Galatasaray'ın savunma yapması için en iyi yöntem topu ayağında tutması ve sürekli hücum yapması. Sarı kırmızılıların sezonun şu kısa döneminde en belirgin şekilde görülen zaaflarından biri, top rakibe geçtiği zaman vasat tehditlerin bile ceza sahası etrafına çok da zorlanmadan gelebilmesi. Torku Konya karşısında ilk 25 dakika oyunu kontrolünde tutan taraf sarı kırmızılılardı. Ancak o dakikaya kadar dikkat çeken tek icraatı savunma ve faul yapmak olan ev sahibi ekip topa sahip olduğunda neler yapabileceğini de gördü. Çünkü Galatasaray takım savunması her zamaki gibi geçirgendi. Konyaspor, Galatasaray ceza sahasının etrafında kalabalıklaştı ve duran toptan da olsa golü buldu. Konya kalecisi Kaya'nın hatası, Semih Kaya'nın şansı skoru yine Galatasaray'ın lehine çevirdi.
İkinci devrede de oyunun görüntüsü değişmedi. Galatasaray topa sahip oldukça oyaladı oyalandı. Konya topa sahip oldukça rakibin üstüne gitti. Melo oyunun savunma yönünde de, hücum yönünde de hiçbir an sorumluluk almadı. Tüm yük Selçuk'un omuzlarındaydı ve Galatasaray orta sahası oldukça yumuşak kaldı. Melo'nun tek faydası takım 10 kişi kalınca stopere geçerek, saha içi manevraya katkısı oldu. Takımı sertleştirmek adına, geçen hafta çok iyi oynayan Rodriguez'in yerine Melo'yu oynatmak bariz bir tercih hatasıydı.
10 kişi kalan Galatasaray'ın daha sonraki dakikalarda skoru koruyabilmesinin önemli sebeplerinden biri Konyaspor ileri ucunun yetersizliğiydi. Yani, Galatasaray'a üç puanı hediye eden ev sahibi ekipti. Yeşil beyazlıların hücum anlamında büyük bir gelişime ihtiyaç var.
Hakem Fırat Aydınus karşılaşmaya damga vuran isimlerden oldu. Bir hakem, futbolcunun niyetini pozisyon pozisyon anlayabilmeli. Carole'ün gördüğü sarı kartlardan ilki çok ağırdı. Aydınus, Carole'ün rakibe gidişini kendine bir tepki olarak değerlendirdi ve yanlış bir karar verdi.