Türkiye’de çalışan bağlılığı %15. Neden acaba?!

04:005/12/2024, Perşembe
G: 5/12/2024, Perşembe
Ali Saydam

Yemek kartları firması Edenred ’in iş dünyasına yönelik araştırmalardan derlediği istatistikler, iş verenlerin takkeyi önüne alıp düşünmesi için ciddi veriler sunuyor. Buna göre; Türkiye’de çalışan bağlılığı oranı sadece yüzde 15 iken, bugün her iki çalışandan biri aktif olarak iş arıyormuş. Yetenek kıtlığı son 20 yılın zirvesindeymiş; Türkiye’de işverenlerin yüzde 76 ’sı uygun yetenekleri bulmakta zorlanıyormuş. Ticket Restaurant Edenred Türkiye CMO’su Zeynep Ege Dura ’nın çalışan bağlığının bu

Yemek kartları firması
Edenred
’in iş dünyasına yönelik araştırmalardan derlediği istatistikler, iş verenlerin takkeyi önüne alıp düşünmesi için ciddi veriler sunuyor. Buna göre; Türkiye’de
çalışan bağlılığı
oranı sadece
yüzde 15
iken, bugün her iki çalışandan biri aktif olarak iş arıyormuş.
Yetenek kıtlığı
son 20 yılın zirvesindeymiş; Türkiye’de işverenlerin
yüzde 76
’sı uygun yetenekleri bulmakta zorlanıyormuş.
Ticket Restaurant Edenred Türkiye CMO’su
Zeynep Ege Dura
’nın çalışan bağlığının bu denli düşük olması hakkındaki yorumu şöyleymiş: “Yetersiz ücret ve yan haklar, iş-özel yaşam dengesizliği, gelişim fırsatlarının azlığı, takdir eksikliği. Çalışanların yüzde 60’ı kalma ya da gitme kararını maaş ve yan haklara göre veriyor.”
Ne oldu, hani
İSO
vardı… O tutmayınca
TQM
(Toplam Kalite Yönetimi) devreye alınmıştı. O da olmadı çalışan memnuniyeti, çalışan markası, işveren markası, müşteri deneyimi, inovasyon, disruption, algılama yönetimi, insan kaynakları, sürdürülebilirlik birbirinin ardı sıra popüler oldu. Çalışanların motivasyonu için tasarlandığı söylenen toplantılara, konuşmacılara milyonlar harcandı.

Harcandı da ne oldu?

İnsanı tüketilen bir ‘
kaynak
’ olarak görenler, onu bu motivasyon toplantıları gibi kılcal damarlarla besleyebileceklerini sandılar… Oysa, bu yaklaşım gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemekten başka bir şey değildi.
Olması gereken; insanın, çalışanın bir ‘
kıymet
’ olduğunu kabul ederek işe başlamaktır… İnsan, entelektüel sermayenin en önemli parçasıdır.
“İnsan Kıymetleri®”
yaklaşımımızı ilk kez önerdiğimizde sene 1999 idi. 25 yıldır ne olduğunu, neden önemli olduğunu anlatıp duruyoruz. İnsan, tükenince kenara bırakılan bir meta (kaynak) olarak değil, bir bütün hâlinde ele alınmalıdır, diyoruz. Pandemi sürerken
Z Raporu
dergisinin Nisan 2021 sayısında da uyarmıştık: “İnsanı ‘kıymet’ olarak görmeyenler kaybetmeye hazırlansınlar…”
Yüzde 15 çalışan bağlılığıyla yetinilemeyeceğini anlayanlar için bir kez daha ifade edelim;
yüzde 100 çalışan memnuniyeti
sağlayabilmek için şu üç alana yatırımla başlanabilir:
1
. Çalışanların ‘değişimler’ (pandemi sonrası dönem, dijitalleşme vs.) ile ilgili katılım ve kararlılığını artırmak,
2
. Çalışanların iş süreçlerindeki ‘verimlilik’ ve ‘kârlılığı’nı artırmak amacıyla entelektüel katma değer üretmesini sağlamak,
3
. Çalışanların etkinliğini değil, ‘etkililiğini’ yükseltmek.

Miras ‘helal’ de…
Basın bülteninin ilk cümlesi aynen şöyle: “Hababam Sınıfı’nın unutulmaz senaristi
Umur Bugay
’ın kızı
Pia
, yeni kitabı ‘Kimsesiz Kız Çocuğu’ ile okuyucularının karşısına çıktı.
Alfa Yayınları
’ndan çıkan ve toplumsal mesajlarıyla dikkat çeken eser,
Minoa Pera
’da düzenlenen özel bir lansmanla tanıtıldı.”
Şaştık kaldık doğrusu… Anne-babanın manevi mirasından bu kadar doğrudan yararlananı, onların mesleki beceri ve başarısını bu denli aşırı dozda ve kendine pay çıkaracak şekilde yontmaya çalışanı bir
Kerem Alışık
’ın annesi
Çolpan İlhan
’ın fotoğrafını kullandığı, babası
Sadri Alışık
’ın meşhur “Turist Ömer” selamını kopyaladığı reklamlarda görmüştük… Bu da iki oldu…
Bu alandaki iyi örneklerden bir ise rahmetli
Kemal Sunal
’ın oğlu
Ali Sunal
ile kızı
Ezo Sunal
’dır… Kemal Sunal’a özgü beden dilinin en küçük kırıntısına bile tenezzül etmeyen çocuklarının başarısı, biraz da bu nedenle katmerlenmektedir.

Türk Kahvesi ve merakımız…
Bugün, “Dünya Türk Kahvesi” günüymüş… Türk kahvesi, 2013 yılında
UNESCO
Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ndeki yerini alıyor ve kararın tescillendiği
5 Aralık
günü tüm dünyada “Dünya Türk Kahvesi” günü olarak kutlanmaya başlanıyor… Ne kadar memnuniyet verici değil mi?..
Bir içecek olmanın ötesinde kültürel pek çok anlamı olan, bizi ‘
biz
’ yapan, muhabbetleri başlatan, ikramların baş tacı, misafirperverliğimizin sembolü kahvemizin dünya çapında bir ‘
özel gün
’ü var…
Başka?.. Başka ne var ne yok, inanın biz de bilmiyoruz. Dünyada Türk Kahvesi’nin
tanınması
2013 yılından bu yana ne kadar arttı, artık daha fazla
tercih
ediliyor mu,
hikâyesi
, taşıdığı
mesajlar
anlatılıyor mu?.. Edirne’den çıkış yaptıktan sonra adının “Greek Coffee” (Yunan Kahvesi) olarak değişmesini engellenmek mümkün oldu mu?.. Merak içindeyiz…
Ha bu arada
Kahve Dünyası
bugün yapılan Türk Kahvesi alışverişlerine indirim yapıyor, bir de çikolata ikram ediyormuş; onu gönderdikleri basın bülteninden öğrendik tabii…

İç iletişim ‘ordunuz’ ile ilişkiniz nasıl?
Eker
, dün “Sipariş Elemanları Günü” düzenlemiş. Türkiye genelinde perakende kanalında görev yapan sipariş elemanlarıyla kutladıkları
özel gü
nde, üst yönetim dahil olmak üzere farklı kademelerden yönetici ve çalışanlar sipariş elemanlarıyla birlikte sahaya çıkarak müşterileri ziyaret etmişler.
Pazar ve üretim koşulları değiştikçe, hele ki pandemi yaşamış bir dünyada iş yaşamına dair pek çok şey altüst olmuşsa, çalışan profilinin, ihtiyaç ve beklentilerinin değiştiği mutlaka göz önünde bulundurulmalı,
iç iletişim politikası
ile buna bağlı aksiyonlar da söz konusu değişime simetrik olarak düzenlenmelidir.
Çünkü,
Bill Gates
’in 2010 yılında düzenlenen “Joint Economic Committee of Congress”te veciz bir şekilde ifade ettiği gibi “Sektörün can damarı yapısal sermaye değil, insan sermayesidir…” Tüm sektörlerin…
Çünkü, sizin hakkınızda bilgi almak isteyen
kamuoyu
ve tüm
sosyal paydaşlar
“En güvenilir bilgi kaynağı” olarak çalışanlarınızı gösteriyor. Bir başka deyişle elinizin altında hazır bir ‘
İletişim Ordusu
’ var.
Çünkü, çalışanlar
kurumsal itibarı
oluşturmada en önemli ‘taşıyıcı’dır.

Çünkü, iyi hizmet ve/veya iyi ürün sunabilmek için ‘anahtar’ çalışanlardır.

#çalışan
#
#bağlılık
#Ali Saydam