Televizyonda bu gibi günlerde uzman olarak çağrılan arkadaşların konuya hâkim olanlarının ortak görüşü şu: “Biz meselemizi daha iyi anlatmalıyız. Burada ‘Kamu Diplomasisi’, ‘Psikolojik Harp’ taktiklerinin devreye sokulması lazım”… Doğru… Sahada kazanılanı masada kaybetmemek için, doğru…
Ancak çok geç… PKK-YPD-PYG meselesini ve Silahlı Kuvvetler’in sivil halka dokunmamak, zarar vermemek için her şeyi yaptığını, ortada Türkiye’nin bekası sorunu olduğunu, terör örgütü PKK’nın durdurulması gerektiği için bu operasyonun yapıldığını çok önceden anlatmaya başlamalıydık. Diplomatik düzeyde Dışişleri tarafından ya da Cumhurbaşkanı’nın şahsi gayretleriyle anlatılan gerçeklerin kamu diplomasisi bağlamında desteklenmedikçe, diğer ülke halklarının, oradan da siyasi otoritelerine geçmesinin zor olduğunu biliyorduk…
Türkiye’nin yurt dışındaki tanıtımı ve algılama yönetimi üzerine düşünen ve aksiyon alan, insan, para ve zaman kaynağı harcayan çok sayıda resmî ve yarı resmî kurum, bir o kadar da sivil toplum kuruluşu var. Ne yazık ki aralarında bir eşgüdüm (koordinasyon) odaklanma yok. Zamanlama ve kilit mesaj konusunda ciddî bir mutabakat olduğu da söylenemez. Hatta çeşitli kurumların farklı Türkiye amblemleri kullandıkları bile gözlemlenebilir…
Adama, “Öyle bir şey de ki, özrün kabahatinden daha büyük olsun!” deselermiş; herhalde ancak bunları diyebilirmiş.
Başbakanlık, bu zatı muhteremi nasıl, nereden bulmuş acaba?
Özetle şöyle demişiz o yazıda (meraklısı için yazı internette var):
“Geçen yıl Ağustos ayında PR sanayiinin en büyüklerinden Bell Pottinger’in kurucu ortağı Lord Bell’in istifası ve firmayı terk etmesinin ardından Eylül ayının üçüncü günü yeni bir haber, iletişim dünyasına nükleer bomba gibi düştü. Ajansın, Güney Afrikalı müşterisi Oakbay Investments için yürüttüğü etik dışı çalışmaların ifşa olmasından bir gün sonra ajansın hisselerinin yüzde 20’sinden fazlasına sahip olan CEO’su James Henderson skandalın sorumluluğunu üstlendi ve istifa etti.
Bell Pottinger aynı günlerde İngiliz PR sektörünün etkili STK’sı PRCA’in mesleki etik kodlarına aykırı hareket etmekle suçlanmış, birlik tarafından sektörün itibarını korumak gerekçesiyle üyeliği iptal edilmiş ve beş yıl süreyle yeniden üyeliğe başvurması engellenmişti…
… İnternet üzerinde kısa bir araştırma yapıldığında Bell Pottinger’in “Karanlık iletişim sanatlarını” ilk defa (Güney Afrika’daki) Guptagate skandalı için kullanmadığı görülüyor. Wikipedia sayfalarının manipüle edilmesi, insan hakları ihlalleriyle suçlanan ülkelerdeki hükümet içi ilişkilerde nüfuza sahip olunması, çocuk işçi ve insan hakları ihlalleriyle ilgili olumsuz yansımalara boğarak Google sonuçlarının manipüle edilmesinin önerilmesi vs…”
Uluslararası ortamlarda ve bizzat İngiltere’de itibarı yerlerde sürünen bir iletişimci ile çalışmanın bizim itibarımızı nasıl etkileyeceğini düşünmeyi size bırakıyor ve sadece üzüldüğümü ifade etmekle yetinmek istiyorum…
Sayın Başbakanımız bu özensizliği hak etmiyor…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.