|
17/25 Aralık darbe girişiminin siyasi ayağı CHP mi?

Amerika’da hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamaları olduğu gerekçesiyle Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan ABD vatandaşı FETÖ’nün Houston imamı Kemal(Kevin) Öksüz kaçtığı Ermenistan’da yakalanıp gözaltına alınmıştı. Soyadı benzerliği nedeniyle firari FETÖ’cü Adil Öksüz’ün kardeşi olarak takdim edilse de güvenlik güçlerince Adil Öksüz ile akrabalık bağı olmadığı açıklanmıştı.



Firari FETÖ yöneticilerinden olan ve Türkiye’nin de aradığı isimler arasında yer alan Öksüz’ün, 30 yıldır ABD’de yaşadığı, elebaşı Fetullah Gülen’in bir süre tercümanlığını yaptıktan sonra dinler arası diyalog projesinin başına geçirildiği, daha sonra da ABD’nin Houston bölgesinden sorumlu örgüt imamı olarak faaliyet yürüttüğü kaydediliyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama ve Başkan Yardımcısı Joe Biden gibi isimlerle görüşebilen Kemal Öksüz’ün, FETÖ’nün sahadaki en güçlü ismi olduğu belirtiliyordu. Kemal Öksüz’ün Türkiye karşıtı çıkışları ile tanınan senatörlerle kurduğu yakın ilişki ve rüşvet ağını ispatlayan fotoğraflar, yurt dışında Türkiye aleyhine kampanyalar yürüten FETÖ’nün ABD’de başta karar verici mekanizmalar olmak üzere tüm kurumlara sızdığının açık işaretlerini taşıyordu. FETÖ’nün en son Houston imamlığını yaparken Ermenistan’a kaçan Öksüz, yakalanmadan önce ABD makamlarına ‘sahte belge sunmak’ ve ‘dolandırıcılık yapmak’ Kongre’nin dokuz üyesi ile 32 çalışanına da yüz binlerce dolarlık hediyeler verme suçlarından kırmızı bültenle aranıyordu.

3 Ekim 2016 tarihli köşe yazımda belirttiğim gibi güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre Kılıçdaroğlu üst düzey parti yetkilileri ile birlikte 17/25 Aralık darbe girişiminden yalnızca 12 gün önce Gülen’in onursal başkanı olduğu ABD’deki Cemaat (FETÖ) sözde dernek veya sendika kılıfındaki 720 örgüt sorumlularıyla hangi konuda ne toplantısı yapmıştı? Genel toplantıdan sonra örgütün üst düzey imamları ile yapılan özel toplantıda neler konuşulmuştu? Görüşmeler neden basına kapalıydı, terörist başı Gülen Kılıçdaroğlu’nu telefonla aramış mıydı veya hangi mesajlar verilmişti? Bu sorular şüphesiz artırılabilir. Hatta 17/25 Aralık darbe girişimin siyasi ayağı CHP miydi diye de sorulabilir. Zira Kılıçdaroğlu sükut ikrardan gelir deyişine uygun olarak bu soruların hiçbirine cevap vermedi. Ancak neden cevap vermediği, bu süreçte Kılıçdaroğlu ve parti üst düzey yönetimin FETÖ imamlarıyla çekilmiş resimlerinin ortaya çıkması ile anlaşıldı. Kılıçdaroğlu’nun Beyaz Saray imamı Faruk Taban, sabık Houston imamı Kemal Öksüz ve diğer iki imamla çekilmiş fotoğrafları aslında görüşmeler hakkındaki ipuçlarını yeterince ortaya koyuyordu. Kılıçdaroğlu’nun 17/25 Aralık darbe girişiminden kısa bir süre önce FETÖ tarafından organize edilen Bosna ziyareti de gizemini koruyor korumasına da Kılıçdaroğlu bugünün firari FETÖ’cüleri ile o otobüste ne arıyor? Buna da cevap vermez belki de veremez!

Burada araştırılması gereken en önemli konu ABD’nin firari FETÖ’cüleri koruma refleksinin Kemal Öksüz için neden devreye sokulmadığı hususudur. ABD yasalarına göre yalan söyleme ve ekonomik suçların cezası çok ağır. Geçmişte ünlü mafya lideri Al Capone ABD ekonomisinin zor günler yaşadığı 1930’larda güç kazanmaya başlamış, dönemin yasakları ve yasakların doğurduğu fırsatları son derece profesyonel yöntemlerle karşılayarak maddi ve politik gücünü artırarak neredeyse dokunulmaz olmuştu. Al Capone kendisini çok güçlü sandığı bir süreçte vergi kaçırdığı gerekçesiyle basit bir suçtan 11 yıl hapse mahkum edilmişti. FETÖ elebaşı Gülen, Amerika, NATO ve AB ülkelerindeki 10 binlerce firari FETÖ mensupları halen Amerika’nın çıkarları için derin Amerika’nın küresel sermaye odakları tarafından korunup kollanıyorlar. Şu anda Al Capone veya Kemal Öksüz’e uygulanan prosedürün FETÖ militanlarına uygulanması konjonktürel açıdan mümkün değil. Zira FETÖ’nün dünyadaki faaliyetlerini araştırması için Türkiye tarafından tutulan Robert Amsterdam hukuk departmanı FETÖ’nün ABD’deki okulları aracılığıyla bugüne kadar yaklaşık 243 milyon dolar düzeyinde ‘’sahtekarlık’’ve insan kaçakçılığı yaptığını tespit etmesine rağmen Amerika’da tek bir FETÖ’cüye dokunulmaması normal görünmüyor. Bu anormal durum FETÖ’nün görevinin bitmediğinin en önemli işareti sayılabilir mi? FETÖ ile mücadelede taviz verilmeden siyaseten ve millet olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz elzem görünüyor.

Atatürk’ün kurduğu CHP, Baykal sonrasında şirazesinden iyice çıktı. Türkiye’nin beka sorunu yaşadığı bir süreçte ülkemizin milli menfaatlerini gözardı eden ’Türkiye’yi işgal edip iç savaş çıkarmaya çalışan’’ NATO ve ABD’nin psikolojik harekat söylemlerini dillendiren, milli ve yerli olmayan, milletten umudunu kesmiş bir CHP ise en büyük handikap gibi görünüyor.

#FETÖ
#ABD
6 yıl önce
17/25 Aralık darbe girişiminin siyasi ayağı CHP mi?
Doğu Akdeniz enerji koridoru
Kara dinlilerle milletin savaşı
Sanatçı susar mı?
Türkiye’nin 20 yıllık çabasına sallanan bıçak
Ötekine yapması gerekeni söyleme alışkanlığı