Bu başlık bana değil, dün bir toplantıda sohbet ettiğimiz iletişimci bir kadın arkadaşımıza ait…
Geçenlerde yayınlanan bir televizyon programı sosyal medyada paylaşılıp duruyor… Video iki de bir önümüze düşüyor… WEB sitelerinden bu programla ilgili bildirimler geliyor… Gazetelerde yorumlanıyor… İlgi büyük…
Olan şu: 2018 yılı Türkiye Güzeli Şevval Şahin Hanım CNNTürk’te yayınlanan Sorgu Sual adlı programa davet edilmiş… Orada da Merve Şahin ve Melis Özcan’ın “İstiklal Marşı’nı biliyor musunuz?... İlk kıtasını söyler misiniz?... Yazarı kim?... Türkiye’nin coğrafi bölgeleri… Fahrettin Koca’yı tanıyor musunuz?..” gibi bazı ‘genel kültür’ sorularına muhatap olmuş…
Şevval Hanım’ın sorulardan son derece rahatsız olduğu, kendisinin düşürülmek istendiği durumu anladığı belli… Bir ara ağlamaklı hâlde “Ben Yasin’le konuşayım” deyip yayından ayrılıyor…
Programın, Şevval Hanım’a yapılan işkencenin, onu düşürmeye çalıştıkları durumun, yalnızca sunucuların değil, içerikle ilgili arka planda çalışan herkesin bu tutumumun ve tabii yayın videosunun binlerce kez şevkle paylaşılmasının üzerine söylenecek o kadar çok söz var ki…
Hepsinden önce şunun altını çizelim ki; bu videoyu seyredenler olarak bir şiddet olayına tanıklık ettik… Bu yayında ‘baskı’ ve ‘küçük düşürme’ başroldeydi…
21 yaşında genç bir kadın, 6 yaşında yurt dışında yaşamaya başlamış ve orada eğitim almış… Bazı güncel konulardan bihaber olması, dilinin yaşadığı ülkenin aksanına çalması, kendini Türkçe ifade etmekte zorlanması normal… Ha bunlar aşılmaz sorunlar mıydı; böyle olması şart mıydı? Hayır…
Ancak, böyle yerden yere vurarak hiç olmaz… Hele rezil etmeye, itibarsızlaştırmaya çalışmanın kabul edilebilecek hiçbir yanı yok… Bizim kültür ve değerlerimizde zayıf olanı ezmek, değersizleştirerek ‘seyirlik bir malzeme’ hâline getirmek yoktur…
Peygamber Efendimiz (sav), “Bir kul bir başka kulu(n ayıbını) dünyada örterse, Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını) örter” (Müslim, Birr, 72) buyurmuşlar…
Oysa izlediklerimiz bunun tam da tersiydi… Bildiğimiz kadarıyla Şevval Şahin modellik yapan, zaman zaman magazin basınının da gündeminde olan bir genç hanım… Bunun dışında malumatfuruş taslamışlığı, “Ben bilirim… Çok kültürlüyüm…” demişliği de yok…
O hâlde onu böyle zalimce imtihan etme, utandırma çabası niye? Koskoca TV kanalı, editörleri, sunucuları neden Şahin’i hem de bir ‘şiddet gösterisi’ ile hedef alırlar?.. Menajeri, yanındaki akıl hocaları, yayından çıkıp yanına kaçtığı Yasin Bey onu neden bu programa çıkartır?.. Anlamak güç…
Almanca ‘schadenfreude’ terimi böyle durumları açıklamak için kullanılıyor… Terim, ‘hasar’ ve ‘keyif’ kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor… Başkasının başına gelen talihsizliklerden, uğradıkları hasardan ya da düştükleri kötü durumdan zevk/keyif almak anlamına gelen psikolojik bir durumu ifade ediyor…
Bizim ‘eşek şakası’ dediğimiz gizli kamerayla yapılan şakaların altında da aynı psikolojinin yattığı söylenir… Bildiğiniz gibi bu tür programlarda önce bir ‘tuzak’ kurulur, sonra da ‘kurban’ seçilen kişinin bu tuzağa düşmesi beklenir… Ardından da ortaya çıkan durumla eğlenilir…
Düşen birine gülmek gibi yani… Altında ‘öfke’ barındıran, bir tür ‘intikam’ ve ‘cezalandırma’ aracıdır bu ‘mizah’ iddiasıyla yapılan aşağılama…
Bizce ‘kötü muamelenin’, şiddetin öyle bir türüdür ki düşenden çok tuzak kuranın zavallılığını ortaya koyar…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.