Meclis’e selam, ‘tezgâha’ devam…

04:0018/01/2025, Cumartesi
G: 18/01/2025, Cumartesi
Ali Saydam

Netflix’in Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’ndaymış… Başta LGBT politikaları ve ‘topluluk kuralları’ olmak üzere çeşitli konularda izledikleri yol hakkında milletvekillerinin sorularını cevaplamış… Haberlerden, hanımefendinin bilindik söylemleri, ezberlenmiş ifadeleri tekrarladığını gördüğümüzden, ister istemez “Dostlar alışverişte görsün” kabilinden bir sunum olduğunu düşündük… Sonuç yok, değişen bir şey yok… Bizim de eleştirimize konu olmuş bir örnekle

Netflix’in
Kamu Politikaları Direktörü
Pelin Mavili, TBMM
Dijital Mecralar Komisyonu’ndaymış… Başta LGBT politikaları ve ‘topluluk kuralları’ olmak üzere çeşitli konularda izledikleri yol hakkında milletvekillerinin sorularını cevaplamış… Haberlerden, hanımefendinin bilindik söylemleri, ezberlenmiş ifadeleri tekrarladığını gördüğümüzden, ister istemez “Dostlar alışverişte görsün” kabilinden bir sunum olduğunu düşündük… Sonuç yok, değişen bir şey yok…
Bizim de eleştirimize konu olmuş bir örnekle devam edelim… “Squid Game” adlı dizi, 2021 yılında yayınlandığında izleyici arasında ‘
acayip
’ bir rüzgâr estirmiş ve 265 milyondan fazla izlenmeye ulaşmıştı. Platform, dizinin ikinci sezonunun tanıtımı için Aralık ayının son günlerinde
İstanbul Metrosu
’nu tercih edince, deyim yerindeyse, sosyal medya yıkıldı…
Dizi izleyicilerinin yakından tanıdığı pembe tulumlu askerler metroda belirmişlerdi… Aradan 20 güne yakın bir süre geçti, ‘
olay
’ hâlâ konuşuluyor…
Firmanın tanıtım için tercih ettiği bu yönteme ‘
gerilla pazarlama
’ deniliyor. Wikipedia şöyle açıklıyor: “Gerilla pazarlama, alışılmışın dışında taktiklerle ve beklenmeyen yerlerde, beklenmeyen zamanlarda yürütülen pazarlama kampanyalarına verilen isimdir.”

Merak ettik tabii, ikinci sezon bugüne kadar ne kadar izlenmiş diye araştırdık; öyle ya ilk sezonun üzerinden üç yıl geçmişti… Bakalım o rüzgâr hâlâ lehte mi esiyordu?..

Sonuçlar iddialı…
Variety.com’
un haberine (https://shorturl.at/82yoz) göre; 14 Ocak’a kadar 152,5 milyon izleyiciye ulaşan ikinci sezon, dizinin ilk sezonu ve
Wednesday
dizisinden sonra Platform’da
en çok izlenen 3. yapım
olmuş…
Meraklısı çok, ancak bizim bu ‘
fenomen
’ diziyle ilgili görüşümüz değişmedi…
İlginçlik
ögesine yaslanmış, karanlık ve kötücül bir iş… Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi Şeytan’la iş birliği yapan cinsten… Film eleştirmeni
Bruce Williamson
’ın deyişiyle “İyi yapılmış kötü film” türünden…
Popüler kültür
üretimlerinin bıraktıkları etkilerin önemli olduğunu düşünenlerdeniz… Ne kadar mükemmel senaryolaştırılmış, çekilmiş, yönetilmiş, ne denli merak uyandırmış ve izlenmiş olsa da izleyende olumlu birtakım duygulara, motivasyonlara ya da en azından estetik hazlara yol açmıyor, bir de bunun tersine çalışıyorsa ve hatta
millî kültürün
temelini oluşturan
millî ve manevi değerlere
aykırıysa aramıza mesafe koyar, herkese de aynısını yapmalarını tavsiye ederiz…
Sevgililer Günü gümbür gümbür…

Biz de tam “Nerede kaldı” demek üzereydik ki Sevgililer Günü için hazırlanmış basın bültenleri birer ikişer düşmeye başladılar… Aşk dolu rotalar mı ararsınız, yoksa baş başa huzurlu bir ortam vaat eden otel seçenekleri mi… Hepsi eposta kutumuzda!..

Ramazan ayı 1 Mart’ta başlıyor, Bayram 30 Mart’ta… Arada başka özel gün yok…Popüler kültüre teslim, tüketim kültürü markaları tabii ki 14 Şubat’a abanacaklardı, buna şaşacak değildik elbette…

Sevgililer Günü’nün, Hristiyan inancındaki Aziz Valentin Günü’nden kaynaklandığını, başka bir deyişle Türkiye halkının kahir çoğunluğunun inanç ve değerler sisteminde yer almadığını bir kenara koyalım… Zaten Hristiyan olmasa da bugünü bir kutlamak için çırpınan bir dolu insan da var…

O hâlde ‘pazarlama iletişimi’nin çok çeşitli örneklerinin sergilenebileceği bu ‘özel gün’de söyleyecek hiç mi yeni sözünüz yok diye sormazlar mı?.. Herhâlde yöneticiler, karar vericiler sormuyorlar ki; her sene aynı vıcık vıcık tarzda üretilmiş, yavan mesajlara maruz kalıyoruz…

Yarıyıl tatili, tam zamanı!..

Malumunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini açıkladı. “Hikâyelerle Hayat Terapisi” kitabının yazarı Dr. Hülya İskenderoğlu Bahat da bundan yola çıkarak bazı açıklamalarda bulunmuş…

Aynı çatı altında yaşayan insanların bile, yüz yüze konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih ettiğini söylemiş. Ayrıca, empati kurma, paylaşma, dayanışma gibi değerlerimizin zayıfladığını; yerine, bireycilik, bencillik ve yalnızlık duygularının yerleştiğini ifade etmiş.

Eskiden, aile büyüklerinin atasözleri, deyimler ve fıkralarla bize aslında ‘hayatın anlamını’ öğrettiklerini belirten Bahat, “Bu sayede, kültürel mirasımızı korur ve gelecek nesillere aktarır, aynı zamanda dil becerilerimizi geliştirirdik. Ancak, artık bu tür sohbetlere pek rastlamıyoruz. Fıkra anlatma kültürü neredeyse yok oldu” demiş.

Sosyal medya, dijitalleşme, yeni teknolojilere kendimizi o kadar kaptırdık ki çocuklarımıza, kültürümüze, değerlerimize ne yaptığımızı fark etmiyoruz bile… Ancak bir dolandırıcılık ya da daha beteri taciz vakası yaşandığında birden celalleniyor, sonra yeniden kullanım alışkanlıklarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz…

Oysa Bahat’ın açıklamaları üzerine düşünülecek çok şey var… Kültürümüz erozyona uğrar, değerlerimizi yitirirsek çok ağlarız… O nedenle bu durum daha da dallanıp budaklanmadan harekete geçmekte yarar var… Tam da yarıyıl tatili başlamışken çocuklarımızla ‘yeni nesil’ değil, geleneksel faaliyetler yapsak mesela…

Ne yapacağını bilemeyenler için Uzm. Kln. Psikolog Nadide Demiral, bazı önerilerde bulunmuş: Ailece birlikte plan yaparak ‘tatil takvimi’ oluşturmak; müze, tiyatro gibi eğlenceli ve eğitici etkinliklere katılmak; yemek yapmak, el işi, fotoğraf albümü gibi ortak projeler üzerinde çalışmak; yürüyüş, piknik gibi doğayla bütünleştiren faaliyetlerde bulunmak; Problem çözme becerilerini geliştiren, ekip çalışmasını teşvik eden bulmacalar veya geleneksel aile oyunlarına vakit ayırmak ve üzerine konuşup tartışacak film ya da kitap günleri düzenlemek…

#Toplum
#Aktüel
#Ali Saydam