1970 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Öğretmenliği bölümlerinde okudu. Yörünge, Belde, Ülke, İkindi Yazıları, Hece, Tezkire gibi yayınlarda yazdı. Hak-iş Basın danışmanlığı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Başbakanlık müşavirliği, Başbakan Başmüşavirliği ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerinde bulundu. 25 ve 26. Dönemlerde Ankara Milletvekili seçildi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu ve NATO PA Üyeliklerinde bulundu. TBMM Filistin ve Lübnan Dostluk Grubu Başkanlığı yaptı. Halen TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi. Evli, 1 çocuk babası.
Hatasız kul olmaz. Recep Tayyip Erdoğan da bir kul, bir insan; onun da kuşkusuz hataları, kusurları var.
5 kişilik bir aileyi, 10 kişinin çalıştığı bir işyerini idare etmek bile zor iken, Erdoğan 85 milyonu idare ediyor. Dahası, Kıbrıs, Azerbaycan, Suriye, Filistin ve daha nice coğrafyanın insanı kaderini onun kaderiyle ortaklaştırıyor. Aynı anda herkesi mutlu, memnun etmesi imkânsız. Arzuları pek tabii sınırsız olan bu kadar bireyin beklentilerinin tümü karşılanamaz.
Siyaset de tam olarak bu değil mi zaten? Azami insanı mutlu edebilmek, diğerlerini de mümkün olduğunca mutsuz etmemek.
Erdoğan 21 yıldır kesintisiz ülkeyi idare ediyor. Hem de ne ülke! Bir ateş çemberinin tam merkezinde. Keskin toplumsal fay hatları var. Kahramanları kadar hainleriyle de meşhur. Güç odaklarının av sahası. Terör örgütlerinin hedefi. Tarih içinde katmerlenmiş yoksulluk, ihmal, bakımsızlık, ilgisizlik, savaşlar, çatışmalar, kayıplar, bencillik, hırs… 21 yıldır hepsiyle ve daha fazlasıyla baş etmeye çalışıyor Erdoğan. Yüzyıllardır birikerek gelmiş nice sorunu çözmenin mücadelesini veriyor.
Erdoğan çok ağır bir yük taşıyor. Kendi hayatından, ailesinden, sağlığından, can güvenliğinden fedakârlıkta bulunarak bu yükün altına giriyor. Herkes taşıyamaz o yükü. Taşısa bile, bu kadar uzun süre taşıyamaz, bu kadar dikkatle, rikkatle taşıyamaz.
Kendinizi şöyle bir anlığına Erdoğan’ın yerine koyun. Ama makam aracındaki, makam koltuğundaki, meydanlardaki ya da zafer akşamı parti balkonundaki Erdoğan’ın değil; terör örgütlerinin, istihbarat örgütlerinin, çıkarları, rantları zedelenen şer odaklarının, batıl ideolojileri ile gözleri kararmış fanatiklerin, fasıkların, münafıkların, hainlerin hedefi olan Erdoğan’ın, çocukları neredeyse babasız büyümüş Erdoğan’ın, varlığını inancına, ülkesine, milletine adamış bir Erdoğan’ın yerine koyun kendinizi. Ne kadar taşıyabilirsiniz bu yükü? Ne kadar tahammül edebilirsiniz bu sorumluluğa, riske, tehlikeye, fedakârlığa?
Erdoğan’ın, bir insan ve bir kul olarak hatalarını görenler, kimi zaman işte bu büyük resmi ıskalayıp
detaylara takılıyorlar. Kırılıyor,
küsüyor, darılıyor, gönül koyuyorlar.
Bazen, evet, haklılar. “Öyle yapmasaydı da şöyle yapsaydı” diyorlar. “Buna gerek yoktu” diyorlar. “Ama bu yanlış” diyorlar. “Böyle olmasaydı keşke” diyorlar.
Bazen de işin arka planını bilmiyor ya da kişisel beklentileri karşılanmadığı için tavır koyuyorlar. Kendisine bir imkân tanındığında “Hak ettim” deyip, imkân elinden alındığında “Zulme uğradım” diyorlar. Bir türlü doymayıp, “Bu da yetmez, ben daha fazlasına layığım” diyorlar. “Hepsi benim” diyorlar.
Bu küskün, dargın, kırgın kitle içinde, ihtirası memleket sevdasının önüne geçen benciller gittiler ve daha önce de yazdığım gibi rakı masasına meze oldular.
Burada kalıp, sandığa gitmeye, oy vermeye tereddüt edenler de var. İşte onların, 14 Mayıs günü, küçük meseleleri bir kenara koyup, büyük meseleyi vicdan terazilerinde tartacaklarına eminim. Sizi kırdılar, küstürdüler, uzaklaştırdılar, canınızı sıktılar. Eyvallah. Haklısınız. Çok haklısınız. Ama vereceğiniz ceza ile cürüm arasında hakkaniyetli bir oran olduğuna emin misiniz? Vicdan terazinize vurduğunuzda, ceza ile cürmün dengede kaldığını düşünüyor musunuz?
Daha da fazlasını söyleyeyim:
Eskiler, “kerhen destekleme”, ya da “hasmının hasmını destekleme” manasında “Hubbu Ali’den değil, buğzu Muaviye’den” ifadesini kullanırlardı. Yani, Ali’ye muhabbetimizden değil, Muaviye’ye öfkemizden…
Diyelim ki yüreğiniz soğumuyor. Diyelim ki, küskünlüğünüz, dargınlığınız, gönül kırıklığınız geçmiyor, her şeye rağmen eliniz Erdoğan’a oy vermeye gitmiyor. Peki, hasımları da mı sizi sandığa götürüp Erdoğan’a oy
vermenize yetmiyor?
14 Mayıs akşamı, es kaza, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olsa, HDP iktidar ortağı olsa, Yasin Börü’nün katillerinin azmettiricisi Selahattin Demirtaş dışarı çıksa, PKK ve FETÖ sevinçten havalara uçsa, kendinizi gerçekten iyi hisseder miydiniz? Yoksa o tablonun biraz da, küçük kırgınlıklarla sandığa gitmemenin neticesi, kendi eseriniz olduğu gerçeğiyle vicdan azabı mı çekerdiniz?
Diyelim ki Erdoğan’a muhabbetiniz kalmadı; karşısında oluşan bloka buğzunuz da mı kalmadı?
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
Allah CC razı olsun. Düşüncelerimize tercüman oldunuz.
Aklımızdan geçen, fakat bir türlü anlatamadığımız veya parça parça dillendirdiğimiz düşüncelerimiz bu kadar güzel ifade edile bilinirdi.
Elimize sağlık çok güzel ufuk açıcı bir yazı tabiidir hep konforlu tarafı görüp çemkirmek biz hep böyle yaparız çileye talip olmak hep başkasına aittir bizim dünyamızda bir ömür düşünün telafisi be game ower olunca bir tuşa basıp yeniden başlaması mümkün olmayan işte Reis böyle bir oyunun kurucusu hasbelkader aile olmuş gecesi gündüzü karışmış bir çilekeş memleket sevdalısı sözün bittiği yerdeyiz diğerlerini konuşup harfleri heba etmenin anlamı yok herşeyin asil yüzünün ortaya çıkacağı bir güne inanıyoruz inanmayanın durumu kendisini ilgilendirir
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.