Kamuoyu araştırma şirketleri, bunlara bazılarıanketçidiyorlar, yine devredeler…Bu sefer ortak hedef; erken seçim…Yani, denecek ki; “Mevcut iktidar ve de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçmen nezdindeki temsil kabiliyetini kaybetmiştir, azınlığa düşmüştür, bu nedenle erken seçip vaciptir.” Kilit mesajları bu…Ana muhalefet lideri her ne kadar yarım ağızla “Erken seçim talebimiz yoktur” dese de televizyonlardaki didişme programlarında‘kadrolu’CHP’li gladyatörler(!), yalın kılıç, neden erken seçim
Bu sefer ortak hedef; erken seçim…
Yani, denecek ki; “Mevcut iktidar ve de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçmen nezdindeki temsil kabiliyetini kaybetmiştir, azınlığa düşmüştür, bu nedenle erken seçip vaciptir.” Kilit mesajları bu…
Her ne kadar bir iki araştırma şirketi Cumhur İttifakı’nın Ekim ayında oylarını artırdığını söylese de son yapılan numaralardan biri de Cumhurbaşkanı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın potansiyel oylarını karşılaştırmak…
Hey maşallah!
Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yaptılar… Sayın Cumhurbaşkanı’nın karşısına koydular ve de kazandırdılar… O hâlde hemen erken seçime gidilmeli… İşin tuhaf tarafı, bu masala CHP’li TV dudularının da inanması…
64 yıldır millî iradenin iknasıyla tek başına iktidara gelememiş CHP’nin “Ordu göreve!” diye sloganlar attığı dönemler aklımızdadır… O zamanlar ordunun ve/veya bürokrasinin vesayetinden medet umanlar, şimdilerde araştırma şirketlerini ileri sürüp onlar üzerinden şanslarını deniyorlar…
Bildiğiniz üzere, ülkeyi erken seçime götürecek iki unsur var: Biri, Sayın Cumhurbaşkanı. Diğeri, TBMM.
Meclis, mevcut 589 milletvekilinin, beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Ancak bunu yapabilmeleri için, MHP’nin HDP’li Millet İttifakı’na katılması bile yetmiyor… AK Parti içinden de milletvekillerini kendi taraflarına çekmeleri gerekiyor…
Bir, böyle bir ilkesiz birliğe dâhil olmaları için milletvekilleri hangi yeterli müşevvikle ikna edilebilir?
İki, Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis’i ve kendi pozisyonunu niçin lağveder?