Biden 3’üncü kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür diler mi?

ABD’de 3 Kasım’da yapılacak başkanlık seçiminde Demokratların Başkan adayı Joe Biden’ın Aralık ayında New York Times ile yaptığı röportajda Başkan Erdoğan’ı hedef alan ifadeleri Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Peki Biden’ın yaklaşık 8 ay önce yaptığı açıklama neden bugün, hangi şer güçler tarafından servis edildi? Bu kez görüntülerin gündeme getirilmesindeki amaç ne? 8 ay önce video kamuoyu ile paylaşılmamıştı. New York Times bu röportajın tamamını Ocak ayında yayınlamıştı. Anlaşıldığı kadarıyla CIA kontrolünde FETÖ ve PKK’lılarca Biden’in Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki hadsiz sözleri ve muhalefet partilerinin nasıl dizayn edileceğini içeren video 3-4 gün önce sosyal medya’ya servis ediliyor. ABD Başkan Yardımcısı olarak Biden’in geçmişte de Türkiye ve Erdoğan hakkındaki mesnetsiz suçlamalarından çark edip sıkıştığı zaman da geri adım atabileceği biliniyor. 2014 ve 15 Temmuz darbesi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iki kez özür dileyebilen bir ABD Başkan adayı ile karşı karşıyayız. Biden Ekim 2014 yılında Harvard Kennedy School’da yaptığı konuşmada Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin Suriye Devlet Bakanı Beşar Esad’ı devirmek adına Esed ile savaşan herkese çok ciddi paralar ve silahlar aktardığını bu yanlış politikaların El-Kaide ve DEAŞ’ın işine geldiğini iddia etmişti. Biden ayrıca, Türkiye’nin Suriye’ye giden çok sayıda yabancı savaşçının sınırı geçmesine izin verdiğini kabul ettiği yalanını da eklemeyi unutmamıştı. Bu sözler, Türkiye’nin tepkisini çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın bu konuda eğer Biden bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur. Sayın Biden eğer Harvard’da böyle bir şey söylediyse bizden özür dilemesi lazım. Öyle ufak tefek çevresinden dolaşarak yapılacak açıklamalar bizim kabulümüz değildir” dedi. Biden da daha sonra Erdoğan’ı arayarak sözlerinden dolayı özür diledi.

Biden’ın ikinci özrü de 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından geldi. Darbe girişiminden bir ay sonra Türkiye’ye yaptığı ziyarette Biden, “Amerikan halkı sizin yanınızda. Obama, Erdoğan’ı arayan ilk insanlardan biri oldu. Ancak yine de özür dilemek istiyorum. Keşke daha erken buraya gelebilseydim. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı (Erdoğan), halkınıza ve size büyük hayranlık duyuyoruz” demişti. Oysa ABD ve NATO destekli, darbe görünümlü Türkiye’de iç savaş çıkararak Türkiye’nin işgal edilmesi amacına zemin hazırlamaya yönelik ordu içindeki FETÖ militanları tarafından başlatılan kanlı kalkışma ihaneti, 15 Temmuz 2016 tarihinde devlet-millet işbirliğiyle kısa bir sürede başarısız kılınmıştı. Türk milleti vatanını bölüp parçalamak isteyen orduya sızmış hainleri canı pahasına engellerken bu kez küresel saldırılara karşı Çanakkale ruhuna eklemlenen, milyonların oluşturduğu Yenikapı ruhu ile cevap vermişti. John Biden’in 15 Temmuz darbesinden 1 ay sonra Türkiye’ye gelebilmesi ve Yenikapı ruhu oluşumuyla ilgili açıklamalarında Türk milletinin ferasetinden övgüyle söz etmesi de kanaatime göre NATO ve ABD’nin yeni darbe planlarının ertelenmesinde önemli bir rol oynamıştı.

Oysa Biden 15 Temmuz kalkışmasından yaklaşık 6 ay önce 21 Ocak’ta Türkiye ziyaretinde hiç de kibar ve nazik değildi. Diplomatik teamülleri ayaklar altına alan görüşmeler yapıyordu. Türkiye’de devletin üst katları ile görüşmeden CIA tarafından özel olarak seçilmiş kişilerle yapılan görüşme ve toplantıların basına kapalı yapılması oldukça şüpheliydi. Zira ABD’nin desteklediği FETÖ ve PKK terör örgütleri tarafından katledilen Hrant Dink ve Tahir Elçi’nin eşleri ile baş başa yapılan görüşmeler oldukça enteresandı. Türk gazetecilerini temsilen PKK terör örgütü ve Esed’i destekleyen Türkiye’nin Suriye politikalarına karşı çıkan 4 gazeteci ile görüşmesi doğrusu ABD’nin “basın ve ifade özgürlüğünden” ne anladığını açık ediyordu. Biden, Türkiye’nin milli güvenliği ve kamu düzenini tesis etme uğruna teröristlerle yaptığı mücadelede şehit olan Türk güvenlik birimlerinin ailelerini ve teröre karşı olan kamuoyunu hiçe sayarak ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği belirgin olan bir avuç gazeteci ile görüşebiliyordu. Üstelik Can Dündar için “Büyük Kahraman” nitelendirmesinde bulunarak Can Dündar ve arkasındaki zihniyete sahip çıktıklarının işaretini veriyordu.

Biden, heybedeki turpun büyüğünü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan Ak-Parti, HDP ve CHP içerisindeki milletvekilleri ile yaptığı toplantıya saklamıştı. Biden’in 7 milletvekili ile yaptığı toplantıda gündeme Kürt sorunu ve yeni Anayasa damgasını vurmuştu. Biden’in Türkiye’deki darbeye zemin hazırlamaya yönelik faaliyetlerini izleyebilseydik 15 Temmuz Kalkışmasını önleyebilir miydik bilinmez ama Türkiye olarak 15 Temmuz şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran borcumuz var. Devletimiz bu konuda şehit ve gazi ailelerine sahip çıkarak şüphesiz gereğini yapıyor.

Joe Biden 21 Ocak’ta Beyaz Saray’a Başkan olarak gelirse 3’üncü kez Başkan Erdoğan’dan özür dilemesi sürpriz olmaz.

Zira tek bir Amerika yok!