1963 yılında Kayseri’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler mezunu. 1992-1994 arasında İzlenim ve 1994-1995 arasında Aksiyon dergilerinde kadın ve eğitim bölümlerinde editörlük yaptı. 1995-2007 yılları arasında Kanal 7 televizyonunda program sorumlusu, yapımcı-yönetmen olarak çalıştı. Sivil toplum kuruluşları ile birlikte Ulusal ve Uluslararası platformlarda kadın ve insan hakları üzerine çalışmalar yaptı. 2005-2008 yılları arasında Duvarların Arkasında ismi ile bir belgesel serisi hazırladı. 2009-2011 yılları arasında “Biz İngiliz Müslüman Kadınlar“ ,“Hayme Ana”, “Orhun Yazıtlarından Nobel’e”, “Kitaba Adanmış Bir Ömür/Ali Emiri Efendi” yapımcılığını yaptığı belgesel projeleri arasında yer aldı. 2007’den itibaren bağımsız yapımcı olarak kendi şirketinde belgesel ve program yapımcılığına devam ediyor. Böhürler, Ak Parti Kurucu üyesi, 2001-2012 yılları arasında Ak Parti MKYK üyeliği görevini yürüttü. “Duvarların Arkasında/Müslüman Ülkelerde Kadın” ve “Yazmasam Ölürdüm” isimli yayınlanmış iki kitabı var.
“Türkiye’de” diyerek başlıyor reklam; “Hijyenik pedler ve âdet kanaması ayıptır denilerek satılırken gazete kâğıdına sarılıyor” diye devam ediyor…
Reklamın sloganı ise: ‘Utancın Örtüsünü Kaldır...’
Bir diğeri ise, “Biliyor muydunuz” diyor, “Pedlerin gazete kâğıdına sarılmasına ve gizli gizli alınmasına güzel bir cevap vermiş.” Doğrusu bu yorumu hayretle okudum. “Yok. Bu durum karşısında ayıplama ve utanç Yahudi dini içinde söz konusudur, İslâm dini öyle bakmaz, bizim kültürümüzde bu bir edep, çoluğa çocuğa izah meselesidir…’’ falan gibi cevaplar o an aklıma gelse de, bezdim birden! Hadi olayın din-kültür-terbiye kısmını geçelim yaşadığımız çağa bakalım; orada da mantıklı bir zemin bulamıyoruz.
1970’li yıllarda bu mevzular feministler arasında pek popülerdi. Hatta babaları, âdet gören kızlarına hediyeler almaya teşvik eden anneleri falan hatırlıyorum. Duygu Asena, Kadınca Dergisi’nde bolca bu konuları yazardı. Hale Soygazi, Müjde Ar filmlerinden de hatırlarsınız belki. Konunun epistemolojisi, sosyolojisi, psikolojisi o yıllarda işlendi ve geçildi. Çağın feministleri bile artık bu konuları bu çerçevede ele almaktan vazgeçti!
Bu aklı merak edip, bu çarpıtmanın kime ne faydası var sorusunu soran bir kesim var ki, reklama ciddi tepki gösteriyor.
Dünyanın tanıdığı, her alanda nam salmış; Türk kadınları, iş kadınlarımız, bilim kadınlarımız, oyuncularımız, yazarlarımız, yönetmenlerimiz, yapımcılarımız, hayat kurtaran cerrahi operasyonlar yapan hekimlerimiz, tıp camiasında her branştan duayenler, yöneticilerimiz, dünya ve Avrupa şampiyonalarında 2 bin 80 madalya kazanan kadın sporcularımız dururken; “Türkiye’nin ve kadınlarının hikâyesini böyle bir filmle anlatmak” kimin aklı?
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.