ASELSAN’da 900 kripto FETÖ’cü

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017 yılının 8’inci ayında “Pensilvanya Grubu” olarak adlandırılan 6 eski ASELSAN çalışanı hakkında hazırladığı iddianame günümüzde FETÖ’nün neden yerli ve milli savunma sanayimizi hedef aldığını net bir şekilde ortaya koyarken, FETÖ’nün ASELSAN yapılanmasına ve örgütsel faaliyetlerine ilişkin önemli tespitlere yer veriyor.

İddianamede; “Bağımsız Türkiye konseptinde stratejik öneme sahip, yerli savunma sistemlerinin dışa bağımlılıktan kurtarılması ve millileştirilmesi adına, Türk Savunma Sanayii’nin son yıllarda yaptığı büyük atılımların, küresel güçleri ve onların Türkiye’deki uzantılarından biri olan FETÖ’yü rahatsız ettiği” vurgulandı. “Milli tank, gemi, uçak, helikopter, İHA, uzun menzilli füze savunma sistemleri, silah” gibi milli projelerin Türkiye’nin bölgedeki caydırıcı gücünü artırdığına dikkat çekildi. Bu nedenle küresel güçler ve onların istihbarat servislerinin, “dünya çapında örgütlenen aşırı ihtiraslı FETÖ’yü kontrol ederek Türkiye’ye karşı kullandığı, bu kapsamda savunma sanayinin de FETÖ tarafından hedef alındığı” aktarıldı. Ayrıca iddianamede; “Grup Abi’lerinin örgüt üyeleri vasıtasıyla ASELSAN’daki tüm projeler hakkında bilgi topladığı, kritik projelerin de olduğu bilgilerin, şifreleme programı ile dışarı çıkarıldığı” belirtilmişti.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca, savunma sanayimizin gözde kurumlarından olan ROKETSAN ve ASELSAN’daki FETÖ yapılanmalarının deşifre edilerek çökertilmesi amacıyla iki kuruma yönelik olarak başlatılan soruşturmalarda ROKETSAN’da ‘güdümlü füze’ biriminde yönetici olan Şemsettin E . gözaltına alınmıştı. İtirafçı olan bu FETÖ’cü sorumlu mahrem imamlar ile birlikte kurumdaki hücresinde yer alan isimleri deşifre etmişti. ASELSAN’da ise daha önceki yıllarda başlatılan soruşturmalar genişletilerek tespit edilen kripto isimlerin itirafları ve savcılıklara gönderilen ByLock listelerinden üzerinden iz sürerek 900 civarında kripto FETÖ’cü tespit edilmişti. ASELSAN’da FETÖ yapılanmasının ve casusluk faaliyetlerinin tespit edilebilmesi için ciddi bir araştırma ve soruşturma halen sürüyor. Tahkikat sonucunda FETÖ mahrem imamlarının, TSK’daki gibi ASELSAN’da bulunan kripto FETÖ’cüleri ankesör ve operasyonel hatlardan aradıkları tespit edilmişti. Ankesör ve operasyonel hatların ‘baz ‘incelemesi sayesinde aranan mahrem imamlar ve kripto FETÖ’cüler tek tek belirlenmişti. Ancak, ASELSAN tarafından geliştirilen F-16 savaş uçaklarının lazerle hedefleri izleyebilen görüntüleme ve takip sistemi yapan “Milli Göz” olarak adlandırılan projenin FETÖ’cü mühendisler tarafından örgüt imamlarına sızdırıldığı da bu soruşturmalarda ortaya çıktı. Bu kapsamda ASELSAN’da firari olan iki müdür yardımcısına ülkemizin milli menfaatleri açısından başka hangi kritik projelerin sızdırıldığı konusu ciddi olarak araştırılıyor. ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri sürecinde ASELSAN’daki FETÖ varlığı ve örgütsel faaliyetleri ortaya çıkarılabilseydi şüphesiz milli ve yerli projelerimiz Türkiye düşmanlarının eline geçmeyecekti. Yürütülen soruşturma kapsamında örgütün mahrem olarak nitelendirdiği TSK’nın yanısıra savunma, emniyet ve yargı kritik konumda bulunan kripto elemanlarını da ankesörlü ve sabit hatlardan aradığı tespit edildi. Başsavcılık, savunma, emniyet ve yargıda kritik konumda bulunan ve ankesörlü hatlardan aranan şüphelileri bulmak için düğmeye bastı. Soruşturmada, ankesörlü ve sabit hatlardan aranan şüphelilerin örgütle bağlantıları ve hücreleri deşifre edilecek. Ancak ASELSAN başta olmak üzere FETÖ’nün sızdığı tüm kurumların FETÖMETRE uygulanmasından geçirilmeleri elzem görünmektedir. Böylelikle devletin kılcal damarlarına sızan örgüt elemanları temizlenebilecek sanırım. Zira FETÖ’ye yönelik ankesörlü telefon soruşturması ve FETÖMETRE uygulaması ile başarılı sonuçlar elde edildi. Birbiri ile tutarlı sonuçlara ulaşan iki uygulama olmasaydı 25 bin FETÖ şüphelisi tespit edilemeyecekti. Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın geliştirdiği FETÖMETRE yöntemiyle bugüne kadar bilinmeyen çok sayıda örgüt bağlantılı kişiler tespit edilmiş durumda. Öncelikle Deniz Kuvvetleri’nde uygulanan bu sistem; 72 ana ve 253 alt kriterden oluşuyor ve bu kriterlerin puanlamasıyla FETÖ bağlantılı olduğuna dair şüphe duyulan kişilerin gerçek yüzleri ortaya çıkarılıyor. FETÖMETRE bu özelliğiyle bir sistem ve bu sistemin analiziyle hatasız sonuçlar üreterek, örgütün en mahrem kadrolarına ulaşmak mümkün hale geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz FETÖ olayına 2010’dan sonra tam manasıyla vakıf olabildik. Biz bunların bu şekilde ihanet içinde olmasını doğrusunu hiç düşünmedik. Daha yapılacak çok operasyon var. Devletin içinde, kurumlarda, polisimizde, askerimizde, her yerde var, var oğlu var. Bu adeta ‘metastaz’ yapmış” ifadesi bu terör örgütünün hiçbir kurumda tam manasıyla bitirilemediğinin açık işaretlerini ortaya koyması açısından önemli sanırım.