28Şubat Post Modern Darbesi’ne 1997 yılında ABD’nin örtülü İsrail’in açık destek verdiği günümüz konjonktüründe tamamen deşifre edilmiş durumda. ABD’nin örtülü desteği İsrail gizli servisi MOSSAD’ın Türkiye’de REFAH-YOL hükümetini iktidardan darbe yolu ile uzaklaştırma faaliyetleri ile Cuntaya sızması sonrasında Cunta ve İsrail iş birliği ile Erbakan hoca iktidardan düşürülmüştü. İsrail muhibbi Cuntanın önemli isimlerinden Çevik Bir’in 2002 tarihinde İsrail’li stratejist ve siyaset bilimci Martin
28Şubat Post Modern Darbesi’ne 1997 yılında ABD’nin örtülü İsrail’in açık destek verdiği günümüz konjonktüründe tamamen deşifre edilmiş durumda. ABD’nin örtülü desteği İsrail gizli servisi MOSSAD’ın Türkiye’de REFAH-YOL hükümetini iktidardan darbe yolu ile uzaklaştırma faaliyetleri ile Cuntaya sızması sonrasında Cunta ve İsrail iş birliği ile Erbakan hoca iktidardan düşürülmüştü. İsrail muhibbi Cuntanın önemli isimlerinden Çevik Bir’in 2002 tarihinde İsrail’li stratejist ve siyaset bilimci Martin Sherman’la birlikte yazdıkları makale ihaneti açıkça ortaya koyan bir itiraf niteliğinde.
“Çevik BİR’e göre, Anayasa’dan aldığı yetkiyle Türkiye’de laik Cumhuriyeti Korumakla yükümlü ordu Erbakan’a açıkça dedi ki; Ülkenin yüzünü İslam’a dönmesini ve İsrail-Türkiye ilişkilerinin tehlikeye atılmasını izlemeyeceğiz. Erbakan Kontrol altında tutuldu. Türkiye ve İsrail MGK baskısıyla İslam’cı Erbakan istifasını sundu."
ERBAKAN AÇIKLAMIŞTI: TÜRKİYE’DE DARBE YAPILMASI MESAJI MOSKOVA, ATİNA, BEYRUT VE SOFYA ABD ELÇİLİKLERİNE DE BİLDİRİLDİ
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan 30 Ekim 1996 tarihli tercüme edilmiş, ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher imzası ile Ankara ABD Büyükelçiliğine gereği için, Beyrut, Moskova, Atina ve Sofya elçiliklerine de bilgi için gönderilen ulusal güvenlik belgesini kamuoyuna açıklamıştı. Belgeden yapılan alıntılarda Refahyol iktidarı ile ilgili değerlendirme ve iktidardan düşürme yöntemine yer verilen belgede ilk yorum koalisyonun büyük ortağı ile ilgili olarak yapılıyor: Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp, Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir.
Kanaatimizce Türkiye’nin İran, Libya, Irak, Nijerya ve Sudan ile bağlarını kuvvetlendirmek konusundaki mevcut tutumu bizim (ABD) milli menfaatlerimize aykırıdır, düşmancadır.
İkinci yorum koalisyonun küçük ortağı DYP ile ilgili. DYP Erbakan’ın radikal İslami söylemlerini ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin RP ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki Tansu Çiller’in Koalisyondan çekilmesi Erbakan’ı düşürür ve ülkeyi genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla beraber RP büyük ihtimalle seçimlerden daha güçlü çıkacaktır.
Türkiye, birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu gerçekleştirip sürdürmedeki başarımız, bizim milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konudaki aksiyon ve planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
ERBAKAN’IN 28 ŞUBAT’TA FETÖ ELEBAŞI GÜLEN’İN SİYONİST İSRAİL’E ASKER YETİŞTİRİRDİ TESBİTİ?
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan bu önemli tespitini Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’a söylemişti. (Görev süresi bugünlerde sona erdi.) Malkoç bu anılarını Kriter dergisinde açıklaması sonrasında Başbakan Erbakan’ın kapalı ortamda FETÖ elebaşına ağır sözler söylediğini ifade etmişti. Malkoç “Hoca nazik ve kibar bir insandı. Siyasi rakiplerinin dışında hiç kimseye de bir şey söylemezdi. Yanlışı olanlara nasihat ederdi. Ama ben şunu biliyorum baştan beri Gülen ve örgüt üyelerinin tavırlarından hiç hoşlanmazdı ve bunların yabancı bağlantıları olduğunu her seferinde söylerdi. Mesela 1990’ların sonunda ziyaretine gidenlerle “Çoluk çocuk nasıl? Hangi okula gidiyor? Kaçıncı sınıfa gidiyor?” kabilinden konuşurken çocuğu FETÖ’nün okulunda olanlara “Onu oradan al” derdi. 90’lardan bahsediyorum. “Efendim üniversiteye hazırlıyorlar, eğitimleri falan iyi” dendiğinde tekrar “Onu oradan al. Onlar Siyonistlere asker yetiştiriyor” derdi. Rahmetli Hoca’nın Türkiye’deki her kesimle görüşmüşlüğü, fotoğrafı vardır. FETÖ ile bir karesi bile yoktur. Ben hatırlamıyorum. Gülen’i Türkiye’ye zararlı bir insan olarak görürdü. Yerli bir unsur olarak görmezdi. Bu anlamda da sürekli nasihat ederdi. Gülen’in gazetelere manşet olan o ifadesi için “Müslüman olan bunu yapamaz” derdi. Fakat prensibi gereği rakip olarak gördüğü siyasilerin dışında kimseye açıktan bir şey demezdi.
FETÖ’CÜLER TSK İÇİNDE NAMAZ KILAN ASKERLERİ İHBAR ETTİ!
28 Şubat’ta TSK içinde 2000'e yakın asker namaz kılıyor oruç tutuyor ve eşi başörtülü diye ihraç edildi. Bu ihraç edilenler kendilerini ihbar edenlerin FETÖ’cüler olduğunu söylüyorlardı. FETÖ’cülerin eşlerinin başı açıktı, içki içmekte beis görmezlerdi, gizlenmek için oruç bile tutmazlardı. Yine gizlenmek için kendilerinden olmayan dindar insanları ihbar ettiler. Bunu Emniyet’te de Adliye’de de yaptılar. O zaman biliyorduk bunları. Anlatılıyordu bunlar. Ama TSK’da bu kadar güçlü olabileceklerini hiç kimse tahmin etmiyordu. Kendilerini gizlemek için namaz kılan, oruç tutan, eşleri başörtülü olanları ihbar ediyorlardı. Onlarla ilgili bilgi ve belge hazırlıyorlardı. Bunları ilgili makamlara veriyorlardı. İhbar edince de kendini önemli
ölçüde gizlemiş oluyorlardı.
#siyaset
#dünya
#Bülent Orakoğlu