Beden ve işaret dili, iletişim ve ilişki yönetiminde mesajı ‘adrese teslim etme’ konusundaki en etkili silahlardandır. Tarih boyunca pek çok örneğine rastlamak mümkündür. Merih Demiral kardeşimizin EURO 2024 ’te Avusturya’yı 2-1 yendiğimiz maçta ikinci golün ardından sevinirken ‘ bozkurt ’ işareti yapması da mesajı iletme görevini en iyi şekilde yerine getirmiştir. Nitekim Demiral, maç sonrası verdiği beyanatta, bozkurt işaretinin kendisi için ne anlama geldiğini çok içten bir şekilde ifade etmiş
Beden ve işaret dilleri, yalana, sahteliğe, -mış gibi yapmaya müsaade etmez; mesajı, hiçbir kirliliğe ve yanlış anlaşılmaya uğratmayacak şekilde karşı tarafa iletir.
Allah’a yakarmak için elleri semaya açmak, Hristiyanların istavroz çıkarması gibi daha pek çok sembolik hareketi saymak mümkündür…
Bu arada beden ve işaret dili, kültüre içkin bir konudur. Yani, millî bir meseledir… Her işaret, her ülkede aynı anlama gelmez…
Biz yazımızı Demiral’ın dediği gibi, “Ne mutlu Türküm diyene!” sözleriyle bitirelim… “Ne mutlu Türk olana!” diye değil…
“Bilelim ki; millî benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk