlarımı sunuyorum.

Bugün itibarıyla 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam iki yıl geçmiş bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da açıkladığı gibi siyasi iradenin kararlı duruşu sayesinde FETÖ’ye yurt içi ve dışında yapılan operasyonlarda FETÖ bitme noktasına, PKK ve uzantıları ise nefes alamaz duruma gelmiştir. Geçen iki yıl içinde Türk demokrasisini ve bekasını hedef alan bu darbe girişiminin faillerinin adalet önünde hesap verdikleri yargılama sürecinde önemli bir mesafe alındı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 15 Temmuz’dan sonra açılan toplam 289 darbe davasından 194’ü önceki gün itibarıyla karara bağlanmış bulunuyor. Bu rakam, darbe davalarından yaklaşık üçte ikisinin birinci derece mahkemeler aşamasında sonuçlandığını gösteriyor. Bu davalarda 1.624’ü ‘ömür boyu’ olmak üzere 2 bin 381 sanık hapis cezasına çarptırılmış. Bu toplam içindeki 757 sanık hakkında ise 1 yıl ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları verilmiş. 2017 sonu itibarıyla hazırlanmış olan benzer bir çalışmada sanıkların yaklaşık üçte birinin beraat ettiği görülüyordu. Beraat eden şüphelilerin tümü olmasa da önemli bir bölümünün, 15 Temmuz gecesi komutanlarının verdikleri emirleri yerine getiren er ve erbaş statüsündeki askerler olduğunu söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parlamenter sistemden yeni sisteme (Başkanlık) geçiş sürecinde kurduğu kabinenin göreve başlaması, 1’nci Meclis’teki toplantıyla yeni bir başlangıç yapılması büyük ve güçlü Türkiye güçlü lider iddiasını ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “15 Temmuz’da milletimiz büyük bir mücadele vererek bu toprakları ikinci kez vatan kıldı” açıklaması ise darbeden direniş ve dirilişe 15 Temmuz destanın aslında ikinci bir kurtuluş savaşı ve zaferine, Yeni Türkiye’ye işaret ettiğine dikkat çekiyor.

Bölgesinde ve dünyada güçlü ve büyük Türkiye ideali, Çanakkale ve Yenikapı ruhlarının sentezlendiği 15 Temmuz ruhunu canlı tutmak ve unutturmamaktan geçiyor.

#​15 Temmuz
#Direniş