Kürtler ve liberal fikirler

00:0019/07/2014, Cumartesi
G: 12/09/2019, Perşembe
Atilla Yayla

Kürtler, tartışmasız, Türkiye toplumunun en çok mağdur edilen kesimi. Tek tek veya gruplar hâlinde çeşitli seviyelerde şiddet bulaşmış Kürtlerin bulunması bu gerçeği değiştirmez. Şiddetin kınanması ve dışlanması da Kürtlerin mağduriyetini gözden gizleyemez. Mamafih, bu ülkede herkes böyle düşünüyor diyemem. Ben, "Kürtlerin ne sorunları var ki!", "Eskiden Türk Kürt ayrımı yoktu, kimse Kürdüm demezdi" diyen veya "Barış süreci bu kadar da önemli mi canım" sözleriyle barış sürecinin önemine işaret eden

Kürtler, tartışmasız, Türkiye toplumunun en çok mağdur edilen kesimi. Tek tek veya gruplar hâlinde çeşitli seviyelerde şiddet bulaşmış Kürtlerin bulunması bu gerçeği değiştirmez. Şiddetin kınanması ve dışlanması da Kürtlerin mağduriyetini gözden gizleyemez. Mamafih, bu ülkede herkes böyle düşünüyor diyemem. Ben, "Kürtlerin ne sorunları var ki!", "Eskiden Türk Kürt ayrımı yoktu, kimse Kürdüm demezdi" diyen veya "Barış süreci bu kadar da önemli mi canım" sözleriyle barış sürecinin önemine işaret eden insanlara çıkışan "self-styled liberaller" dahi gördüm.

Kürtler kimliklerinin inkârı ve bastırılması yüzünden mağdur oldu. Uzun süre var oldukları kabul edilmedi. Dağ Türkleri oldukları öne sürüldü. Sonra "kurucu değerler" gereği içinde bulundukları pozisyonu kabul etmeleri, aksi takdirde başlarına kötü şeyler geleceği kulaklarına fısıldandı. Çocuklarına istedikleri isimleri vermeleri engellendi. Yerleşim birimlerinin adı değiştirildi. Bu toprağın mirası Kürt büyükleri ve Kürt kültürü unutturulmak istendi. Kürt asıllı vatandaşlar kitleler hâlinde sürgüne gönderildi. Defalarca katliama uğratıldı. Dillerinde eğitim görmeleri engellendi. Kendi bölgelerinin yönetimine etkili şekilde katılmalarına izin verilmedi. Bütün bunlar Kürtler tarafından Türklere yapılaydı bile bir Türk sorunu olmazdı diyenler varsa bunların Kürt sorunu yoktur tezi doğru olabilir.

Kürt önderler demokrasiye geçildiğinde çok umutlandı. Demokrasinin ilk yıllarında Kürtlerin eşitliğine doğru adımlar da atıldı. Ne yazık ki bunlar yeterince ilerlemedi. Derin devlet soruna demokratik siyaseti dışlayıcı şekilde el koyunca durum kötüleşti. 1960"ların sosyalist fikirlerinin ve bağımsızlık hareketleriyle sosyalizmin eşitlenmesinin etkisinde kalan Kürtlerin bir kısmı silaha sarıldı. Silahlı mücadele fazla bir şey getirmediği gibi Kürt davasının haklılık ve meşruluğuna da zarar verdi. Başka bir deyişe, sosyalist bir yol benimsemeleri Kürtlere faydadan çok zarar getirdi. Bugün de durum değişmiş değil. Sahici bir toplumsal tabana sahip Kürt hareketi hiçbir toplumsal tabanı olmayan ve gidişatı devamlı yanlış okumakla tescilli Türk solundan medet umuyor. Bu onları, ne kadar farkındalar bilmem, sınırlı bir toplum kesimine hitap etmenin ötesine geçememeye, birçok durumda sadece bir Kürt partisi olmaya veya öyle algılanmaya mahkûm ediyor.

Kürtlerin ve Kürt hareketinin liberal fikirlerden değil sosyalist fikirlerden etkilenmiş olmasına hep hayıflanırım. Kürt hareketi liberal olsaydı, hem Kürt meselesinin çözümü hem de Türkiye"nin liberalleşmesi çok daha kolay ve hızlı olurdu diye düşünürüm. Gerçekten, liberal bir Kürt hareketi hem Kürt sorunun hem de Türkiye"nin genel problemlerinin çözümünde çok daha etkili bir rol oynayabilirdi. Adı konulmamış ölümcül bir iç savaşa gerek kalmaksızın Kürtlerin hak mağduriyetlerini giderebilirdi. Esasen, başı sıkışan her kesim gibi Kürt hareketi de liberal fikirlere adını koymadan başvurdu, başvuruyor. Kürt hareketinin en güçlü tezleri liberal düşünce kaynaklı, sosyalizmle pek ilgisi yok. Ama Kürt toplumunda bunun farkında olan veya bunu itiraf eden olması gerekenden çok az.

Belki de ben fazla karamsarım. Kürt asıllı liberaller mevcut ve sayıları her geçen gün artıyor. Bu arkadaşlarımız yüksek gözlem ve analiz kabiliyetine sahipler. Nitekim, ne Gezi"de ne de 17-25 Aralık"ta hükümet üzerinden kendilerine yönelik hamleyi görmekte zorluk çektiler. İyi entelektüel birikimleri var ve toplumda gitgide daha fazla tanınıyorlar. Hem Kürt liberallerin sayısının artması hem de Kürt hareketinin önderlerinin liberal fikirlere daha fazla kulak kabartması herkes, hepimiz, tüm Türkiye için iyi. Bu çerçevede, cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş"ın Liberal Düşünce Topluluğu"nu (12 Temmuz"da) ziyaret etmesi ve LDT"li liberallerle uzun ve verimli bir sohbet gerçekleştirmesi çok iyi oldu. Eminim, Demirtaş liberallere seslenme ve onları dinleme fırsatı bulmaktan memnuniyet duymuştur. Yine eminim, LDT"li liberaller Demirtaş"ı ağırlamaktan onur duymuş ve kendisinin söylediklerinden çok istifade etmiştir. Türkiye"deki liberallerin çoğunun nazarında, Selahattin Demirtaş, Ekmeleddin İhsanoğlu"ndan farklı olarak, yaklaşan seçimde oy verilebilecek bir isim.

Kürt hareketi önderlerinin liberal fikirlere daha çok muhatap olmasından ve marjinal sol entelektüel çevrelerde gezinmekle yetinmeyip liberallerle de temas hâlinde bulunmasından sayısız fayda doğar. Bu vesileyle bir bilgiyi de burada kamuya açıklamak isterim. LDT olarak yaklaşık iki yıl önce Adalet Bakanlığı"na başvurarak Abdullah Öcalan"a liberal temaları işleyen bir koli kitap gönderdik. Gerek bu davranışımızın gerekse Kürtlerle daha çok muhatap olmak istememizin sebebi Kürtlere akıl vermek filan değil. Herkesin, özellikle Kürtlerin, kendine yetecek aklı var. Ancak, liberal fikirlerin başlıca temsilcisi ve ana liberal kuruluş olarak istiyoruz ki ülkenin en önemli kesimlerinden biri olan Kürtlerle daha fazla temasımız olsun ve birbirimizden karşılıklı öğrenelim. Söz konusu ziyaretin buna katkıda bulunmasını dilerim.