İmamoğlu ne istiyor?

04:0028/04/2020, Salı
G: 28/04/2020, Salı
Ali Saydam

Ekrem İmamoğlu, iletişim araçlarını bol bol kullanan bir siyasetçi… Hatta o kadar bol kullanıyor ki üzerinden dökülüyor… Çok ciddî hatalar yapıyor…Tabii bunları ‘hata’ olarak gören yalnızca bizler de olabiliriz… Kendisine sorsak, belki de stratejisinin ve taktiğinin bir parçası olarak kendini ‘haklı’ görecektir…İmamoğlu’nun skandala imza atan iletişim hamlelerinde kitap ve dergi gibi basılı yayınlar önemli bir yer tutuyor… Bugüne kadar üç ayrı basılı yayın kriziyle gündeme geldi İstanbul Büyükşehir

Ekrem İmamoğlu, iletişim araçlarını bol bol kullanan bir siyasetçi… Hatta o kadar bol kullanıyor ki üzerinden dökülüyor… Çok ciddî hatalar yapıyor…

Tabii bunları ‘hata’ olarak gören yalnızca bizler de olabiliriz… Kendisine sorsak, belki de stratejisinin ve taktiğinin bir parçası olarak kendini ‘haklı’ görecektir…

İmamoğlu’nun skandala imza atan iletişim hamlelerinde kitap ve dergi gibi basılı yayınlar önemli bir yer tutuyor… Bugüne kadar üç ayrı basılı yayın kriziyle gündeme geldi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı…

İlki, İmamoğlu’nun seçim kampanyasını yürüten Necati Özkan’ın kaleme aldığı Kahramanın Yolculuğu idi… Kendini ‘kahraman’ gibi göstermesi, seçim çalışmalarında yer alan CHP teşkilatının hakkını vermeyişi partisi içinde eleştirilere neden olmuştu… İşin bu boyutu, partisini ve çalışma arkadaşlarını ilgilendirir…

Ancak, İmamoğlu’nun ‘publicity’ (medyada görünürlük) çalışmalarına yön veren megalomani, buna maruz kalan bizleri de bir çift söz etmeye itti…

Kahramanın Yolculuğu, yalnızca bir kitap ismi değil… ABD’li bilim insanı Joseph Campbell, Buda, Hz. Musa ve Hz. İsa gibi ‘seçilmiş’ kişilerin hikâyelerindeki dini ve psikolojik gelişmenin ortak özellikler gösterdiğini saptamış ve buna ‘kahramanın yolculuğu’ adını vermiş… İmamoğlu’nun kendini nasıl bir dev aynasında gördüğünün bir örneği…

İkinci kitap krizi, ilki kadar ‘hafif’ değil… Ocak ayında basında sıkça yer aldı… İBB Kültür A.Ş. bünyesindeki online bir kitapçıda PKK’lı terörist Sakine Cansız’ın kitaplarının satışı yapıldığı ortaya çıkmıştı… Üstelik kitap hakkında, Diyarbakır 1. Sulh Hakimliği’nin 27 Haziran 2016 tarihinde verdiği ‘toplatma kararı’ olmasına rağmen…

Üçüncü ve son basılı yayın krizi de geçen hafta yaşandı… Yine ‘ağır vaka’ denilebilecek cinstendi… Bilhassa da çocuklara yönelik bir yayın olduğu için…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle, İBB 100 bin çocuğa çeşitli hediye paketleri göndermiş. Paketin içinden çıkan Cumhuriyet ve Demokrasi adlı bir ‘çocuk dergisi’ ciddî tartışmalara neden oldu…

Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık, sosyal medya hesabından bir video çekerek açıklamış… Çocuklara dağıtılan bu dergi, İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı iken 2017 yılında hazırlanmış. Ancak Valilik dağıtımına izin vermemiş… Bu yıl da aynı dergiyi, Valilik izni olmamasına rağmen İBB logosuyla basmışlar…

Peki, dergide dağıtılmasına izin verilmeyecek kadar sakıncalı ne olabilir?

Öncelikle, din adamlarının resmedildiği bir çizim, Alevi vatandaşları rahatsız etmiş… Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir, Aleviliğin ayrı bir din gibi resmedilmesinin, Alevileri incittiğini söylemiş… Vakıf olarak, Ekrem İmamoğlu hakkında “halkı kin ve nefrete sürüklediği” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamış…

Aynı çizimde, Yahudi hahamın sandalyesinin altında dikey biçimde yazılmış Allah ibaresi olduğu da görülüyor… Hadi burada ‘aşırı okuma’ yapıldı, öküz altında buzağı arandı diyelim…

Ancak, içerikte tartışılan başka iki konuyu bu kadar hafife alamadık… Bunlar; “Demokrasi için ‘Sandık’ Şarttır ama Yeterli Değildir” başlığı ile elinde “Başkan Şaşırma, Sabrımızı Taşırma” yazılı pankart taşıyarak gösteri yapan gençlerin olduğu çizim… Gezi sürecinde de sıkça duyduğumuz bu söylem, ilköğretim çağındaki çocukları CHP’nin siyasi propagandasına alet etmekten başka ne anlama gelebilir?!

İmamoğlu’nun bu hamlelerinin, kendisine ‘mağduriyet hikâyesi’ üretmek için çizilmiş stratejinin birer parçası olduğunu düşünüyoruz… ‘Kahraman’ olabilmek için ‘gerçek kahramanların’ yollarına çıkan taşları kendi önüne elleriyle diziyor, bunlara takılıp da halk nezdinde mağdur olacağı günleri iple çekiyor gibi…

PKK’nın söylemi olduğunu bilmeyenin kalmadığı ‘merkezi hükümet’ ifadesini 2019 yılından beri konuşmalarında sık sık tekrarlamasının nedeni de budur herhâlde…

Sanki istiyor ki; kendisine açıkça gösterilen tahammül tükensin, İçişleri Bakanlığı soruşturma açsın, görevden alınsın… Hukuki süreç başladığında da savunmasını “Biz ne yaptık, çocuklara dergi gönderdik, ifade özgürlüğümüzü kullandık” diye yapabilsin… Hele de bir hapis süreci yaşarsa bundan mutluluk duyacak gibi… Böylece, yerel seçimlerin iptali nedeniyle kendisine bulduğu alanı daha da genişletebilecek…

Bir an için insan şöyle düşünüyor: Kendisini dev aynasında görerek boy ölçüşmeye kalkıştığı, siyasi rakibi olarak konumlandırmaya uğraştığı Sayın Cumhurbaşkanı’nın cezaevi sürecini kendisi için de hedef belirlemiş, başıma benzer işler gelse de ben de halkın ‘bu derece’ desteğini alabileyim diye tuzaklar kuruyor gibi…

Allah hem ülkemizi hem de kendisini bu kirli oyunlardan sakınsın…

#Ekrem İmamoğlu
#CHP
#Hata
#Alevilik