Kapitalizmle ilgili pek çok kavramda olduğu gibi bu kavramda da tercüme garabeti eksik değil… Ne demek istediğimizi küçük bir örnekle anlatmaya çalışalım… İngilizce’de iki kavram vardır: ‘ Advisor ’ ve ‘ consultant ’. Birbirlerine çok da yakın olmayan bu kavramlar, Türkçe’de tek bir kavramla karşılanıyor; ‘ danışman ’… Keşke, cânım Osmanlıca’yı bir kenara atmasaydık da hepsine danışman diyeceğimize hiç değilse birine ‘ müşavir ’ deseymişiz. Anglosaksonlar aradaki farkı yalın bir metaforla anlatıyor
Anglosaksonlar aradaki farkı yalın bir metaforla anlatıyor ve diyorlar ki; “Advisor, olaylara dâhil (involved), consultant ise adanmıştır (committed)” ve devam ediyorlar “Tavuk yumurtaya dâhildir (involved), domuz ise jambona adanmış (committed).”
Biraz daha açalım… Consultant, elini taşın altına koyar, uygulamada sorumluluğu alır. Advisor ise fikir verir ve süreci dışarıdan izler.
Olayı anlatalım, siz de karar verin; söz konusu olan advisor mı, yoksa consultant mıdır?.. Yoksa e) Hiçbiri seçeneği mi söz konusu?..
En muhteşem açıklamayı ise tabii ki Kemal Bey yapmış: “O günlerin koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu. Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım. Bir arkadaşım tavsiye etti; ‘AK Parti Kadın Kolları’nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP’ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor’ dediler. Batman’da desteği olan bir isim, bu ilde katkısı olur diye önerildi. Ben de o günlerde bir gün bir ilde, ertesi gün başka ilde çalışıyorum. Oradan oraya koşturuyorum. İncelemeye zamanım yoktu.”
Bir kez daha inandık; bizi Allah korumuş…
“Bana danışmanını söyle,
sana kim olduğunu söyleyeyim.”
Anonim
* Gördüğümüz kadarıyla ortaya Hatay özelinde şehir planlaması ve kültürel mirası koruma açısından müthiş bir model çıkmış. İş şimdi, modelin uygulamasında ve tüm dünyadaki emsallerine örnek olmasında…