Lafı dolandırmayalım... Durum ciddi... Türkiye’de devlet kurumlarının tamamına yakını saldırı altında... Hem de en iyi iş yapanlar, en gurur duyulacaklar dâhil... Silahlı Kuvvetler mesela; Türk Tabipler Birliği Başkanı Fincancı Hanım, “TSK kimyasal silah kullanıyor” demedi mi?! Rekor turist sayılarına imza atan Turizm Bakanlığı , ihracatı uçuran, dış ticaret açığını kapatan Ticaret Bakanlığı , pandemide harikalar yaratan Sağlık Bakanlığı , uyuşturucu mafyasına, terör örgütlerine, kara para aklayanlara
İşte TÜİK tam da bu dertten musdarip... Bir saldırıdır gidiyor... “Kurum, Avrupa standartlarına uyumluluk konusunda 2005 yılından beri her yıl Avrupa Birliği’nin İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından denetleniyor” diyorsunuz. “Öyle olsa ne yazar, enflasyon hesabında kullandığı ürün listesini gizliyor” diye işkembeden cevap veriyorlar... “Artış oranını yalan yanlış açıklıyor” diye zıp zıp zıplıyorlar...
Kullandıkları yöntemi, bağımsız, uluslararası kuruluşlarca denetlendiklerini, kullanılan verinin kabul görmüş Avrupa ülkelerindekiyle paralel olduğunu açıklamalı... Ve bunu, düzenli aralıklarla, yani belli bir ritim içinde yapmalı...
“Enflasyon, 600 bin fiyatın ağırlıklı ortalaması alınarak toplulaştırıldığı bir hesaplamadır.” En temel konuda, saldırıların en çok yoğunlaştığı alanda verilen cevap bu. Anlayan beri gelsin...
Bir de “Madde fiyatlarının açıklanması için ekstra bir gün daha çalışma yapmak gerekiyor” var ki; “Çalışmaya eriniyoruz” anlamını çıkarmak o kadar kolay ki...
Kiralardı, vakıf üniversitelerinin ücretleriydi, uzman doktor muayenesiydi, gıda ürünlerinn fiyatlarıydı derken öyle rakamlar TÜİK’e mal ediliyor ki; “Halkla alay ediliyor” durumuna düşmemek elde değil...
Bir kez daha dile getirilim: Bu, sadece TÜİK meselesi değildir. Devletin kurumuna duyulan güvenin sarsılması, itibar kaybına uğranması meselesidir.
“Ruhun gizli köşelerine giden yolu, ritim ve harmoni bulur.”