Tek gündem erken genel seçim. Seçimlere hızla girişin ardından seçmene ulaşmak için nasıl bir dil kullanılacak? Onların pozitif kanaatleri nasıl pekiştirilecek? Negatif kanaatleri nasıl değişecek? Farklı seçmen kitleleri için nasıl bir strateji izlenecek? Bu sorunun cevaplanabilmesi için de seçmen kitlenin özelliklerine bakmak gerekiyor.
Bu seçimde bir ikinci önemli unsur da; yeni bir yönetim modeline uygulama olarak geçişin olmasıdır. Seçimlerin hızı, yeni yönetim modelinin vaatleri ve riskleri açısından seçimlere ve iktidar erkine de başka bir gözle bakmak gerekiyor.
Bu seçimde seçmenlerin % 9’unu gençler oluşturacak. 2002-2007-2011‘de genç seçmenden aldığı oyu koruyan AK Parti 2015 seçimlerinde bu oy oranını kaybetmeye başladı. Gençler dünyanın her yerinde statükoyu temsil eden partilerden ziyade uçlara oy vermeyi tercih ediyorlar. AK Parti’yi yeni statüko, CHP’yi de eski statüko olarak görüyorlar. Yine de AK Parti’nin gençlere ulaşma ve onlardan oy alma noktasında diğer partilerle kıyaslanmayacak bir potansiyeli de var. Yeter ki bu potansiyel hareket geçirilebilsin! Ayrıca MHP ile ittifak da sağ genç seçmene ulaşmaya katkı sağlayacaktır. 2015 seçimlerinde AK Parti seçmeninin % 25’ini gençler oluşturuyordu. Bu oranın iyi bir strateji ile yükseltilebileceği inancındayım.
CHP seçmeninin % 10’unu gençler oluşturuyor. CHP de genç kitleyi HDP seçmeni üzerinden artırmaya çalışıyor. Ancak bu mayanın ne kadar tutacağını zaman gösterecek. Bu seçimlerde gençleri sandık başına getirmeye ikna etmenin de ayrıca önemli olacağına inanıyorum.
Her şeyden önce gençlerin AK Parti iktidarı içine doğduğu düşünülürse onlara önceki dönemlere ilişkin bir projeksiyon yaptırmak mümkün değil. Önceki iktidarları bilmiyorlar ve de ilgilenmiyorlar. Onların eskisi AK Parti. Onlara yönelik stratejide bunun dikkate alınması gerekiyor.
Diğer taraftan geleneği temsil eden her zaman eski gibi görünür ama ülkeleri de aileleri de toplumları da yaşatan bu gelenektir. Avrupa’sından Amerika’sına Japonya’sına bu bir realitedir. Gençlerin eleştirilerinde haklı olduğu pek çok nokta olabilir. Zaviyeleri de dünyaya geldiklerindeki şartlar da içinde yoğruldukları siyasi atmosfer de çok farklı. Bu farkı düşünerek onlara kendi fikirlerimizi empoze etmek yerine, katılımcı yapılar içinde var olabilecekleri bir yönetim anlayışını vaat etmek gerekiyor.
Tüm seçmen kitleleri göz önüne alındığında sorulması gereken sorunun “Seçimlerde bilinen eğilimlerin ötesinde seçim davranışını etkileyecek faktörler nelerdir?” olması gerekir.
Burada kemik görüş taşıyan, ne yapılırsa yapılsın tutum ve kanaatlerini değiştirme ihtimali olmayan kitleyi iletişim stratejisinde odak noktasında tutmamak gerekir.
Bu seçimlerde asıl odak kitleyi bir parti taraftarı olmadan ekonomik verilere veya duruma bakarak oy veren seçmen oluşturmalı. Konda Araştırma Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır bu kitlenin toplam seçmenin % 40’ını oluşturduğunu söylüyor. Ağırdır’ın gri alanda dediği bu kitle 57 milyon seçmenin 22 milyonunu kapsıyor. Araştırma şirketlerinin “hanenin geçimi, ekonomik durumu, çocukların eğitim koşulları” gibi özelliklerle tanımladığı bu kitlenin oyu bu seçimde sonucu etkileyecektir.
Diğer taraftan içinde bulunduğumuz yüzyılın siyasi atmosfer olarak da taşıdığı başka özellikler var. Partiler, siyasi fikirler ve siyasi aktörlerle kurulan bağlar bugünü temsil eden jenerasyonda giderek önemini kaybediyor. Tarihi şahsiyetler gençlerin geleceğine ilişkin bir şey söylemiyor. Tarihi şahsiyetler kendi dönemlerinin siyasi meselelerini anlatıyor. Bu Mehmet Akif için de Necip Fazıl için de geçerli. CHP’nin tek parti ve güçlü olduğu dönemin siyasi iklimini yansıtan yazarların sözleri AK Parti iktidarı içinde büyümüş gençler için bir mana taşımıyor. Ancak tarihi şahsiyetler kültür endüstrisinin ürettiği yeni tip karakterler içinde yeniden yaşatılırsa bir karşılık buluyor. Eskiye atıf yapan tüm anlatılar siyasal iletişim dilinde artık önem taşımıyor. O’nun yerini bilgi, güvenilirlik ve geleceği doğru anlayıp anlatmak alıyor. Daha güncel meselelerden siyasete bakan bir siyasal iletişim dili hem gençleri hem de % 40’lık gri alandaki kitleyi etkileyecektir. Bu seçimde partilerin ötesinde ittifakların seçim vaatlerindeki ortak dilin de önemli olduğuna inanıyorum. Ülkemizin potansiyeline olan inancın tazelenmesi ve geleceğe ilişkin yeni umutların serpilmesi gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.