31 Mart seçimlerinde milli ve yerli Cumhur İttifakı’nın başarılı olması en büyük temennimizdir

04:001/04/2019, Pazartesi
G: 1/04/2019, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

Aydınlık Gazetesi’nin 30 Mart 2019 tarihli sayısında şahsımla ilgili gerçeklerle ilgisi olmayan yalan ve kumpas bir haber yayınlandı. Kumpas haberde ‘Emniyet’e Karargah’ı izletti. Akşener TSK’yı daha önce de hedef almıştı. Başlığını taşıyordu.Haberin içeriğinde ise İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve partisinin FETÖ’cülere sahip çıkan ‘daha yeni başlıyorum’’video klibinin tartışılmaya devam ettiği belirtilerek bu video da Türk Polisi’nin işkenceci olarak gösterildiği, hapisanelerdeki FETÖ’cü

Aydınlık Gazetesi’nin 30 Mart 2019 tarihli sayısında şahsımla ilgili gerçeklerle ilgisi olmayan yalan ve kumpas bir haber yayınlandı. Kumpas haberde ‘Emniyet’e Karargah’ı izletti. Akşener TSK’yı daha önce de hedef almıştı. Başlığını taşıyordu.



Haberin içeriğinde ise İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve partisinin FETÖ’cülere sahip çıkan ‘daha yeni başlıyorum’’video klibinin tartışılmaya devam ettiği belirtilerek bu video da Türk Polisi’nin işkenceci olarak gösterildiği, hapisanelerdeki FETÖ’cü ve PKK’lıların haksız yere tutuklanan masum kişiler olarak tasvir edildiği açıklanıyordu. Söz konusu video Akşener’in askeri ve polisi ilk hedef alışı değil değerlendirmesiyle Akşener’in bakanlığı döneminde patlayan Sarmusak skandalı ile TSK’nın o süreçte de hedef alındığı açıklanıyordu. Sarmusak’ın Deniz Kuvvetleri İstihbaratı’nda elde ettiği belgeleri Bülent Orakoğlu’na verdiği devletin hiyerarşik düzeni içinde bu belgelerin dönemin Cumhurbaşkanı’na ulaştırıldığı haberde yer alan bilgiler içindeydi. Gazeteye göre aynı dönem Akşener’in TSK ve MİT’i takip ettirdiği askeri ve istihbari faaliyetler ile ilgili bilgi topladığı ortaya çıkmıştı. Dönemin gazetelerine yansıyan haberlere göre Orakoğlu’nun başında bulunduğu ekip MİT ve Genelkurmay’ı takibe almıştı. MİT ve Genelkurmay’a çıkışlar bu ekip tarafından takip ediliyordu. Hatta dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı MGK toplantısında Sayın Çiller ve Akşener’i ikaz etmiş ancak bu iddialar muhatapları tarafından ret edilmişti.

Gelelim asıl iddiaya; Bu yalan ve kumpas haber’’ 22 Ağustos 1997 tarihli Hürriyet gazetesinde darbe muhibbi masa başı haber üreten, gazetecilerin yüz karası Sedat Ergin tarafından Güven Erkaya ile yapılan söyleşi(!!) sonrasında kaleme alındı. Refahyol’u iktidardan uzaklaştıran ‘’90 Sıcak Gün” adlı sözde yazı dizisinde ‘Masada unutulan casusluk raporu‘ başlıklı yazıda; ‘’26 Nisan 1997 tarihli MGK bitiminde MGK görevlileri Bakan Akşener’in oturduğu yerde masanın üzerinde toplantıda unuttuğunu iddia ettikleri tuhaf bir belge buldular. Bu belge, bir Bülent Orakoğlu yapımıydı ve kıyametin habercisiydi. Meral Akşener’in oturduğu yerde masanın üstünde duran bir dosya içerisinde, tek sayfalık imzasız bir not vardı. Üst düzey askerlerin dakika dakika hareketleri, Genelkurmay’a ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na girip çıkanlar kayda geçirilmişti. Anlaşılan Bülent Orakoğlu, MİT’in çevresine de bir gözleme ağı kurmuştu. Bu bölümde, MİT’e yapılan giriş ve çıkışlara ilişkin tespitler, plaka numaraları, İsimler yer almaktaydı. Asli görevi, asayişi koruma ve terörle mücadele olan Emniyet İstihbaratı, en önemli önceliğini devletin iki önemli kurumu Genelkurmay ve MİT’İ takibe vermişti. Genelkurmay ve MİT’e gelip gidenler, polis casuslar tarafından günlük olarak izleniyor, bu ziyaretlerin işaret ettiği faaliyet istihbaratçı gözüyle ‘kıymetlendiriliyor’, bilgi notu halinde Orakoğlu’na, ondan da Meral Akşener’e İletiliyordu. Henüz Onbaşı Sarmusak krizi patlak vermemişti. Ancak 12 Mart tarihinde Emniyet İstihbaratı’nın başına getirilen Bülent Orakoğlu’nun ilk önemli icraatının, askeri bir darbeyi önceden haber alabilmek için giriştiği örgütlenme olduğu anlaşılıyordu. Orakoğlu’nun organizasyonunun yalnızca uzaktan gözleme faaliyeti ile sınırlı olmadığı, bizzat Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın içine casus soktuğu, sonradan mayıs ayının ortalarında Onbaşı Kadir Sarmusak skandalının patlak vermesiyle ortaya çıkacaktı.’’ İşte Aydınlık’ta çıkan bu kumpas haber o dönemde Sedat Ergin’e gazetecilik ödülü kazandırmıştı. Yazıklar olsun bu ödülü verenlere! Zira böyle bir rapor yok. Hiç olmadı. Sedat Ergin’in kaleme aldığı rapor cunta emriyle masa başında hazırlanmıştı. MGK toplantısı sonrasında bu raporu bulan MGK görevlileri kimlerdi? Böylesine devletin iki güzide kurumunu karşı karşıya getirecek bu rapor ile ilgili neden bir zabıt tutulmamış ve imza altına alınmamıştı? Sedat Ergin’e bu soruyu defalarca sormama rağmen bir cevap alamadım. Diyelim ki böyle bir rapor var neden bu raporla ilgili Meral Akşener’in ifadesine başvurulmadı? Sedat Ergin yazı dizisinde imzasız tek sayfalık bir notun bana ait olduğunu nereden biliyor? Sedat Ergin’e tekrar soruyorum Nisan 1997 MGK’sı sonrasında bulunduğunu iddia ettiğiniz isimsiz ve imzasız rapor 5 Ağustos’ta askeri savcı tarafından hazırlanan iddianamede neden yer almamıştır? Böyle bir rapor varsa ve iddianameden 2 ay önce bu rapor eldeyse bu raporun adli makamlara intikal ettirilmemesi suç değil midir? Siz bu raporu görmeden hangi vicdanla masa başında bu haberi ürettiniz. Benim istihbarat başkanlığı yaptığım süreç içinde böyle bir rapordan haberim olmadı. Bu raporu kumpas olarak hazırlayanların tümü alçak ve şerefsizdirler.

Asıl konumuza dönersek Aydınlık dergisi bu iddialarını Sedat Ergin’in yazı dizisinden kopyalamış. Yani bu haberi tek taraflı olarak yalnızca Sedat Ergin’in cevap veremediği masa başında hazırladığı kumpas haberi gazete sayfalarına taşımış. Nedense yukarıda sizlerle paylaştığım bilgilerin yer aldığı 2003 tarihinde yayımlanan Deşifre isimli kitabımın 190-199 sayfaları arasında yer alan bilgilere her halde kasıtlı yer vermemiş. Aslında Aydınlık bu kumpas haberi köşesine taşıyarak kendisine yakışanı yapmış. Aydınlık dergisinin asıl niyeti ise Bülent Orakoğlu ile Meral Akşener’i yan yana getirecek bir haber ile sanırım bazı mahfillere bir mesaj vermeye çalışmış. Bilmeyenler veya anlamayanlar veya çeşitli nedenlerle intikam hırsı ile hareket edenlere azmettiricilere tekrar ediyorum FETÖ ile iltisaklı kim olursa olsun asla affetmem ve gereğini yaparım. Benim Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında rolüm olduğu iddiası iftira bile olamayacak çapta çok gülünç ve komik bir iddiadır. Ergenekon konusundaki görüşlerimi YeniŞafak’ta Hangi Ergenekon, Ergenekon ve Balyoz Hiç Yoktu Fikrine Katılmıyorum köşe yazılarımda açıkladım. Halen de 28 Şubat sürecinden bu yana da aynı fikirdeyim.

31 Mart Seçimleri’nde millet iradesini savunan vesayetçi iç ve dış yapılara karşı dik duruş sergileyen milli ve yerli Cumhur İttifakı’nın başarılı olması şüphesiz en büyük temennimizdir. 31 Mart seçimleri daha öncede açıkladığımız gibi Türkiye’nin bekası ile yakından ilgilidir. FETÖ, HDP /YPG/ PKK, Kandil, İsrail, Körfez çetesi ve bazı Batılı ülkeler Millet İttifakı’na örtülü veya açık destek verirken,Cumhur İttifakı’nın başarısız olması yönünde algı ve 5’inci kol faaliyetlerini hızlandırmışlardı. Bu seçimleri cumhuriyetin kurucu rejimi parlamenter demokrasinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden intikam alma olarak gören vesayetçi kafalar ve zihinler, Yenikapı ruhu ile Çanakkale ruhunun ittifakından oluşan bir dip dalga darmadağın olacaklardır. İnşallah.

#Aydınlık Gazetesi
#Yalan
#Kumpas
#FETÖ
#PKK
#31 Mart