Geçmiş yıllarda Türkiye’nin milli savunma sanayii kabiliyetleri çok gelişmiş değildi. Özellikle son 20-25 yılda Türk Savunma Sanayisi’nin yerli İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) üretiminde yıllardır hız kesmeden artan başarısı ABD merkezli Forbes tarafından manşete taşındı. Son yıllarda, tepeden tırnağa etkileyici bir yerel drone endüstrisi geliştiren Türkiye’nin başarılarının kaleme alındığı analizde, özellikle Bayraktar TB2 ve Anka-S’nin, Suriye, Irak ve Libya’da yapılan operasyonlarda büyük bir zafer elde ettiği yer aldı. Başarıyla tamamlanan iki silahlı insansız hava aracı testi Türk savunma sanayisinin söz konusu alanda yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğunu ve yakın gelecekte oyun değiştirici olacak bir askeri kapasitenin inşa edildiğini gösteriyor. Üretimine başlanan ve çok kısa bir süre sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterinde yer alacak olan Akıncı, Aksungur ve Alpagu’nun Türkiye’nin bölgedeki gücüne güç katacağı, bu hava araçlarının hedefleri tespit edip yok etme başarısının düşman kuvvetleri için büyük bir tehdit olduğu ayrıntısı da özellikle belirtiliyor. Türk ordusunun, dört pervaneli Kargu-2 kamikaze İHA’larıyla birlikte özellikle PKK terör unsurlarına karşı ciddi bir zafer elde ettiğini ve düşmanlara korku saldığını belirten Forbes analizi, araçların kapalı /açık alan ayrımı yapmaksızın hedefe kilitlenme özelliklerinin başarılarını körüklediği belirtildi. Türkiye’nin var olan İHA ve SİHA envanterinin üstüne eklenecek yeni araçlar hafif ve ağır silahlardan insansız gemilere, füzelerden uzay çalışmalarına, kritik parçalardan en karmaşık ve üst düzey teknolojik silahlara kadar her alanda önemli çalışmalara imza atınca işler değişti. Türkiye bir anda teknoloji ve ticari casusların hedefi oldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Savunma Sanayii Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri’ndeki milli proje bilgilerinin para karşılığı sızdırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. İddianamede, çetenin çok önemli projeleri, ihalelerle ilgili bilgileri ve İHA, SİHA’lara ait bilgileri özel firmalara aktardığı bilgisi yer aldı.
MİT ve Emniyet, geçmiş haftalarda bir operasyon gerçekleştirerek SSB’deki gizli bilgileri sızdıran casusluk ve rüşvet şebekesini çökertmişti. 2018’de SSB’de İnsansız ve Akıllı Sistemler Dairesi Proje Müdürlüğü yapan ve şebekenin başı olduğu belirtilen Yusuf Hakan Özbilgin’in yanısıra 4 kişi daha gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan diğer 4 kişiden biri olan Emre Alp Durmaz ve ailesinin derin bağlantıları olduğu ortaya çıktı.
Aynı zamanda İngiltere vatandaşı olan Emre Alp Durmaz’ın babası Mehmet Durmaz. Baba Durmaz, İsrail merkezli 2 önemli silah firması olan İsrael Aerospace Industries (IMI) ve İsrael Aircraft Industry’nin (IAI) Türkiye temsilciliğini yapıyor. IAI firması Türkiye’ye bir türlü verim alınamayan HERON’ları satan firma olarak biliniyor. Mehmet Durmaz’ın adı M60 tanklarının modernizasyonu ile ilgili süreçte gündeme gelmişti. Bülent Ecevit hükümeti döneminde 170 adet tankın modernizasyonu işi Durmaz’ın temsilciliğini yaptığı IMI şirketine verilmişti.
Bu ihale aynı zamanda bitik durumdaki İsrail firmasını batmaktan kurtarmıştı. Durmaz’ın bu anlaşmada da etkin rol oynadığı ifade edilmişti. Türkiye’deki önemli bir savunma kuruluşunun kurucuları arasında da yer alıp daha sonra ayrılan Mehmet Durmaz’ın, Gezi olaylarına ilişkin yargılanan Osman Kavala ile yakın ilişkide olduğu ifade ediliyor. İşte böyle derin bağları olan Mehmet Durmaz’ın oğlunun casusluk ve rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alınması, savunma sanayiine ilişkin çalınan gizli bilgiler İsrail’e mi gitmiş olabilir endişesini de beraberinde getirdi.
Operasyon kapsamında toplam 12 milyon avro ele geçirildiği, bunun yaklaşık 4,5 milyonunun (45 milyon lira) eski proje müdürü Yusuf Hakan Özbilgin’den çıktığı öğrenildi. Şüphelinin evinde 1,5 milyon avro (15 milyon lira), kiralık kasasında da 3 milyon avro (30 milyon lira) bulundu. Şüphelilerin rüşvet çarkını ortaya koyan tapeleri de soruşturma dosyasına girdi. Tapelere göre Özbilgin’in, Durmaz’ın firmasının SSB ile olan bir ihale dosyasını incelediği, ihale öncesinde eksikliklerin giderilmesi için yol gösterdiği, bunun karşılığında zarf içerisinde para aldığı ortaya çıktı. Savunmasına ulaşılan Özbilgin, evinde çıkan yaklaşık 1,5 milyon avronun (15 milyon lira) şüpheli Emre Alp Durmaz’a ait olduğunu iddia etti. Durmaz’ın parayı aracında unuttuğu için emanet olarak evinde tuttuğunu ileri sürdü.
Casusluk olayında İsrail’deki bazı firmalarının temsilcisi olan Mehmet Durmaz, Gezi’de yargılanan ve halen tutuklu bulunan Osman Kavala ile derin ilişkileri arasında FETÖ var mı yok mu? Siz ne dersiniz?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.