Güvenlik ve terör uzmanıAbdullah Ağar’ın, dış ülkelerin basın kuruluşlarınaBarış Pınarı Harekâtı’nı ve ülkemizin tezlerini anlatmasından bir önceki yazımızda bahsetmiştik. Ağar’ın bu sorumlu davranışının örnek olmasını dilemiştik...Bu temennimiz etap etap gerçekleşiyor sanki.Ülkemizin itibarına zeval gelmemesi için onurlu bir davranış örneği sergileyen kuruluşlar harekete geçti.Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) veHizmet İhracatçıları Birliği(HİB) birer mektup hazırlayarak yurtiçi ve yurtdışındaki
Güvenlik ve terör uzmanı
’ın, dış ülkelerin basın kuruluşlarına
’nı ve ülkemizin tezlerini anlatmasından bir önceki yazımızda bahsetmiştik. Ağar’ın bu sorumlu davranışının örnek olmasını dilemiştik...
Bu temennimiz etap etap gerçekleşiyor sanki.
Ülkemizin itibarına zeval gelmemesi için onurlu bir davranış örneği sergileyen kuruluşlar harekete geçti.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
(DEİK) ve
Hizmet İhracatçıları Birliği
(HİB) birer mektup hazırlayarak yurtiçi ve yurtdışındaki paydaşlarını bilgilendirmek üzere aksiyon aldılar.
Mektuplarda, operasyonun, sivillere zarar vermeyerek kendi sınır güvenliğimizi güvence altına alma amacı taşıdığı, yurdundan edilmiş Suriyeliler’in ülkelerine dönmeleri için bölgenin terörist unsurlardan temizlenmesinin hedeflendiği yazıyor...
ve
Genel Sekreterlikleri ile
’ne Türkiye tarafından bilgi verildiği belirtiliyor... Operasyonun uluslararası hukuk çerçevesinde yürütüldüğü ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. maddesinden doğan
hakkının Türkiye tarafından kullanıldığı vurgulanıyor...
Yani özetle,
’in
’da
’un sorularını yanıtlarken mükemmelen ifade ettiği hususlar anlatılıyor...
Bu mektuplar çok önemli...
İki kurum, bu vesileyle ettikleri sözlerle, gerçek sonuçlar elde edebilmek, uluslararası etki doğurabilmek, Türkiye’nin tezlerini anlatabilmek için girişmişler bu işe...
ya da
gibi tekniklerle operasyonun amacının çarpıtılmasının, ülkemizin itibarının zedelenmesinin önüne geçmek için bu hamleler çok değerli…
Bu, ülkesini seven, insanına değer veren herkesin ödevidir bizim gözümüzde…
Yurtdışı kamuoyu yalanlarla kandırılır… Bu da Türkiye aleyhine yapılacak her türlü siyasi ve ekonomik hamle için
bir zemin oluşturur.
Son birkaç gündür yayılan yalanları sıralayalım:
İngiltere İşçi Partisi üyesi
, operasyon sırasında öldüğü iddia edilen bir çocuğun annesinin kucağındaki görüntülerini paylaştı. Ancak video dikkatlice izlendiğinde çocuğun hayatta olduğu anlaşıldı. Videoyu ilk paylaşan hesap da çocuğun ölü olmadığını kabul etti.
PYD/PKK’ya yakın bir sosyal medya hesabından Türkiye’nin harekât sırasında
kullanıldığı iddia edildi ve sahte bir fotoğraf paylaşıldı. Fotoğrafın, Irak’ın Musul kentine ABD’nin
’de düzenlediği operasyon sırasında çekildiği ortaya çıktı.
gazetesi yazarı
,
yılında Erzurum depremi sırasında hayatını kaybetmiş çocuklarının başında acı içindeki bir annenin fotoğrafını harekâtta çekilmiş gibi paylaştı.
yılında
’ın güneyindeki Batı Sahra bölgesinde yüz binlerce Faslının katıldığı
sırasında çekilmiş sembolik fotoğraf yine operasyon sırasında çekilmiş gibi paylaşıldı.
Suriye iç savaşı sırasında İdlib kentinde Rusların hava bombardımanı sırasında, elinde hayatını kaybetmiş bir bebeği tutan adamın
tarihli fotoğrafı sosyal medyaya yüklenerek dolaşıma sokulmak istendi.
’de Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun
’e müdahalesi sırasında yaralanmış bir kız çocuğunun fotoğrafı yine aynı amaçlarla kullanılmak istendi…
Şaşırmayın, bunlar karalama listesinin sadece bir parçası… Benzer yalanları uydurup yaygınlaştırmak isteyecekler, hatta daha da iyi prodüksiyonlara girişeceklerdir…
O nedenle
ve
’in yurtdışındaki paydaşlarına gerçekte olan biteni anlatma refleksi çok kıymetli. Ortalığı boş bırakmadan doğru bilginin yaygınlaşması bakımından hayati önem taşıyor.
Öte yandan, zaman zaman birer siyasi parti gibi davranan
,
,
ve
’den oluşanbaşka bir cenah da kalkmış, bu operasyonu “macera” olarak niteleyen bir bildiri yayınlamış…
Bir tarafta yurtdışı kamuoyuna durumu anlatabilmek için
, diğer yanda ülkemiz kamuoyunda oluşan birliği dağıtmak için
…
’nun açıklamasının da pek tatmin edici bulunmadığını biliyoruz… Belediye görevlerinden başka her konuda açıklama yapmasına alıştığımız, kayyum atanan belediyelere ziyaretleriyle bildiğimiz İmamoğlu, “barış” demiş, “demokrasi” demiş ama PKK/PYD teröründen bahsetmemiş… Ülkemizin maruz kaldığı güvenlik tehdidini ağzına almamış bile…
Bu sürecin herkesin rengini belli etmesine neden olacağını yazmıştık. Renkler yavaş yavaş belirmeye başladı…
#DEİK
#HİB
#Fas
#Yemen
#Abudullah Ağar
#Barış Pınarı Harekatı